Biliyor musun? En kötüsüde beni terkettiğin saatlerde başlıyor. İstemsizce telefonu alıyorum o saatlerde elime . Hiç durmadan mesajları yeniliyorum. Tamda o saatlerde gelirsin diye bekliyorum. Ben senin bana kullandığın kelimeleri özledim. Yemin ederim daha birkez bile yanına gelmememe rağmen ben senin kokunu aldım. Şuan o kokunu özlüyorum. Son bir fotoğrafın kalmıştı senden bana hatıra aklıma sokayım sildim bir anlık mallıkla. Şuan bir mesajına hasretim ben. Bir dakikalık sesine hasret. Bir fotoğrafını görsem sanki tüm dünya benim olacak. Hâla hayâllerimi sen süslüyorsun. İlk günaydınımı sen alıyorsun hâla. En çok ben seviyorum yağmurlu ve kasvetli günleri. Çünkü en çok sen seviyordun o günleri. Şuan sonsuz kelimelerle sana olan hasretimi yazabilirim buraya, senin okumayacağını bile bile...
İyi değilken iyiyim diyecek kadar kötüydüm ben. Senin yokluğunda senin hayâline sarılacak kadar kötü. Senin sevgine muhtaçtım ben. Sen yokken bile...
Bu gecemi sana ayırabilirim. Doya doya özleyebilirim bu gece seni.Senin için çok güzel bir şiir yazmak isterdim bu gece. Denedim ama yazamadım. Kafiye kuramayacak kadar daldım hayâllerine. Bu yazımı bir resimle süslemek isterdim. Senin resminden daha güzel bir resim bulamayacağımı bildiğim için resimsiz olsun istedim. Kilometrelerce uzaktan sevdim ben seni, birgün kavuşmak umuduyla. Kilometrelerce uzaktan seviyorum hâla seni birgün kavuşmak umuduyla. Sana kavuşamamışken senden ayrı kalmak çok kötü. Senin ne durumda olduğunu düşünmeden mutluluk hayâline dalmak çok kötü. Sana söz verdiğim gibi hergün mutlu olmaya çalıştım ama bugün o sözümü tutamayacağım...