4.4

153 21 40
                                    

bir şey diyeceğim uzun bir bölüm oldu ve çok...okudukça pamuk gibi oluyorum, umarım beğenirsiniz.

sizi seviyorum ve bool yorum bekliyorum, iyi okumalar.

---------------------------------------

matthew : aşağıdayım

ciu : tamamdır, iniyorum hemen

Ah, hala hazır değildim ki ben. Artık elime geçen şeyleri giyip inmem gerekiyordu. Kot bir şort, üzerine bol bir beyaz tişört geçirip kenarda bulunan yırtık kot ceketimi üzerime giyinip aynada kendime baktım. Yani, kötü durmamıştı üzerimde. Saçlarımı hızlıca ellerimle düzeltip pembe tonlarında bir ruj sürdüğüm gibi evden çıktım.

Aşağı indiğimde nefesimi düzene sokmaya çalışırken bana bakan Matthew'ı görünce daha da nefesimin düzeni kaçmıştı. Onunda üzerinde beyaz bol bir tişört, yırtık bir kot pantolon ve kot ceketi vardı. Son dakika verdiğim kıyafet tercihi için kendimi içimden tebrik ederken yanına doğru ilerledim.

"Selam."

"Selam." ikimizde bir şey söylemeden birbirimize bakmaya başlayınca "Gidelim mi?" diye mırıldandım. Eliyle yürümem için işaret verirken gülüp yürümeye başladım.

ciu : görev başarılı

sominny : yine haklıyım bebeğim

sominny : akşam face time yapacağız çünkü burada çatlıyorum olacaklar için

ciu : bir şey olmayacak izle ve gör :Dd

"Baya uyumlu olmuşuz yalnız." diye mırıldandı saçlarıyla oynarken.

"Ne uyum ama." diye mırıldandım gülerken.

"Jiwoo"

"Efendim?"

"Bana karşı ne hissediyorsun." adımlarım olduğum yere çakılırken öksürük krizine girdim. Matthew kolumu tutup ayakta durmamı sağlarken böyle bir soru karşısında afallamakla kalmamış yıkılmıştım. Boğazımı temizleyip yürümeye devam ettim.

"Ne gibi ne hissediyorum?"

"Öyle işte"

"Arkadaşımsın işte yani öyle hissediyorum sanırım." yüzüne bakarak cevap vermesini bekledim ama o sessizce yürümeye devam etmişti. Neden aniden böyle bir soru sormuştu?

Aptal kafam, neden arkadaşımsın işte deyip batırmıştım? Somin bu dediğimi duysa beni bir kaşık suda öldürürdü sanırım.Matt'in sessizliği ile gerçekten çok saçma bir şey söylediğimi anladım bir kez daha.

Somin'in attığı konuma gelmiştik. Dışarıda epey insan vardı ve içerisi de kalabalık gözüküyordu. İlk girişin her yerine okuma köşeleri yapmışlardı ve herkes bir şeyler okuyor ya da ders çalışıyor gözüküyordu.

Matthew elini belime koyup yürümemi sağladığında yutkundum. Bozuntuya vermeden ona ayak uydurduğum da kalbim yerinden çıkacaktı. Tek bir dokunuşuyla bile yerle bir oluyordum.

okyanus kırıntıları || bwooHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin