Güzellerim daha önce de söylemiştim ama tekrar rica edeceğim, yorumları satır aralarına yapsak olur mu? Lütfen.Ayrıca yorumlarınız için ayrı teşekkür edeceğim, beni bolca gülümsettiğiniz için.
Sizi seviyorum✊🏻🍒
•
"Taehyung bak, bak bu da geçen ay yaptığımız gösteride- Aman tanrım! Bak! Bak burada ortaokula gidiyorum, ah saçlarıma bak! İnanamıyorum"
Dakikalardır heyecanlı heyecanlı kaşlarını çatıp kendisine bir şeyler gösteren Jeongguk'u izliyordu Taehyung, gülümseyerek. Çocuk yerinde duramıyor, oturduğu yerde sekilden şekile giriyordu ve bu, Taehyung için en güzel manzaraydı.
İçi gitmişti ona bakarken.
Taehyung'un içi gidiyordu her bakışları birbirleriyle buluştuğunda.
Pekala, baştan alalım. Her şey şöyle olmuştu, Taehyung'u gören Jeongguk hızla merdivenleri inip onun üstüne atlayarak bacaklarını beline dolamış, dengelerini kaybedip yere düşmelerine sebep olmuştu.
İkili ufak bir bakışmanın ardından gülmeye başlamış, daha sonra bu gülüşler yerini büyük kahkahalara bırakmıştı.
Taehyung çocuğun belinden tutarak oturduğu yerden doğruldu hafifçe, tek eli boynuna gitti, parmakları usulca kolyeyi kavradı. "Takmışsın Jeongguk, çok yakışmış"
"Taktım" diye mırıldandı Jeongguk fısıltısı zar zor duyulurken, kucağında oturduğu gencin sesi yüzünden büyülenmişti, hızla gözlerini kaçırdı, böylece kızaran yanaklarını sakladığını düşünüyordu.
Lakin aksine, bu Taehyung'un kırmızı ve dolgun yanaklara hissedilmeyecek kadar hafif bir öpücük bırakıp geri çekilmesine sebep olmuştu.
Biraz daha burada oturursa kalbinin patlayacağını hisseden Jeongguk, gülümsemesini saklamaya çalışarak Taehyung'un omzuna tutunarak ayağa kalkıverdi ve çocuğun sırtındaki çantayı alıp hızlıca kendi sırtına geçirdi, "Beni takip et"
Ve şimdi ise Jeongguk'un yatağındalardı ve bağdaş kurmuş bir şekilde otururken elindeki albümden küçük olanın resimlerine bakıyorlardı.
"Bu geçen ay çektirdiğin fotoğraf mı Jeongguk?" diye mırıldandı Taehyung fotoğrafı parmağıyla gösterirken. Ve sonucunda koluna minik bir yumruk yemişti. Gülerek omzunu sıvazladı, "Özür dilerim"
"Üç yaşındayım orada manyak"
Taehyung utangaçca kolunu sıvazlamaya devam etti, bir şey söyleyecekti ama bir türlü cesaret edemiyordu. Sonunda yutkundu, bakışlarını onu seyreden çocuğa çıkardı.
"Saçlarımla oynar mısın?"
Jeongguk duyduğu soruyla derin bir iç çekti, albümü bir kenara bırakıp dizlerinin üstüne sürünerek Taehyung'a yaklaştı. Dakikalardır bunu duymak istiyordu sanki. Çocuğun bandanasını dikkatlice çıkararak kahverengi tutamların yüzüne dökülmesine sebep olmuştu, kıkırdadı.
"Yat dizlerime koca oğlan" Taehyung gülümseyerek Jeongguk'un eliyle birkaç kez vurduğu dizlerine yattı, tam o sırada saçlarının arasına giren parmaklarla birlikte burnuna dolan vanilya kokusu kirpiklerini birçok kez kırpıştırmasına sebep olduu. Gözlerinin kapanmaması için büyük bir savaş veriyordu, çünkü tanrım, küçüğün parmakları çok huzurlu hissettirmişti.
Yüzünü usulca sağa çevirdiği an gözüne masanın üzerindeki yarım kalmış mektup çarptı, "Ben gelmeden önce mi yazıyordun?" Mayışmış sesiyle mırıldanışına karşılık Jeongguk transtan çıkar gibi hafifçe zıplamış, evet anlamında bir ses çıkarmıştı. "Ne yazıyor mektupta, okuyabilir miyim?"
"Sadece," diye mırıldandı Jeongguk eğilip parmak uçlarına dolanan tutamlara dudaklarını bastırmadan önce, "Yanıma gelmeni diliyordum"
•
🕊