23

331 27 119
                                    

Uyarı: Bölüm accık cinsellik içerir. Tansiyonu düşecekler gitsin.

**********************

~Çağrı'nın gözünden~

"Sen salona geç. Hemen gelirim."

"Tamam. Bekliyorum bebek."

Evde kimse yoktu, bu yüzden Can'ın gelmesi iyi olmuştu aslında. Sıkılıcaktım ve durup dururken evde cin var diye tribe giricektim. Ayrıca bana ödevler için de yardım edebilirdi. Yani eğer konularda iyiyse.

Odama gidip üstümü değiştirdim. Bekletmemek için hızlı olmaya çalışıp çantamdan lazım olan kitapları aldım.

Salona gidip kitapları ve kalemliği masaya koyunca bu sefer mutfağa girdim. Çalışırken bir şeyler yiyip içmek her zaman daha iyidir sonuçta.

Tepsiye ikimiz için de çerez, kurabiye ve meyve suyu koyduktan sonra tekrar salona ilerledim.

Masada kitapların yanına tepsiyi yerleştirdim.
"Tamamdır."

Oturmaya yeltendiğimde Can koltukta kayarak altıma geçti. Kucağına oturmuş oldum.
"Yana geçsene."

Kalkmaya çalışınca belimden sıkıca sarılıp bırakmadı.
"Böyle iyi bence."

"Can, koltukta yeterince yer var."

"Bence koltuktan daha konforluyum."

Bir kez daha kalkmaya çalışınca yine bırakmadı.
"Can! Bırak artık."

"Bırakmicam."
Pes edeceğini sanmıyorum.

"Offf. Tamam böyle olsun."

Sevindiğini belli eden bir gülümsemeyle cevap verdi.

Önümdeki kitaba uzanıp ilk soruyu okumaya başladım.
"X,Y,Z sıvılarının kütle-hacim grafikleri şekildeki gibidir."

"Yumuşacıksın he."

"Buna göre, eşit hacimde alınan sıvıların kütleleri arasındaki ilişki nedir?"

"Dalin mi kullanıyosun sen?"

"Can, odaklanır mısın lütfen?"

"Sen kucağımdayken odaklanmamın imkanı yok."

"Kalkmama izin vermedin ya."

İç çekti, elimdeki kitabı alıp masaya koydu. Biraz kıpırdanıp bana öncekinden daha sıkı sarıldıktan sonra geriye yaslandı, ben de onun göğüsüne. Kafasını kulağıma yakın bir yere, boynuma gömdü. Derin bir nefes alınca huylandım.

"C-Can? Ne yapıyorsun?"

Bir süre cevap vermedi. Sersemlemiş gibiydi.
"Çağrı."

"Hm?"

"Sence sevgililer boş bir evde gerçekten ders mi çalışır?"

"Ne demeye çalışıyosun?"

Bir anda elini alttan tişörtümün içine sokup karnımda gezdirmeye başlayınca dondum. Hareketleri ağır ve nazikti.
"Yapma."

"Neden? Hoşuna gitmedi mi?"

"O-ondan değil."
Can'ı seviyordum ve bu iyi hissettiriyordu ama bilmiyordum.
Nasıl davranmam gerektiğini ve ne yapmam gerektiğini.

"O zaman sorun yok demektir."

Belimden tutup beni koltuğa yatırdı.
Kalbim yerinden çıkacak kadar hızlandı. Kızardığımı anlamam için aynaya gerek yoktu, kaçınılmazdı.

"Bu sefer ağzını aç."
Der demez dudaklarıma yapıştı.

Biraz tereddüt etsem de dediğini yaptım. Dili dilimde turlamaya başladı. Bir süre sonra alt dudağımı emmeye başladı.

Belimde olan elini yukarıya tırmandırdı. Bir anda göğüs ucumu sıkınca istemsiz bir inleme kaçırınca ağzımdan, iyice sıcak basmıştı. Fazla utandırıcıydı.

Dudaklarımdan ayrılıp biraz geri çekildi, şaşırmış gibiydi. Sırıttı.
"İyi hissettiriyor, değil mi?"

Konuşabilecek durumda olduğumu sanmıyordum, kafa salladım. Göz teması kuramıyordum.

Tekrar yaklaşıp boynuma uzandı. Küçük öpücükler konduruyordu.

Bir eliyle saçımı okşuyor, beni mayıştırıyordu. Bayılmaya yakın bir yerde olduğuma emindim.

Boşta kalan eli pantolonumun düğmesine gidince elini tuttum.
"Olmaz."

Gözlerime baktı.
"Şu durumda mı bırakacaksın?"

Buna verecek bir cevabım yoktu.
"Y-yavaş ol, lütfen."

Gülüp yanağımdan öptü.
"Hayhay."

Tişörtünü çıkarınca gerçekten güzel bir vücudu olduğunu görünce istemsiz ellerim yüzüme gitti.

"Çağrı, ne yapıyosun?"

"Hiç. Sen devam et."

"Gözlerini aç."

"Böyle iyi."

Güldüğünü duydum.
"Bu fantezin filan mı? Yoksa gerçekten bundan mı utanıyorsun?"

"Pas."

"Hadi ama... Bunda bir şey yok ki. Asıl görmen gereken bu bile değildi."

Ben cevap vermeyince ellerimi yüzümden ayırmaya çalıştı. Başarılı olamayınca pes etti.

Biraz sessizliğin ardından azıcık aşağı kaydı. Ne yaptığını göremiyordum.

Aniden pantolonumu biraz indirip penisimi avuçlayınca kısa bir çığlık attım. Karşı koyamadığım boğuk inlemelerimi susturmak için elimle ağzımı kapasam da pek işe yaramıyordu.

"Küçükmüş."

"K-kes sesini."
Daha başlayalı çok olmamasına rağmen çok kötüydüm. Karnıma ağrı girmişti. İyi hissettiriyordu ama bir yandan beni böyle gördüğü için utanıyordum. Hızlandıkça daha çok zevk veriyordu.

Bir anda durunca çok kötü hissettirdi.
Ona baktım.

Elinden bırakıp ağzına aldığını gördüm. Bana bakarak göz kırptı.

Yalamayıp emmeye başladı. Daha fazla dayanmama imkan yoktu.

"C-can... Çekil art-"

Cümlemi tamamlayamadan sınırıma ulaştım. Zevk tüm vücudumu doldurdu.

İğreneceğini düşünmüştüm ama hiç öyle gözükmüyordu. Boynundaki hareketle yuttuğunu anladım.

Ellerim tekrar yüzümü buldu.

"Ahahaha. Yine mi?"

Uzanıp bana sarıldığını hissettim.
Alnımdan öpünce gözlerimi açma gereği duydum.

"İyiydi değil mi?"

Kafamı evet anlamında salladım.

"Umarım daha sırada benim olduğum aklındadır?"

"Yapabileceğimi sanmıyorum."

"Ahahaha. Gözün korkmasın aşkım."

Güldüm. Bu durum beni rahatsız etmiyordu. Onunla olmak çok iyi hissettiriyordu.

"ÇAĞRI?! BURDA NELER OLUYOR?!? BU ÇOCUK KİM??"

Kafamız kapıya döndü. Kahretsin...

"A-ALEYNAA?!?"

"Selam ablacım."

~KİTAPÇI~Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin