Sayın okurlarım, yazdığımı kontrol etmeye üşendiğimden yazım hataları olabilir. Varsa doğrusunu belirtmeyin, morelimi bozmayın.
İyi okumalar.
-Yazar notu
********************
Uyanıktım. Yeminlen.
Sadece yatakta açılmaya çalışıyordum ki bir süredir kalkmam için dil döken Pelin, Ayşenur'u kollarının altından tutup kaldırdı.
"HAVA SALDIRISI!!!"
Ayşenur'u, yatakta hala ayılmaya çalışan bana fırlattı.
Ölüm gibi bir şey oldu, ama kimse ölmedi. İşte şimdi sıçtım ağzınıza!!
"NAPIYOSUNUZ AMINA KOYİM!!"
"Hiiiiii, annneeee aaabiim küfreettiiii."
"Ayıp Çınar! Çocuk var burda."
İkisini de dövmek için ayağa kalkmaya yeltendiğimde aynı anda odamın halısını katlayarak son hızla kaçtılar odamdan.
Pelin kardeşimi giderek kendine benzetiyor...
Bugün fazla huzurlu uyudum. Aklım hala dünde olduğundan tabiki. Allah'ım bir daha nasip et. Çok güzeldi bee... Yaniii, ağladığım kısım hariç.
O an ne olduğunu hala anlamıyorum. Aklımdan tam olarak ne geçtiğini de hatırlamıyorum. Sanırım Deniz'i sandığımdan daha fazla seviyormuşum...Giyinip mutfağa doğru ilerledim. Pelin ve Ayşenur masada nasıl olduğunu anlamadığım bir şekilde oyun oynuyordu. Keşke şunların kafası bende de olsa. Annem ise tezgahta kahvaltı hazırlıyordu.
Fazla oyalanmadan bende masaya geçtim. Karşımdakiler de bana bakıp aralarında kıkırdıyordu.
Fazla umursamadan anneme döndüm."Abim nerde?"
"Çıktı. Bugün tam gün onun okulu."
Bizim okul bugün yarım gün. Dersler de olduğundan daha geç başlayacakmış. Kurul mu ne toplanıyormuş. Olmayan sistemi konuşmak için.
********************
"Çok hızlı bitmedi mi? Ben bu kadar çabuk geçeceğini beklemiyordum."
"Ne bekliyorsun Çağrı? Üç ders işleyip çıktık işte."
Pelin, Çağrı ve ben hızlıca okuldan çıkıp kütüphanenin yolunu tutmuştuk bile.
Çok geçmeden de yakınlarda olan mekanımıza ulaşmıştık. İçeride henüz pek insan yoktu. Birkaç müşteri, bir melek ve bir döl israfı dışında.
Çağrı, kafasıyla diğerlerine selam verip hızla personel odasına gitti. Pelin' de, Deniz'e selam verdikten sonra yerleşmek için arka masada yayılan Can'ın yanına gitti.
Deniz ve ben yanlız kaldığımızda ne diyeceğimi bilmiyordum. Harbi, ne dicem? Dün çok güzeldi filan mi? Böyle diyince kulağa garip geliyor.
"Eee, bugün üç dersti. Gelelim dedik."
Ona baktığımda sadece gülümsüyordu bana. Ama sanki, her zamankinden farklıydı.
"Haberim var, Çağrı söylemişti. İyi yapmışsınız. Sen de otur, birazdan gelirim bende."
Kafamı sallayıp Can ve Pelin'in yanına gittim. Bugün biraz zor olacak gibime geliyor niyeyse.
**********************
ŞİMDİ OKUDUĞUN
~KİTAPÇI~
Teen FictionÇınar, okulunun yakınındaki bir kütüphaneye her okul çıkışında uğramaktadır. Ama oraya gitmesinin altındaki sebebin kitaplarla hiçbir alakası yoktur. Ordaki tek çalışan olan gence gönlünü kaptırmıştır. Hayatının ilk aşk deneyimini yaşayan Çınar, kal...