Jeongguk mektubun ilk paragrafını okuyunca panikledi, Jeon değil de Kim mi yazmıştı gerçekten? Ellerini hızlıca soğumaları için yanaklarına koydu dizlerini hızla sallamaya başlamadan önce. Dudaklarını sertçe ısırmasına engel olamadan kalemi eline alıverdi.
Sevgili Taehyung,
Gerçekten o an ne düşünüyordum bilmiyorum, ahahah. Kim yazmışım bir de tesadüfe bak, senin soyadın da mı Kim'di galiba hatırlamıyorum da ahahaha.
Kalemini bırakıp yanaklarını şişirerek mektubu okumaya devam etti, okuduğu paragrafla karnı iyice kasılırken alt dudağı istemsizce önce doğru büküldü, burnunu çekti. Şu an boynunda olan kolye, Taehyung'un büyükannesine aitti. Parmakları usulca kolyeyi kavradı.
Taehyung, sana yemin ederim bu düşünceni hiçbir zaman haksız çıkarmayacağım. Şu an yanımda olsan sana öyle sıkı sarılırdım ki, benden kurtulmak için çırpınsan bile bırakmazdım. Üzgünüm, biraz yapışkan biriyim, lütfen benden bıkma.
Saçlarını sen uyuyana kadar, hatta sen uyuduktan sonra da sevmeye devam edeceğim. Sonra, sonra sen uyurken bir sürü öpeceğim seni.
Jeongguk tam bunu yazarken çalan kapıyla bir süre duraksadı, büyük ihtimalle annesi marketten dönmüştü.
Sandalyesinden kalkıp cama koştu, perdeyi açıp dışarı baktığında kahverengi saçları havada uçuşan, bir elinin tutunduğu sırtındaki okul çantasıyla zıplayarak kendisine el sallayan çocuğu gördü.
Kalbi öylesine atmaya başlamıştı ki, aralanan dudakları ve büyüttüğü gözleriyle tek eli havada kalıvermişti. Gülümsedi.
Gerçekten o mu diye baktı uzun süre, tanrım, hayır hayal falan değildi.
Daha sonra tek yaptığı kapıya koşmak ve Taehyung'un üzerine atlayarak ikisinin birlikte kahkalar eşliğinde yere düşmesine sebep olmaktı.
•
Nasıl gidiyor? ✊🏻
Sonraki bölümde buluşmalarını anlatayım mı😝
🕊