Bölüm 8: Karşınızda Cemre Erdem

227 23 14
                                    

Yukarıdaki şarkıyı açmayı unutmayın, iyi okumalar

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

Yukarıdaki şarkıyı açmayı unutmayın, iyi okumalar...


Ne için yaşıyoruz bu hayatı? Neden gönderildik bu sonsuz gezegene mesela? Öylesine mi geldik? Her şey sadece bir aldatmacadan mı ibaret? Yaşadığımız şeyler, hayatımıza girip çıkan insanlar, göğüs gerdiğimiz zorluklar, sevinçten havalara uçtuğumuz anlar... Hangileri tam anlamıyla gerçek ki? Hangi biri yanımıza kalıyor ki? Bir şeyler yaşıyoruz ve bitiyor. Biriyle tanışıyoruz ve gidiyor. En özel anlarımız bile sadece birer hatıra olarak kalıyor. Bir saniyede değişebiliyor her şey. En sevdiğiniz insan, birkaç saniye içinde sizi bu dünyada yapayalnız bırakabiliyor. O yüzden, şu an bu satırları nerede, kiminle okuyorsunuz bilmiyorum ama sizden bir ricam var. Eğer mümkünse en sevdiğiniz insana tam şu an onu ne kadar çok sevdiğinizi söyleyin. Eğer sizden uzaksa elinizi kalbinize götürün ve sanki yan yanaymışsınız gibi fısıldayın. Anneniz, babanız, kardeşiniz... Hislerinizi gizlediğiniz her kim varsa artık bundan vazgeçin. Çünkü hayat, duygularımızı kendimize saklamak için çok kısa.

Şoför koltuğunda siyah takım elbiseli genç bir adam, yanında tıpkı ona benzeyen bir başka adam, arka koltukta ise yanımda oturan ve sürekli babaannemden bahsedip duran o pislikle beraber asla bitmek bilmeyen bir yolculuğa çıkmıştım. Yol boyunca sürekli babaanneme ne kadar benzediğimden, her şeyin onun yüzünden olduğundan, onu bu hale babaannemin getirdiğinden bahsedip durmuştu. Onu nereden tanıdığını ve neden beni alıkoyduğunu sorduğumda ise söylediği tek şey, bilmem gereken tek şeyin bana zarar vermeyeceği olduğuydu. Bu siyah arabanın içinde bir bilinmezliğe doğru yol alıyorduk.

Nihayet araba büyük bir evin önünde durduğunda şaşkınlıkla pencereden etrafı seyretmeye başladım. Üç katlı ve dışı simsiyah olan bu ihtişamlı evin kocaman bir bahçesi vardı. Büyüleyici bir etkisi olan bu yer beni korkutmamış aksine büyülemişti. Kapıdaki korumalardan biri bize yaklaşıp önce yanımdakinin ardından da benim kapımı açıp inmemi sağladı.

Yavaş adımlarla büyük bahçe kapısından içeri girdiğimde garip bir manzara beni karşılamışt. Evin yan tarafındaki büyük havuzun etrafındaki insan kalabalığı ve etraftaki ışıklardan anladığım kadarıyla biri burada büyük bir parti veriyordu. Önümde yürüyen pisliği takip etmeye başladım. Bahçeye girdiğimizi hiç kimse fark etmemişti. Şaşkınlıkla etrafımda olanları izlerken önümdeki yavaşça olduğu yerde durdu ve yanına varmamı bekledi. Ardından yavaşça kulağıma fısıldadı.

"Odanda senin için bir şeyler bekliyor. Hazırlan ve aşağı gel." Ben söylediği şeylere anlam veremezken o, gürültülü kalabalığın içine doğru ilerlemeye başladı. Ardından yanımda beliren iki koruma ile birlikte söylediği odaya doğru yürümeye başladım.

Evin kapısından içeri girdiğimizde fark ettim ki, burası gerçekten bir saray yavrusuydu. Her tarafı kaplayan kristal aksesuarlar, ihtişamlı avizeler, ve duvarların yarısını kaplayan kitaplıklar ile birlikte oldukça etkileyici görünüyordu her şey.

SONSUZ RÜYA (TAMAMLANDI)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin