~KİTAPÇI~

8

"Nasıl bulucaz ki?"

"Bilmiyorum. Ama Can'ı Deniz'in olmadığı bir yerde bulmamız şart."

İki saattir oturmuş plan yapmaya çalışıyoruz. Daha doğrusu ben çalışıyorum. Pelin Hanım daha çok annemin bize yememiz için getirdiği şeyleri tıkıyor.

"Ollorono soğlok Goloy Tozyo.
( Ellerine sağlık Gülay Teyze.)"

"Ne demek Pelin kızım. Ne zaman istersen yaparım."

Ne güzel ya. Ben evde 'anne canım bir şey çekti' diyince annem 'kalk kendin yap' diyor.

Annem odamdan çıkınca Pelin'e döndüm.

"Ya kızım. Sen daha dün bana söz vermemiş miydin? Plan kurucaz diye."

"Çınar, biz o çocuğu nerden bulalım ya. Onu Deniz'siz bulmamız çok zor."

Siz şimdi neden böyle bir şey istediğimi düşünüyorsunuzdur. Hemen açıklayayım.

Deniz'le yakınlaşmam için Can'la anlaşmamız lazım. En azından anlaşıyor gibi görünmemiz lazım. Aksi halde atışmaya devam edersek Deniz'im daha çok üzülecek ve Can bizi asla yanlız bırakmayacak.
Ama Can'ı o gün kırtasiye sokağı dışında hiç Deniz'siz görmedik.

"Acaba o sokakta onu bulabilir miyiz?"

"Oralarda olacağından emin değiliz ki. Belki o gün sadece ordan
geçiyordu."

"Şu anda yapabileceğimiz bir bu var ama."

Tartışmayı bozan kapımın arasından bakan Ayşenur olmuştu.

"Pelin ablaaaa."

Pelin elindeki kek tabağını masama bırakıp kollarını iki yana açtı.

"Ayşeeee'm."

Ayşenur koşarak Pelin'in kucağına atladı.

Şunların ilişkisi gözlerimi yaşartıyor.
Pelin Ayşenur'la çok iyi anlaşırken, Gürkan'la aralarında hep bir yarış vardır.

"Selamlaşmanız bittiyse plana geri dönebilir miyiz acaba?"

İkisi de bana göz devirip birbirlerine baktı.

"Pelin abla, ben senin kardeşin olabilir miyim?"

"Tabiki olabilirsin aşkıımm."

Ciddi ciddi kendi ailemden bile dışlanıyorum mk.

"Yarın kütüphaneye gidelim. Can, Deniz'le olsa bile ben sizin konuşabileceğiniz ortamı sağlarım."

"Aferin kızıma."

*********************

Ertesi gün Pelin'le anlaştığımız saatte apartmanın kapısına indim.
Pelin benden önce gelmiş, bekliyordu.