"Ölümü dilemek" 5

2.8K 255 93
                                    


İyi okumalar dilerim
varsa bi oyunuz alır giderim. 💕

🌙

Genç çocuk yorgun gözler ile hastane koridorlarında dolaşıyordu.
Her ne kadar diğer gencin yanına gitmek, onunla konuşmak, hayatı boyunca ona yardım etmek için elinden geleni yapacağını söylemek istesede gitmiyordu. Çünkü korkuyordu.
Onunla tekrar göz göze gelmek, tekrar artık sağ bacağının olmadığı yeri görmek, ve bütün bunların suçlusu olmak...

Patlamadan beri doğru dürüst uyumuyor, bir kaç lokmadan başka bir şey yemiyordu.
Günlerdir saçlarını çekiştirip, dişlerini sıkıyordu, ve kendisinden nefret ediyordu.
Bütün bedeni ciddi anlamda yorgundu, patlamadan beri kendisinin düzgünce dinlenmesine izin vermemişti.
Sürekli ağlıyor, ne yapması gerektiğini düşünüyordu.

Şimdi ise aylak aylak hastane koridorlarında geziniyordu, aslında odasında olup dinlenmesi gerekiyordu, aksi takdirde hemen taburcu olamazdı.
Ama genç çocuk elbetteki bunu umursamıyordu, düşüncelere dalmışcasına, dağnık saçlarla ve kıpkırmızı gözlerle geziniyordu.

O öylece düşüncelere dalmış iken küçük bir çocuk yanına ilişti.
Şirin ve çok konuşkan olduğu belli olan bir çocuktu.
Dört yada beş yaşlarında olan bu çocuk, usulca Serhat'ın yanına gelmişti.
Tatlı bir ses tonuyla konuştu. "Neden üzgünsün?"
Serhat küçük bir tebessüm ettikten sonra "Çünkü üzülecek şeyler yaptım."
Küçük çocuk yavaşça kafasını sallamıştı.
"Gözlerin kıpkırmızı, ağlayınca böyle oluyor değil mi? Abiminde böyle çünkü."
Şirince ve tam çocukça konuşan bu çocuk kısa bir ara kafasını aşağı eğmişti.
"Neden bu kadar ağladın ki?"
Küçük çocuk kafasını kaldırıp gözlerini genç abisiyle birleştirdi.
"Çok vicdan azabı çekiyorum."
Serhat sebepsizce bu küçük çocuğu sevmişti, küçük bir çocuk olmasına rağmen kendisini anlıyormuş gibi hissediyordu.

Ayrıca küçük çocukla konuşmak az da olsa rahat ve huzurlu hissettiriyordu.
Yaptığı suçu unutturuyor gibi hissetmişti.
"Niye ki?"
"Birine yanlışlıkla zarar verdim. Ama çok büyük bir zarar."
"Bende."
Bu cevap Serhat'ın tebessüm etmesine sebep olmuştu. Küçücük bir çocuk nasıl birine bir zarar verebilirdi ki?
Serhat konuşmasına biraz çocukluk katarak "O halde ne yapmalıyım sen söyle. Mesela sen ne yaptın?"
Küçük çocuk ufak bir düşündü.
"Ben ona resim çiziyorum.
Yüzünü beğenmiyor ama ben beğeniyorum. O bir süper kahraman."
Küçük çocuğun gözleri hayranlıkla ışıldadı sanki.

Serhat küçük çocuğun böylesine şirin konuşmasına devam ederken kafasını okşadı.
"Annen baban nerede senin?"
Küçük çocuğun yüzü düşmüştü, yüzüne anlam veremediği bir hüzün yerleşmişti.
"Artık yoklarmış, ve gittikleri yerde mutlularmış."
Bir çocuk ölümü anlayamayabilirdi ama, bir genç onların öldüğünü anlayabilirdi.
Serhat sorduğu soru yüzünden vicdan azabı çekti.

"Ama abim var, ve süper kahramanım."
Serhat süper kahraman olarak bahsettiği kişinin kim olduğunu sormak istediysede sormadı.
"Bence sen yanlışlıkla zarar verdiğin kişiye git, yanlışlıkla oldu de, özür dilerim de."
Serhat tamam anlamında kafasını salladı.
Şirin çocuk ise gitmek için hazırlanıyordu, Serhat küçük kolunu tutup "Bu arada adın ne senin?"
"Mete."
Küçük çocuk tebessüm edip, hızla yürüdü. Koridorun sonunda bir hastane odasına girdiğine de görmüştü.

Küçük çocukla konuşmak onu hem rahatlatmış, hemde gerginliğini biraz olsun kenara atmasına yardımcı olmuştu.
Şimdi o yorgun bedenini kaldırıp odaya girme vaktiydi.
Ayağa yavaşça kalktı ve herkesin kendisinden nefret ettiği o odaya bir kez daha girdi.
Bu sefer oda sessizdi, yatakta yatan gençten başka kimse yoktu.
Serhat titreyen bedenini bir kez daha soktu odanın içine.

Özür dilerim •bxb•Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin