1.8

2.9K 192 148
                                    

Sabah kalktım. Yanımda masumca yatan Jimin'e baktım. Yanımdayken bile özleyecek derecede seviyorum onu, dudaklarına kısa bir öpücük kondurup yataktan kalktım.

Mutfağa girerek güzel bir kahvaltı hazırlamaya başladım. Jimin arkamdan bana sarıldığında irkildim.
"Jimin ne zaman kalktın ?"
Dedim

"Şimdi kalktım"
Dedi kafasını arkamdan boynuma koyarak gözlerini kapattı. Jimin'e döndüm.
"Saat kaça kadar ayaktaydın ?"
Dedim

"1 saat önce yattım"
"Jimin sen şuan 1 saatlik uykuyla mı duruyorsun ? Ne yaptın sabaha kadar ?"
Dedim
"Çalıştım"
Dedi

"Sevgilim çok fazla çalışmıyor musun ?"
"Çalışıyorum ama bizim için çalışıyorum"
"Biz ?"
Dedim gülerek

"Sen ben ve ilerdeki çocuklarımız için"
Dedi, gülerken bir anda yüzümdeki gülümsemem soldu.

"Rose ben özür dilerim"
"Bak işte çocuksuz hayat olmuyor."
Dedim
"Rose-"
"Tamam Jimin boşver, Kore'ye dönelim artık."
Dedim

"Peki hayatım"
Diyerek bavulunu toplamaya gitti.
Bende kahvaltıyı boşvererek kendi bavulumu topladım ve hemen çıktık.

Kısa sürede havaalanına gittik. 2 tane bilet aldık. 1 saat sonra kalkacak olan uçağımızı beklemeye başladık.

İnsanın ister istemez morali bozuluyordu. Sonuçta herkes aile kurmak ister hele ki Jimin gibi biri hayli hayli aile ister.

Jimin koluma dokunduğunda ona döndüm.
"Rose hadi uçak kalkmadan binelim"
Diyerek elimi tuttu. Elimi ondan çekip önden yürümeye başladım.

Güvenlik kontrolünden geçip uçağa bindik. Uçağa biner binmez Jimin kafasını omzuma koydu ve uyuya kaldı. Saatlerce yüzünü inceledim.

Jimin kıpırdanmaya başlayınca gözlerimi silerek cama döndüm. Jimin omzumdan kalkıp bana baktı
"Rose"

Ona cevap vermedim çünkü şuan konuşursam ağlarım o yüzden sadece sustum. Elini çeneme koyarak yüzümün yüzüyle hizzalanmasını sağladı.

"Neden ağladın ?"
"Ağlamadım saçmalama"
"Rose ben sevgilimi tanıyorum burnun kızarmış ağlamışsın"
Diyerek burnumu öptü

"Jimin lütfen susalım...lütfen"
Dedim
"Peki"
Diyerek yanımdan kalktı.
"Nereye ?"
Dedim

"Seni düşüncelerinle birlikte yanlız bırakıyorum. Tamam anlıyorum yaran büyük, kötüsün, ama bırakta yardım edeyim Rose, hani birbirimizin yaralarını saracaktık, biz birbirimize yara açmaktan başka bir işe yaramıyoruz..."

"...yoruldum artık gerçekten yoruldum, iyice düşün Rose ben seni her halinle kabul etmeye varım ama diyorsan ki yapamam diye..."
Durup boğazını temizledi.

"...daha fazla uzatmayalım. Bitsin bu iş her ne kadar acı çekecek olsam bile şuan ki halini görmekten daha iyidir."
Dedi ve sustu.

Yere baktım ne diyeceğimi bilmiyordum sadece sustum. Haklıydı hem de her dediğinde
"Bende öyle düşünmüştüm"
Dedi tam giderken elini tuttum.

Umut dolu gözlerle bana baktı.
"Gitme Jimin"
Dedim, sanki bunu bekliyormuş gibi gülerek yanıma oturdu ve bana sımsıkı sarıldı

"Asla bırakmam seni, bırakamam sen benim bir parçamsın artık"
Dedi, inişe geçiyorduk o yüzden kemerlerimizi taktık ama Jimin'in eli hâlâ benim elimdeydi.

Uçak indiğinde bizde uçaktan indik. Jimin cebinden telefonunu çıkarttı ve bir numara çevirdi bende yüzüğüme bakıyordum.

"Çok mu sevdin ?"
"Efendim"
"Yüzüğü diyorum çok mu sevdin ?"
Dedi
"Evet"
Dedim gülerek

•L-O-V-E•Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin