"İçten içe" 15

2.5K 220 73
                                    




🌙

Bana orada böyle bakarsan seni daha fazla severim. Daha fazla seversem yakıp kavrulan yine ben olurum.

Serhat sinir boşalması ile ağlarken Alp tebessüm edercesine Serhat'a bakıyordu.

İstemsizce bakışları Serhat'ın dağılmış saçlarına kaydı.
"Ne güzel saçlarını yapmıştın, bozulmuş."
Alp'in aklından ne geçiyordu kimse bilemezdi ama parmaklarını Serhat'ın saçlarının içine geçirmişti.

Nazik ve yavaş hareketlerle Serhat'ın saçlarını düzeltmeye çalıştı.
Serhat ise etkilenmiş bir şekilde ona bakmak ile meşguldü.

Oldu işte, sana deli gibi aşık oldum. Sen saçlarımı öylesine düzeltirken ben bunu düşünüyorum işte, sana deli gibi aşık olduğumu...
Biliyorum bu böyle bir hikaye değil, bu hikayede sen beni sevemezsin. Sevsen keşke...
Asla sesli olarak söyleyemeyeceğimin bilincindeyim, ben asla sana sesli olarak seni seviyorum diyemeyeceğim...

Bu hayat seni sevmem hata gibi bakıyor. Bu dünya beni dışlıyor. Kimse sana aşık olduğumu söylememi istemiyor. Kimse sana aşkımı haykırmamı istemiyor. Biliyorum ki sende istemezsin. Seni bu durumlara düşürdükten sonra seni sevmeye hakkım yok.

Hatta o güzel gözlerine bakmaya da hakkım yok ya. Yine de bakabilmemi sağladığın için teşekkür ederim.
Sana bunları yaşattığım için özür dilerim.

Alp, Serhat'ın saçlarını düzeltmiş ve tebessüm ifadesi ile ona bakıyordu. Serhat ise hala istemsizce ağlamaya devam ediyordu.

"Kaçır beni."
"Ne?"
"Okuldan yani, ilk gün ama olsun kaçalım."
"Hee"

Serhat göz yaşlarını silmiş ve ayağa kalkmıştı, hatta hafiften kıkırdıyordu bile. Tekerlekli sandalyenin arkasına geçip yavaşça itmeye başladı. Bir şekilde, yalanlar söyleyerek çıktılar okuldan.

Serhat nereye gideceğini bilmeden öylece sandalyeyi itiyordu. Alp ise sırıtarak etrafa bakıyordu.
"Çok korktular."
"Gerçekten korktular mı?"
"Oğlum sen iyi misin? Ne kadar havalı olduğunu anlamadın mı? Adını söylerken öyle korkutucuydun ki, tüylerim diken diken oldu resmen."
"..."
"Ben Serhat Güven! Hayatınızı mahvederim! Lan aşırı havalıydın."

Alp'in sesi gerçekten uzun sürenin ardından bu kadar mutlu çıkıyordu. Tıpkı bebek arabasındaki bir bebek gibi yerinde durmuyor, kafasını arkaya çevirmeye çalışıp onunla göz teması kurmaya çalışıyordu. Gözlerinin içi güldüğü belliydi.

"Bundan sonra aynı zamanda benim korumamsın Serhat Güven."
"Bence beni biraz abarttın Alp, sadece para ile korkuttum onları."
"Dalga mı geçiyorsun? Gözlerindeki öfkeyi görmedim mi sanıyorsun? Hayatımda hiç kimse beni böylesine savunmamış, korumamıştı."

Serhat istemsizce yutkundu.

"Teşekkür ederim."
Serhat öylece tekerlekli sandalyeyi itmiş ve bir sahile getirmişti, kendisine bir banka oturup yanına da sandalyeyi yakınlaştırmıştı.

Bir süre ikisi de öylece denize bakmışlardı.

"Pişman mısın?"
"Neyden?"
"O gün beni kurtarmaya karar vermekten, kolumdan tutmandan, hayatımı kurtarmandan."
"..."
"Özür dilerim."
"Her defasında aynı konu, her defasında özür, her defasında aynı bakış, her defasında aynı ses tonu, her defasında aynı şeyler. Yeter tamam mı? Yeter. O gün, o gün, o gün, bıktım! Yeter! Her defasında o günü konuşmak zorunda değiliz! Normal insan olamaz mıyız? Tamam yeni bir konu oluyor, havalı olduğunu söylüyorum sen yine aynı konuyu açıyorsun! Yeter Serhat! Yeter!"
"Özür dilerim."
"Sikicem şimdi özürünü!"
"Ama-"
"Özür dileme artık be!"

Özür dilerim •bxb•Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin