Bölüm 4: Kimsin Sen

278 23 11
                                    

    Bölüm Şarkısı:
          Ludovico Einaudi~Divenire

                    İyi okumalar <3

Gözlerimi alarmın sesiyle açtığımda hızla yerimden kalktım. Dersimin başlamasına 15 dakika vardı. Kucağımdaki fotoğraf çerçevesini baş ucuma koydum ve koşarak banyoya girdim. Saçlarımı özensiz bir topuz yapıp yüzümü yıkadım ve dişlerimi fırçaladım. Ardından hızla üzerimi değiştirip çantamı ve telefonumu alıp odadan çıktım.

Merdivenleri koşar adımlarla indim ve hızla yurttan uzaklaştım. Yaklaşık 5 dakikam kala okula yaklaşmıştım bu yüzden adımlarımı yavaşlattım ve nefesimi düzenlemeye çalıştım.

Okulun önüne geldiğimde büyük bir kalabalığın bir yerde toplanmış olduğunu gördüm. Hızla kalabalığa yaklaştığımda yerde birinin baygın halde yattığını fark ettim. Kalabalığın içinden sıyrılarak yatan çocuğu gördüğümde beynimden vurulmuşa döndüm. Yerde yatan kişi Bora'ydı. Hızla yere oturdum ve başını dizimin üstüne yerleştirdim.

"Bora! Bora aç gözlerini!" Gözyaşları içinde Bora'nın uyanmasını sağlamaya çalışırken bir yandan da ona ne olduğunu anlamaya çalışıyordum. Karşımdaki rastgele birine döndüm ve

"Ona ne oldu?" diye sordum.

"Kimse anlamamış. Yürürken birden yere yığılmış." Gözyaşlarımı silerek Bora'ya kalp masajı yapmaya çalıştım.

"Bora! Hadi aç gözünü!" Uğraşlarım sonuç vermemekte ısrar ederken kalabalığın içinden bir çift geldi.

"Oğlum!" Orta yaşlı bir kadın hızla yanıma oturdu ve Bora'yı uyandırmaya çalıştı.

"Selim, çabuk ambulansı ara! Biri ambulansı arasın! Bu okulun hocaları nerede! Kimse ilgilenmiyor mu!" Bora'nın annesi gözyaşları içinde bağırmaya devam ederken okulun bahçesine giren ambulansın sesiyle etraftaki kalabalık azalmaya başladı.

Sağlık görevlileri hızla Bora'yı alıp sedyeye yatırdı ve ambulansın içine götürdü.

"Ben de gelebilir miyim?" Bora'nın annesi sorduğum soruya göz yaşlarının ardından gülümseyerek başını salladı. Ve birlikte ambulansın arka kapısından içeri girdik.

Bora vucüduna bağlanan solunum cihazları ve birtakım başka aletlerin içinde yatarken biz de biraz olsun sakinleşmiştik.

"Sen, sen Cemre olmalısın... Ben Sevda. Annesiyim Bora'nın." Şaşkın gözlerle kadına baktığımda devam etti,

"Bora senden çok bahsetti. Yeni tanışmışsınız sanırım." Yavaşça başımı salladım,

"Bora çok yalnız bir çocukluk geçirdi. Bu, bu bayılmaları yüzünden kimse onunla oynamak istemiyordu. Onu ilk defa bu kadar mutlu gördüm son günlerde..." Elimle Bora'nın elini tuttum ve merakıma yenik düşerek annesine bir soru yönelttim,

"Hastalığı dediniz... Bora'nın ne sorunu var?"

"Vazovagal Senkop olarak geçiyor. Belli bir sebebi yok aslında. İlaç ile tedavi görüyordu. Sabah ilaçlarını almayı unutmuş olmalı..."

"Bana, bana hiç söylemedi böyle bir şey olduğunu."

"Söylememesi normal kızım... Seni kaybetmek istemediği için söylememiştir." Gözlerimi yavaşça Bora'ya doğru çevirdiğimde kumral saçlarının yüzüne düştüğünü fark ettim. Elimle saçlarını düzelttim ve gülümseyerek annesine döndüm.

"Sizinle böyle tanışacağımı düşünmezdim ama... Gerçekten çok iyi bir evlat yetiştirmişsiniz... Bora gerçekten çok temiz kalpli biri. Çok fazla şey paylaşmadık belki ama ben gözlerinden anladım. O çok özel biri."

SONSUZ RÜYA (TAMAMLANDI)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin