Zamanın yelesine yükle karanlıiğın hüznünü,
Bırak alsın götürsün gönülden uzaklara ...
GÜLSEREN BİRGİN🌸🌸
Karanlık gece gibi üzerimi örterken bir ses duyuyorum arkamdan. Beni iliklerime kadar korkutan bir ses. Arkamı dönmek istiyorum ama beni engelleyen güçlü kollar varmışçasına dönemiyor. Bir engel var ,göremiyorum. Sesler artıyor , tehlike çanları çalıyor kafamda koşmam gerektiğini anlıyorum aniden. Koşuyorum , sesler artıyor önümü göremiyorum. Zifiri karanlık... Nerdeyim ben? Burası neresi? Aklımda bu sorular varken durmadan koşuyorum. Arkamdaki sesler ben koştukca bir ordunun ayak sesleri gibi. Yakın ve güçlü... Koşuyorum nereye koştuğumu bilmeden. Sesler artıyor arkama dönemiyorum. Sesler helak olmuş bir kavmin çığlıklarına dönüşüyor. Onlardan kurtulamıyorum çığlık sesleri nüksediyor gecenin zifiri karanlığına. Ve ben karanlık bir sırra sarınıyorum. Sonra bir el kurtarırmişçasına uyandırıyor Beni rüyamdan. Nefes Nefese ve ter içinde uyanıyorum. Gözlerimin önüne bazı görüntüler geliyor ama onlara mana yükleyemiyordum. Korku... Bedenimi esir alırken yatağımın çarşafını sıktığımın farkında bile değildim. Yani başımda duran saate baktım: 03.30 Boğazım kupkuruydu ama korkudan şu içmeden yatağa uzandım yine yorganıma sıkıca sarildim Beni koruyacakmis gibi. Kötü bir rüyaydı sadece diye geçirdim içimden. Bu kadar korkacak ne vardı? Herkes kabus görebilirdi ne de olsa. Uyumalıydım. Yorganı kafama kadar örttüm. nefeslerimi düzene sokup Etrafı kolaçan ettim. Ay ışığı karanlık odayı esiri altına almış tahtına kurulmuştu gökyüzünde. Tehlike kokusu alıyordum ,vücudum sanki dikenlerin üstündeydi. Tekrar etrafımı kolaçan ettim. Hiçbir şey yoktu ışte. Sadece beynimin kuruntularıydı. Tekrar önüne döndüm. Gözlerimi sıkıca kapattım. Kendimi uykuya teslim edecekken pencerem şiddetli bir şekilde açıldı. Attığım çığlık boğazımı yakararcasına
Kendini karanlığın koynuna bıraktı. Elimle ağzımı kapattım. Rüzgar perdelerimle ahengi kurmuş dans ediyordu adeta hemen yataktan kalktım odamın kapısını açıp çıktım odadan. Annemin odasının önüne geldiğimde beklemeden kapıyı açtım. Oda boştu. Yine mi Allah aşkına Yine evde değildi her gece vardiyalarina kalıyordu. Çıktım odadan kardeşimin odasına yöneldim. Mışıl Mışıl yatıyordu ses etmeden çıktım odadan. Bu sefer kendi odama yöneldim biraz da korkarak. Kapıyı açıp içeri girdim. Pencere kapalıydı. Bir dakika kim kapatmıştı bunları? Ben kapatmadığıma eminim. İyi de bunlar nasıl kapandı? Annen evde değildi o kapatmış olamazdı. Pencereye yaklaşıp kollarını tuttum. Bir kapatmadan bunlar kapanmazdi. Bir an kendinden şüphe ettim. Pencereler açılmıştı değil mi?Ve ben korkup odadan çıkmıştım. Ahhh! Aklımı yitireceğim. Perdeyi kaldırıp dışarı baktım,rüzgar agaclari senfonisine katıyor onları bir saha bir sola hareket ettiriyordu. Sokak bomboştu. Gerçi bu saatte kim dışarda olabilirdi ki? Ben bunları düşünürken karşıdaki ağacın altında
bir siluet görmüştüm. Hayır! Siluetten öte karanlık bir şeydi bu kalbin göğüs kafesimi yırtarcasına atıyordu,özgürlüğüne kavuşmak ister gibi. Biraz daha yaklastirdim kendimi pencereye. İnanamıyorum yoktu ! Bu da neydi böyle? Aklımı kaçırmış olmalıydım. Hızla perdeyi çektim. Belki de sadece bir gölgeydi ,birisinin gölgesi... Başımı kaldırıp saat baktım:03.55. Gördüğüm ruya yüzünden sanrılar görmeye başlamış olabilirdim Belki de kim bilir? Hızla yatağa attım kendimi. Hiçbir şey düşünmemeye çalışarak bildiğim tüm duaları okudum ve uyumaya çalıştım. Ne zaman uykuya daldığımı bile hatırlamayarak.
🌸🌸🌸
Gözlerimi açtığımda refleks olarak ilkin saate baktım. Saat yedi buçuktu. Olamaz ise geç kalacaktım. Kendimi banyoya attım hemen. Rutin işlerimi halledip cıktım banyodan. Dolaptan rastgele bir şeyler alıp geçirdim üstüme 15 dakikam vardı. Geç kalmak istemiyordum. Siyah saçlarını hemen topladım. Telefonumu cebime atıp çıktım odadan. Anneme baktım gelmişti kardeşimi evde yalnız bırakmak istemiyordum. Çıktım evden. Kendimi mahallenin izbe sokaklarına attım. Dun geceden kalan rüzgar tenimi okşuyordu. Dun gece geldi aklıma ruya ,pencere ,siluet... Başım ağrıyordu artık. Yeter ,dedi iç sesim bunlar o aptal beyninin bir oyunu. Evet öyle olmalıydı. Birkaç gecedir yatamıyordum ,uyku düzenim de bozulmuştu bu aralar bunlar birer sebep olabilirdi. Küçük bir kafede çalışıyordum. Üniversiteden fırsat buldukça buraya geliyordum ve bugün de benim tatilimdi. Çalışıp para kazanmak ayrı şeydi doğrusu. Elime üç beş kuruş girsin milletin mninetini almayayım bana yeterdi. Aklımda bu düşünceler varken kafeye ulaşmıştım. Fazla uzak değildi zaten. Kapıyı zorlanarak açtım ,güzelce gıcırdadı kapı. Bu sesi seviyordum emekdar yaşlılara benziyordu. İçeri geçtiğimde kafenin sahibi numan amcayı aradı gözüm kafenin çiçeklerini sülüyordu görüş alanıma girdiğinde. Geldiğimi görünce " Günaydın kızım hoşgeldin "dedi. Her zamanki gibi gözünün etrafındaki karışıklıkları izledim. Gözleri yüzüne oranla küçüktü ama sevimli idi. Yaşlılık belirtisi olan çiller önemsizce dağılmışti yüzüne. Bu ona daha babacan bir tavır veriyordu. Dudakları her zaman bir şey anlatacakmis gibi bir açılıp bir kapanıyordu. Düşüncelerimden sıyrılıp "Günaydın Numan amca ,nasıl gidiyor?"
"Bildiğin gibi kızım " dedi gülümseyerek. Ben de ona gülümseyerek ceketimi çıkardım önlüğümü takıp işe koyuldum.
🌸🌸🌸
Yorucu bir gündü doğrusu. Müşteriler tıklım tıklımdi. Ben ve Numan amca koşturup durduk bugün. Son müşteri de kalkınca elime bezi alıp masasını temizledim. Eve gitme vakti gelmişti. Numan amcayı aradı gözüm. Tabak sesleri geliyordu mutfakta olmalıydı. Yorulmuştu adamcağız. Önlüğümü çıkarıp lavaboya attım Kendimi. Elimi ve yüzümü soğuk suyla yıkadim. İyi gelmişti. Yüzüm kurutup başımı kaldırdım. Aynada kendime baktım. Esmer tenimi iyice kuruttum. O ana kadar arkamdaki siyah cismi fark etmemiştim. Gözlerin yerinden çıkarcasına büyüdü havlu yeri boyladi. Arkamı döndüm. Ama Allahım hiçbir şey yoktu !! Kalbim deki gibi aşınmaya başladı. Deki miydim ben? Aynaya döndüm tekrar tam arkamda duruyordu ışte. Tekrar arkama döndüm yoktu ışte yoktu lanet olası. Halüsinasyonlar mi görmeye başlamıştım? Göğüs kafesim hızla inip kalkıyordu. Hemen bıktım lavabodan. Askıda ceketimi alıp hızla giydim üstüme. Numan amcaya iyi akşamlar dileyerek çıktım kafeden. Hava baya soğumuştu. Bu mahallenin kasvetli havası herkesi sarmışcasına insanların üzerindeydi. Sokakta tek tük insanlar vardı. Telaş içinde kosuşturuyorlardi. Yürüdükce havanın soğuduğunu daha iyi hissediyordum. Pilici örutüm ceketimi bedenime. Bir an önce eve yetişmek istiyordum. Karanlık çekmişti yorganını insanların üzerine. Gökyüzüne kaldırdım başımı. Yaratıcı yakmışti yıldızlarını bir bir. Bir an arkamdan ayak sesleri duydum. Arkamı döndüğümde kimse yoktu beraberinde ayak sesleri de kesildi. Korkuyordum. Yine Korkuyordum. Bu aralar bundan başka bir şey yapamıyordum zaten. Önüne dönüp hızla ilerledim. Ayak sesleri de arttı. Nefes nefese yürümeye devam ettim. Cılız sokak lambaları yetmiyordu sokağı aydınlatmaya. Etrafima baktım. Bir şey olsaydı eğer etrafta insanlar bile yoktu. Caddenin başında tek tük insanlar görünüyordu. Koşar adımlarla ilerledim. Arkamdaki kişinin Nefes alışverişlerinden bir erkek olduğunu anladım. Arkamı dönecektim ki biriyle çarpışıp çığlığı basmam bir oldu. Yüzümü kaldırıp çarpıştığım kişiye bakınca derin bir oh çektim. Mahallenin haber bülteni. Derya idi bu. Onu umursamadan Arkamı döndüm. Benimle beraber Derya da benim baktığım yöne baktı. Bir adamın karanlık bir sokağa girdiğini gördüm. Bu beni takip eden adam olabilirdi. "Nereye bakıyorsun sen " Derya nin sözleri önüme dönmeme neden oldu. "Hiç" dedim. "Sadece o adama bakıyorum" "Hangi adama?" diye sorduğunda elimi kaldırıp "Şu adama ışte karanlık sokakta yürüyor hani. "Yüzüme aval aval baktı. "AYRAL orda kimse yok." Deyince olduğum yere mıhlandım. Hemen o sokağa baktım gerçekten de kimse yoktu. Yutkundum. Işte bu sefer gerçekten delirirdiğimi düşündüm. Derya elini kaldırıp omzuma koydu. "İyi misin?"dedi acıklı ses tonuyla. İyiydim ben ve o adamı görmüştüm. Arkası dönük yürüyordu nasıl olur da görmeye bunu? " O adamı görmedin mi "dedim gerçekten şaşırarak. Olumsuz anlamda başını salladı. Ve dudaklarını büzdü her bunu yapardı. "Ayral sanırım sen iyi değilsin. Belki de bir hast-" " Ben iyiyim Derya "dedim biraz da kizginlikla. Kaşlarını yukarıya doğru kaldırdı. "Peki o zaman benim gitmem gerek ,iyi akşamlar." "İyi akşamlar" diyerek yanından ayrıldım. Şu an resmen deli muamelesi görüyordum. Gerçi delirmedigim ne malumdu? Eve ulaşmıştım. Hemen kendimi içeriye attım. Annen yemeği hazırlıyordu. Hayret bu akşam'evde diye geçirdim içimden. Geldiğimi duyunca bana döndü yüzünü." Kolay gelsin kızım. "
"Sağ ol anne. "
Dedim kurt bir tonda." Ayral sabah kahvaltı yapmadan çıktın değil mi?"
Ahhh. Gerçekten mi? Gerçekten bunu mu düşünüyordu? Kardeşim ile beni yalnız bırakıyor ,bizim ne halde bile olduğumuzu sormuyor,tek derdi kahvaltı yapıp yapmadığım mi? Cevap vermeden ceketimi çıkarıp astım. Ona döndüğümde kaşlarını catıp bana bakıyordu.
"Neden Cevap vermiyorsun bana?"
diye sorunca ona döndüm hızla.
