"Piknik" 22

2.1K 173 70
                                    

(Alp'in anlatımıyla)

(Bir ay sonra)

Başlamak.
En zoru buydu belki de. En zoru da hayata yeniden başlamaktı belki de.

Yeniyim, enerjiyim, mutluyum. Sevdiğim çocuk yanı başımda ve huzuru tam anlamıyla hissediyorum. Ne komik, dışarıdan bizi görenler piknik yapan iki arkadaş sanır. Ama hayat arkadaşı olduğumuzu bilmezler. Aşık olduğum gencin yanımdaki olduğunu bilmezler. Ona deliler gibi aşık olduğumu bilmezler.

Bilmeleri önemli değildi zaten, ben ve o biliyoruz ya bu bize yeterdi.

Şimdi kendi çapımızda vakit geçirmek için geldiğimiz piknik yerindeydik. Örtümüzü yere sermiş annemlerle beraber hazırladığımız yemeklerimiz önlerimizdeydi. Kader teyze ve annemin hala bizden haberi yoktu, aslında söylemek istiyorduk ama korkuyorduk. Hemde çok korkuyorduk. Verecekleri tepkiden emin değildik ve bu belirsizlik bizi bitiriyordu. Ama bir güm illaki öğreneceklerdi ve o gün nasıl olacağımızı dahi bilmiyorum.

Bizim son zamanlarda çok iyi anlaşmaya başladığımızı gördükleri için pikniğe gidip vakit geçirmek istediğimizi söylediğimizde hemen kabul etmişlerdi. Zaten Serhat hep bu tarz ortamları seviyordu.

Şimdi de gördüğüm gibi aşırı mutluydu, önündeki yemeklerden teker teker ağzına atarken aşırı tatlı gözüküyordu. Aradan ne kadar zaman geçerse geçsin her gülüşünü gördüğümde kalbim hızlanıyordu. Her defasında kalbim yerinden çıkıp ona sarılmak istiyormuş gibi davranıyordu.

Ona hafiften tebessüm ettiğimde bende önümdekilerden yemeğe başladım. Daha sonra bitirdiğimizde, ikimizde kapları toplayıp sepetin içine koyduk. O sırada garip bir şey oldu. Aslında garip olmayan, ama garip hissettiren. Bizden onbeş yirmi metre uzaklıktaki bir adam biz bakışlarını dikmiş bakıyordu. Ona sebepsizce baktığımda, telaşlı bakışlarını üzerimizden çekmiş gibi hissettim.
Yine de bunu üzerinde durmadım.

Eşyalarımızı toplamış ve biraz yürüyüş yapacaktık. Ben hafiften topallıyor olsam da artık yürüyebiliyordum. Serhat sağ tarafımda yürüyordu ve heyecanla bana seslendi.
"Alp?"
"Bak şurada bisiklet kiralama yeri var."
Söylediği sözle bir anda bütün heyecanı kaçmıştı.

Her zamanki suçlu hissettiği belli olan o bakışlar ile bana bakıyordu. Yutkunmuş ve boynunu eğmişti. Bir kez daha fark ettim ne kadar küçük durduğunu, bir kez daha fark ettim o masum bakışlarını. Daha önce ondan uzun olduğumu fark etmiyordum ama protez bacak taktığımdan beri ona hep yukarıdan bakıyorum ve bu onu gözümde daha küçük görmeme sebep oluyordu.

"Şey, özür dilerim. Sürebilir bilir misin bilmiyorum bile."

Yine aynı bakmıştı, tıpkı patlamadan hemen sonraki zamanlar gibi. Yine ezilerek bakıyordu. Ben ise bundan nefret ediyordum. Böyle bakmasından, eskiyi düşünmesinden nefret ediyordum.

"Serhat, neden bunu aşmamıza izin vermiyorsun?  Neden yine böyle bakıyorsun?"

Yine ve yine gözlerini kaçırıyordu.
"Hadi gel bisiklet kiralayalım. Sen sürersin bende arkanda olurum olmaz mı?"
Bakışlarını kaldırıp bana baktı, benim gülerek ona baktığımı görünce mutlu olmuşa benziyordu. Ona göz kırptım ve beraber büyük bir bisiklet kiraladık. Kaskımızı ve dizliklerimizi taktığımızda artık hazırdık.

Özür dilerim •bxb•Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin