Her gerçeği yazmaz mektuplar.
Arden'in mektupları da bir çok gerçeği saklıyordu elbet. Sonuçta günah çıkarmıyordu; yaptıklarını anlatma gereği duymuyordu. Tek arzusu başına gelenleri değiştirmeye çalışmaktı. Bu onun tek çaresiydi. Bunu elindeki teknoloji (daha doğru ifadeyle bilgi) sayesinde yapıyordu.
Zaman anlamını yitireli çok olmuştu. İnsan zihni kendisine öğretilmiş alışkanlıklardan kurtuldukça bu gerçekle yüzleşti. Mekan nasıl farklı bölgelerden, ülkelerden, gezegenlerden oluşuyorsa; zaman da fiziken birbirinden bağımsız parçalardan oluşuyor. Aslında zihnimizdeki anlamıyla: Zamansızlık!
Öğretilerin aksine bir ardıllık söz konusu değil. Geçmiş sadece bir aldatmaca. Her biri, bir an içinde mevcut. Bu an ise sonsuz bir varoluş.
İnsanların bu bilgiye erişmesi büyük bir fikir devrimiydi. Bunu başarmışlardı. Ancak bu, benliklerine hiçbir katkı yapamadı. Kötülüklerinden vazgeçemediler ve kurtulamadılar. Bunun önünde çok büyük bir engel vardı.
Gelecek!
Geçmişin bir aldatmaca olduğunu ve aslında tüm zamanların aynı düzlemde olduğunu kavramıştı insanlar. Ancak bu düzleme, geleceği oturtamadılar. İşte, insanların kendi kişilik devrimini gerçekleştirememelerinin tek sebebi buydu. Geleceği kavrayamayan insanlık, değişimini sağlayamadı. Kötülüklerini sürdürdü.
Arden'in hikâyesini farklı kılan işte buydu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
KREMATORYUMDAN MEKTUPLAR
Bilim KurguArden diğerlerinden farklıydı. Farklı şeyler görüp farklı şeyler biliyordu. Bir şeylerin farkındaydı. İşte Arden tarafından öte çağdan bizlere gönderilmiş mektuplar: bizi uyarması yanında öte çağdan olağanüstü bir maceraya davet ediyor. Buyrunuz.
