8 yıl sonra,
Nazlı : Anne ! Baba! Abi! Ben geldimmmm!Serkan, bahçede kahvaltı sofrasındayken okuduğu gazeteyi bir kenara bırakıp içeriden okul üniformasıyla gelen kızına gülümsedi...
Eylül : günaydın prensesim... gel otur, kahvaltını et hadi, yoksa geç kalıcaksın okula, naaptın o kadar vakit içeride?
Nazlı : tamam anne, geldim işte...
Eylül : süslendin mi sen?
Nazlı : yoo... babacım, bugün okula giderken bir arkadaşımı da alabilir miyiz?
Serkan : olur, alalım... kimmiş bu arkadaşın, Betül mü?
Nazlı : hayır... Kerem..
Serkan : Kerem? Kerem kim?
Kaan : şu bizim sitedeki saçı sürekli jöleli çocuk yok mu? O işte...
Serkan : o neden bizimle geliyor?
Nazlı : aynı okula gidiyoruz ya baba, birlikte gidelim işte, ne olacak?
Serkan : olmaz.
Nazlı : ya baba yapma. Bak yoksa o Nilay ile gider. Geçen sefer beni okula annem götürürken Kerem de bizimle gelmişti, biz arabadan el ele inerken Nilay'ın suratını görmen lazımdı baba! Mosmor olmuştu.
Kaan : Nazlı...
Eylül : orada dur bakalım Kaan. Senin kardeşine kızma hakkın yok. Sen ondan bir yaş küçükken neler neler yapıyordun. O da yaşayacak hepsini...
Kaan : anne ama neler diyor bacak kadar boyuyla...
Eylül : sen buna karışamazsın
Nazlı : duydun mu? Yaaa!
Eylül : Serkan, birlikte gidersiniz değil mi? Kızımız sana bir soru sordu...
Serkan : ben seni o herifle okula götürmem Nazlı, bitmiştir...
Nazlı : o zaman okula değil ama doğum gününe götüreceksin demek mi oluyor bu? Yarın doğum günü partisi var çünkü ve beni de davet etti...
Serkan & Kaan : hayatta olmaz!
Nazlı : ya ama...
Eylül : sen onlara bakma, gideceksin tabii kızım. Ben götüreceğim seni
Nazlı : holey! Seni çok seviyorum anneciğim!
Serkan : Eylül...
Eylül : hiç kusura bakma Serkancım... ayrıca ben de orada olacağım, merak etme
Serkan : off... iyi bakalım öyle olsun...
Nazlı : Kerem...
Serkan : anma şu adı artık. Sabah sabah yapma şunu, sinir oluyorum Nazlı...
Kaan : bize Aslı ile Kerem demişlerdi ama bunlar Nazlı ve Kerem olmuş baba...
Serkan : saçmalama, yok öyle bir şey.
Nazlı : ama Kerem! O burada...
Serkan arkasını dönüp baktığında Nazlı yaşlarında bir çocuğu görmüştü. Kumral çocuğun saçı yana taranmış, jölelenmişti...
Serkan : neden gelmiş bu buraya?
Eylül : bugün okula beraber gidecekler çünkü canım...
Kaan : neden dikiliyor öyle yalı kazığı gibi?
Nazlı : babamdan çekiniyor çünkü akıllım...
Nazlı koşup Kerem'in yanına gitti ve elinden tutarak ailesinin yanına getirdi...