" Dünyayı anlamak yetmez, onu değiştirmek gerekir. " K. Marx
Felsefe biriminin sembolik bir anlamı vardı. İnsanlar, felsefe sayesinde zaman kavramını bükebilmiş ve onu tek bir düzleme oturtabilmişti. Bu yüzden araştırma merkezinin en gözde noktasına kurulmuştu. Adeta binanın beyni gibi dizayn edilmişti. Bu durum, zevklerine düşkün Arden için avuntu olmuştu.
Kalabalık bir birimdi. Büyük bir salonda sık sık belirli tartışmalar yapıyorlardı. Bu tartışma konuları, insanlık tarihinin başlangıcından beri süregelen tartışmalardı. Evreni kavramaya ve bilgiye sahip olmaya çalışılıyordu. Tıpkı felsefe tarihi boyunca süregeldiği gibi...
Şimdiye değin zamanı belli boyutlarıyla kavrayabilmişlerdi ve bu, insanlık gelişimi için devrim noktalarından biriydi. Ateşin ve yazının bulunması kadar etkili olmuştu. Bunun felsefe ile yapılmış olması ise felsefenin büyük bir ivme kazanmasını sağlamıştı.
---------------------------------------
Arden, ilk çalışma gününde hararetli bir tartışmaya şahit oluyordu. Büyük ekseriyet, Doktor Murat ile ağız birliğiyle geleceğin kavranamayacağını ve onun bizim dışımızda gelişeceğini savunuyordu. Onlara göre bir hayal satmaktan başka şey değildi. Sert ithamlarda bulunuyorlardı.
Doktor Murat felsefe biriminin başkanı ve en tecrübelisiydi. Sosyal düzen ve insan ilişkisi üzerine çalışmaları ile önemli bir ün kazanmıştı. Bu yüzden felsefe biriminin çalışmaları ve ortaya koydukları onun direktifleri ve uygun gördüklerinden oluşuyordu. Dolayısıyla kısır bir çalışma ortamı vardı. Bir çoğu onun fikirlerini desteklemekten başka bir şey yapmıyordu. Karşı tez böylelikle çürütülüyordu.
Yine böyle bir tartışma ortamı hâkimdi. Farklı fikirler sert bir üslupla bastırılıyordu. Doktor Murat salondaki konumunu da kullanarak, hâkim bir dille konuşuyordu: " Haddinizi bilin! Söylediklerinizle bilgilerimize ve öğretilerimize dil uzatıyorsunuz. Verilmiş ve verilen emekleri hiçe sayıyorsunuz. Öğretiler ve bilgiler bizim çalışma disiplinimizdir. Disiplinsiz ve temelsiz çalışmayı öne sürüyorsunuz. Soru sormaktan, sorgulamaktan bahsediyorsunuz. Buyrun! Peki soruyorum size! hangi temelde yapacaksınız? Sonunun nereye varacağı belli olmayan bir sorgulamadan bahsediyorsunuz. Yaptığınız çocukça hayal kurmaktan başka bir şey değil."
Arden heyecanla, "Yanılıyorsunuz!" diye seslendi. Sesinin tonu kendisini memnun etmişti. Kimsenin duyamayacağından korkmuştu. Kendisine bakıldığını görünce aynı heyecanla devam etti: "Sıkı sıkıya öğretilere sarılıyorsunuz. Bizden de bunu istiyorsunuz. Ancak öğretiler, bize nasıl düşünmemiz, nasıl hareket etmemiz, nasıl yola çıkmamız gerektiğini söylüyor. Biz bu disiplinle farklı yolları aramaya çalışıyoruz. Ancak, bu öğretilerin ilerlediği yollar ve yasakladığı yollar bellidir, ortadadır. Bizim bunun dışına çıkmamız mümkün değil. Eğer değiştireceksek, değişim istiyorsak; öğretilerinizi bize dikte etmekten vazgeçin!"
Son söylediğinden dolayı korkmuştu. Fazla ileri gittiğini düşündü. Sessizlik hakimdi. Herkesin onu izlediğinin farkındaydı. Yüzünü kaldırıp bakmaya utanıyordu. Daha ilk günden fazla göze batmıştı işte. Pişmanlık duyuyordu. Nerdeyse özür dileyip, yanlış anlaşıldığını söyleyecekti. Yapmadı.
Doktor Murat biraz bekledikten sonra yerinden yavaşça kalkıp Arden'e: " Hoşgeldin, genç arkadaşım. Seni odamda bekliyor olacağım." dedi.
Arden özür dilemek için iyi bir fırsat olduğunu düşünerek, odasına girer girmez: "Söylediklerimde yanlış anlaşıldım sanırım." diye söze girdi. Doktor Murat ise sert bir şekilde: " Ne yani, söylediklerine katılmıyor muydun?" diye çıkıştı. Arden'in katıldığını söylemesi üzerine, bir daha böyle bir sebepten dolayı özür dilememesi için uyardı. Ayrıca onu genetik birimi ile koordineli bir çalışma için görevlendirdi. Üzgünüm ki bundan sonra burada daha az görüneceksin, diye ekledi.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
KREMATORYUMDAN MEKTUPLAR
Ciencia FicciónArden diğerlerinden farklıydı. Farklı şeyler görüp farklı şeyler biliyordu. Bir şeylerin farkındaydı. İşte Arden tarafından öte çağdan bizlere gönderilmiş mektuplar: bizi uyarması yanında öte çağdan olağanüstü bir maceraya davet ediyor. Buyrunuz.