"Cevap mı? Benden Cevap mi bekliyorsun? O zaman cevap vereyim: bizi yalnız bıraktığın her gece neler çektiğimizden haberin var mi? Hadi beni yaşım on dokuz ben başımın çaresine bakarım ama Murat o daha küçük anne onun bir anneye ihtiyacı var özellikle de geceleri. Korktuğunda sen yanında yoksun gecelerce yatamadı onu zorla yatırıyordum. Onun sığınacağı bir annesi olmalı yanında. Neden onu bundan mahrum bırakıyorsun? Korktuğunda yanında sayılabilecek bir annesi yok ,Korktuğumda yanımda sarılabileceğim bir anne yok. O zaman da kahvaltı edip etmediğimizi mi merak ediyordun? Gerçekten tek derdin bu mu ? "
Sesim sonlara doğru kısılmıştı. Anneme baktığımda beklemediği bu ani çıkışım yüzünden biraz şaşkındı. Bir şeyler söylemek istedi dili varmadi ,söyleyemedi. Gözleri dolmuştu kırmıştım onu. Annemi seviyordum ona değer verdiğim için yanımızda kalmasını istiyordum. Özür dilemek istedim O an. Bu sözleri hiç söylememeyi yeğledim. "Haklısın kızım. "Annemin Sesini duyunca tekrar ona döndüm. "Ama yapacak bir şey yok çalışmalıyım sizin için."
Derin bir iç çektim.
"Özür dilerim."
Dedim yorgun bir sesle. İki gündür yaşadıklarımdan olmalı ne varsa dökmuştum hadsizce. "Sorun değil canım seni anlıyorum. "
Dedi. O an ona sarılmak istedim ama buna alışık olmadığımdan vazgeçtim. Beraber sofrayı hazırlayıp yemeklerimizi yedikten sonra işlerimizi halledip salona geçtik. Annen Murat ile birlikte film izlemeye başladı. Beni de aralarına davet ettiler ama yorgun olduğumu söyleyip odama geçtim. Odama geçtiğimde dün gece yaşadıklarım geldi aklıma. Üstelemeyip üstümdekilerden kurtuldum. Çünkü kendimi biliyordum binbir ihtimali düşünürdüm. En sonda da aklımı kaçırırdim. Gerçi aklımı kaçırmadığım ne malumdu?
Üstüme rahat bir şeyler alıp kendimi yatağa attım. Ardından Notre Dame in Kamburu nu alıp okumaya başladım.
🌸🌸🌸Epey geç olmuştu. Annem birkaç defa gelir uyumamı söylemişti ama onu geciştirip kitabımı okumaya devam etmiştim. Şimdi ise saat gece yarısını geçiyordu. Kitabın ağzını kapatıp yani başınmda duran masaya koydum. Işığı kapatıp sıcaklığı hala üzerinde olan yatağa girdim. O an gözlerime bir şey takıldı kapının hemen önünde bir siluet vardı. Hayır! Gölge gibiydi ya da kara bir duman... Anlamlandıramıyordum.
Bu da neydi böyle? Hiçbir şey anlamıyordum beynindeki O birkaç hücre donmustu sanki. Odada kalbimin atışları volta atıyordu beraberinde getirdiği şey ise açık seçik korku idi. Hiçbir şeye benzemiyordu o karanlık .Kapı ile bütünleşmemişti kapının hemen önünde duruyordu. Kendimi yatak başlığına dayadım. Dizlerimi kendime çektim Gözlerimi kapatıp dua etmeye başladım. Belki de giderdi.Kim bilir ?
O an bir fısıltı duydum. Beynimin içinde miydi yoksa etrafta mıydı ayırt edemedim. Ama şunları algılayabiliyordum:
"KORKU DAHA BÜYÜK BİR KORKUYLA İYİLEŞMEZ! KORKUYLA AYNI DİLDEN KONUŞTUĞUNDA ONUN SALTANATİNİ BERKİTIRSİN ANCAK. RUHUN KAYBOLMAK ÜZERE ONU DİLSİZ BIRAKMAK DA MARİFET İŞSİZ BIRAKMAK DA..."
Kapattığım gözlerimi hemen açtim. Bunları kim söylemişti?
Büyülü sanki bu sozler. Bu ses m karanlık gölgeden mı çıkmıştı?
Hayır beyninin içindeydi diye yanıtladı beni iç sesim. Hala orda duruyordu O gölge. Kalbim yine benden izinsiz şahlanmaya başlamıştı. Yine dua okumaya başladım belki bu sefer giderdi. Ama orda duran karanlık gölge aykırıydı düşüncelerime. İsmim gibi aykırıydı.
Ayral'dı başlı başına...
ŞİMDİ OKUDUĞUN
KARANLIĞIN İÇİNDE
Gizem / GerilimOdada kalbimin atışları volta atıyordu beraberinde getirdiği şey ise açık seçik korku idi. Hiçbir şeye benzemiyordu o karanlık. Kapıyla bütünleşmemişti. kapının hemen önünde duruyordu. Kendimi yatak başlığına dayadım. Dizlerimi kendime çektim Gözl...