Derin İnternet

16 3 0
                                    

Herkese merhaba;
<3 yorum yapmayı ve oy kullanmayı unutmayın!<3
İnstagram: tgceyanardag
Keyifli okumalar<3

ÖTEKİ ZİNDAN
7. Bölüm

Bütün umutlarda böylece yerini acıya bırakmıştu. Umarım bir daha aramızdan birini kaybetmeyiz ve birlikte sadece huzurlu olduğumuz bir yere gidebiliriz. Sadece buradan kurtulmak istiyorum. Bundan sonra ışığımızı o uzun ve karanlık tünelde kaybetmeden sadece buradan kurtulmak istiyorum.

Öylece durmuş, Zeynep'in haykırışlarını dinledim ve onu izledim. Şeref'in göğsünü yumrukluyordu. ''Nasıl yaptın bunu? Nasıl?''

Ben vücuduma felç inmiş gibi kıpırdayamıyordum. Her şeyi gözlerimle görüyor ama kılımı kıpırdatamıyordum. Zaten fark etmezdi. Serkan artık yoktu! Hiçbir çığlık onu geri getirmeyecekti.

''Ben sizin yanınızda sanıyordum. Aşağıya inmişti orada değildi.'' Şeref'in gözlerinden yaşlar akarken, Mert yumruğunu sıkarak, etrafına bakıyor, bir elini dalgın dalgın saçlarında gezdiriyordu.

Zeynep bir kez daha bağırdı. ''Katilsin sen. Katil! Ben de seni öldüreceğim.'' Şeref, Zeynep'i omuzlarından tutarak, salladı. ''Ben katil değilim.'' Bütün kasları acıyla gerilmiş, dudakları inler gibi kıvrılmıştı. Gözleri de yine çektiği ıstırabı gösteren bir biçimde yaş dolmuştu. "Bana katil diyemezsin!"

Mert aslan gibi kükreyerek, Şeref'in üstüne atladı ve yakasını kavradı. ''Bırak lan kızı!'' Suratına indirdiği yumruğundan, dirseğine doğru sicim gibi kıpkırmızı kan süzülüyordu. Şeref savrularak, kayalara tutundu. Başını eğdi. Burnundan akan kanı elinin tersiyle sildi. Karşılık vermiyordu ama Mert durmadı. ''Sen kardeşimizi öldürdün.'' dediğinde yakasına tekrar yapıştı ve ardı ardına yumruklar atıp Şeref'in pestilini çıkardı. Ağzı burnu kan içinde kalan Şeref yere yığılarak, kendinden geçti.
Mert tıpkı bir sapığın suçsuz bir kızı yerde sürükleyişi gibi acımasızdı. O an içimden hıçkıra hıçkıra ağlamak, bağırıp çağırmak ya da ona baktığımda atan kalbimi göğüs kafesimden söküp atmak, ezip yok etmek geldi. Öfkeyle koşup kolundan tuttum. ''Dur!'' diye bağırdım. Dudaklarım dehşet içinde süzülerek kendime çektim. ''Onu öldüreceksin.''

Sert bir biçimde kollarımdan kavradı. Öfkeyle köpek gibi soluduğu nefesi yüzüme çarpıyordu. ''O Serkan'ı öldürdü,'' dediğinde yüzüne bir ciddilik geldi ve o an yüreğim sıkışır gibi oldu. Kendimi hırsla geri çektim.

Karşı karşıya durmuş, silah çekmek üzere hazırlanan iki silahşor gibi birbirimize bakıyorduk. Aslında çok kısa, ama insana çok uzunmuş gibi gelen zamanın durduğu anlardandı. Kolumu yeniden kavradı. Gözleri büyümüş, lop yumurta gibi görünüyordu. Dik dik yüzüme baktığında; ''Yapma!'' diye mırıldandım. Kendimi çekmeye çalıştım ama demir bir mengene gibi güçlü ve acımasız elleri beni iyice kendine çekti.

''Bizi buraya sürükleyen de, kardeşimizi öldüren de O!'' Kollarımı sıkan elleri giderek artan bir güçle sıkmaya devam ediyordu. Artık damarlarımda ki kanın durduğunu ve dolaşımı bıraktığını hissediyordum ve kollarım karıncalanıyordu. Ellerimi göğsüne dayadım.

''Sen bu değilsin Mert. Beni korkutuyorsun.'' Gözlerimi, gözlerine diktiğimde derin bir nefes alarak şişirdiği yanaklarından, nefesini başını çevirerek geri verdi. Gevşeyen elleri yavaşça kollarımdan sıyrılırken, ayağının kenarıyla yerde ki kuma tekme attı. "Lanet olsun!"

"Öldü!" Bakışlarım Zeynep'e döndüğünde başını iki elinin arasına almıştı ve çömeldiği yerde, ''Onu bir daha göremeyeceğim,'' diye mırıldanıyordu.

Yavaş adımlarla ona doğru gittim ve yanına oturdum. Kollarımla bedenini sararak, başımı sırtına dayadığımda dudaklarımı araladım ama konuşamadım. Söyleyecek tek bir kelime bile bulamıyordum.

Öteki ZindanHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin