İnsanlar varoluşundan beri hayata neden geldiklerini sorgularlar. Kimisi ölmek için, kimisi keşfetmek için, kimisi de kendini tanrı olarak tanıtan birinin ego tatmini için geldiğini düşünür. Daha bunlar gibi çok var tabi. Ben ne mi düşünüyorum. Hiçbir şey. Açıkçası insanların bi hayata geliş amacı olsa bile benim yoktur!! Hayatımın geri kalanını sakin sakin yaşayıp zamanı gelince de (mümkünse bir an önce) bi köşede kimse fark etmeyecek şekilde ölmeyi planlıyorum. İnsanların ölenlerin arkasından bu kadar göz yaşı dökmesi bana saçma gelir. Yaşarken sikinde değildim şimdi önemsiyosun?
Bu kadar felsefe yeter. Ben Çınar. Şu hayatta hiçbir amacı olmayan bi lise öğrencisiyim. Ders çalışmayı sevmeyen ama başarılı bir öğrenciyim. Hani şu herkesin gıcık olduğu çalışmayıp yüksek alanlardan. Sırf bu yüzden bi gün dayak yiyicem. Büyüyünce de mezar kazıcısı olmak isterim. İdeallerle hiçbir alakası yok. Sadece gereksiz insanları gömmek eğlenceli olur.
Şu anda okulun yakınlarındaki Kültür Kütüphanesi'ndeyim. Küçük ama yakınlardaki öğrencilerin uğrak yeri. İçerde dünya klasikleri ağırlıklı olarak genelde eski kitaplar var. İçerdeki masalar ve raflar tahta işlemeli. Duvarlarda da tablolar asılı. Nostaljik bir hava katıyor. Buraya gelenlerde bu özelliğe hayran kaldıyor. Bizim okuldaki bütün kitap kurtlarını burda bulabilirsiniz. Onlara denk gelsem bile görmemiş gibi davranıyorum. Hepsi gerizekalı...
Gerizekalı olsalar da bu genç efendi zeka seviyelerini umursamayarak yine de onlara yardım ediyor. Ne centilmence. Ben olsam o kitapları kafalarında parçalanmıştım. Elime bir kitap almış tahta masalardan birine oturmuş karşımda duran yakışıklıydı izliyorum. Çok tatlı ya. Kahverengi saçı ve gözleri var. Hayatımda gördüğüm en güzel tonda. Ben cam kenarında oturup kitaplardan birini okuyormuş gibi yaparken onu izliyorum, o da duvar kenarında bulunan raflardan birine merdiven yardımıyla kitapları diziyor. Sabaha kadar izleyebilirim.
Buraya ilk kez arkadaşımın zoruyla getirilmiştim. Kiraladığı bir kitabı geri vermesi gerekiyordu. O danışma da işini halletmek için sırada beklerken bende raflardaki kitapları kurcalıyordum. Kitaplara ilgim olduğundan değil, sıkıntıdan. Bir kitabı raftan alıyım derken beraberinde beş-altı kitabı yere düşürmüştüm. Kimseye fark ettirmeden toplıyım derken o geldi.
OFFF ÇOK ROMANTİK!!!
Yere yanıma eğilip toplamaya çalıştığım kitapları elimden alarak diğerlerini de yerden kaldırdı. Bana bakıp gülümsedi.
"Önemli değil. Bana bırakın."
Onu ilk gördüğümde dedim ki tamam burası artık benim mekanın. İlk görüşte aşk mı bende bilmiyorum. Daha önce aşık olmadım ki. Ama görünüşünden etkilendiğim kesindi. Çok tatlıydı amk.
Gerçi neden bu kadar ümitlendiysem? İşi oydu sonuçta. Ayrıca erkeklere ilgisi olduğunu da sanmam. Daha adını bile bilmiyorum.
Neyse daha fazla onu izlediğimi düşünmeden gitsem iyi olucak.
Görüşürüz aşkım. Bu son gelişim değil...
ŞİMDİ OKUDUĞUN
~KİTAPÇI~
Teen FictionÇınar, okulunun yakınındaki bir kütüphaneye her okul çıkışında uğramaktadır. Ama oraya gitmesinin altındaki sebebin kitaplarla hiçbir alakası yoktur. Ordaki tek çalışan olan gence gönlünü kaptırmıştır. Hayatının ilk aşk deneyimini yaşayan Çınar, kal...