3.3

1.9K 136 187
                                    

"Karım nasıl ?"
Dedim çaresizce, dışarıdan kim görse bana acırdı. Doktor yanında ki hemşireye baktı.
"Sakinleştirici iğneyi hazırla"
Dedi

Ne ? Ne demek iğneyi hazırla ?
"B-bir dakika ne ? Ne iğnesi ?"
Dedim
"Ameliyat başarısız geçti. Chaeyoung hanımı kaybettik üzgünüm. Başınız sağolsun"
Dedi

"Şaka yapıyorsunuz değil mi ? Bu saçma şakayı yapmanızı Rose önerdi dimi ? Tanrım! Karımı görmek istiyorum hesap soracağım. Az daha kalbime iniyordu"
Dedim, içeri girecekken doktor önüme geçti.

"Bay Park hasta öldü, çok denedik"
Dedi, dolu gözlerimle Jin hyung'a döndüm.
"Hyung birşey söylesene, öldü diyorlar o ölmez. Benim karım ölümsüz..."
Dedim, diğerlerine baktım. Herkes ağlıyordu.

"...o ölemez, bizi bırakamaz. Ağlamayın bir cevap verin, o ölmedi, Rose bizi bırakmaz"
Dedim, Jungkook kolunu bana sardığında onu ittim.
"Abi, kendine gel"
Dedi

"BIRAKIN, KARIMI GÖRMEK İSTİYORUM!"
Dedim sinirle, Amelyathanenin kapısı açıldı. İçeriden üstü kapalı bir beden çıkarttılar.

"Hayır, hayır, hayır! HAYIR! YAPMAYIN! KAPATMAYIN MELEĞİMİN YÜZÜNÜ, YAPMAYIN BUNALIR O!"
Dedim

"Rose bizi bırakamazsın! Soo bin daha çok küçük v-ve bizim sana ihtiyacımız var!"
Dedim morga götürülen Rose'nin arkasından çaresizce bağırarak

O gün evden çıkarken nerden bilebilirdim o gülen yüzünü son kez göreceğim diye, bilseydim doya doya bakardım ona, atan minik kalbini dinlerdim, sıcaklığında kaybolurdum, bırakmazdım onu. Bu soğuk ikimize de fazla değil mi sevgilim ?..

"ÖLEMEZ O! BIRAKMAZ ASLA BENİ!"
Rose'nin en son söylediği cümle beynimde yankılanıyordu.

"JİMİN SENDEN BAŞKA BİRİNİ ASLA SEVMEDİM SEVMEMDE"

Sinirle duvara vururken herkes beni tutmaya çalışıyordu.
"YAPMAYIN! BIRAKIN, O ÖLÜRKEN BEN UYUYAMAM YAPMAYIN!"
Hemşire iğneyi koluma soktu sonrası karanlık, aynen Rose'den sonra ki hayatım gibi...

•••••

Uyandığımda herkes burdaydı. Ama benim gözlerim sadece onu aradı. Belki hepsi rüyadır o gelir: 'Ben burdayım sevgilim, hepsi kanustu geçti gitti' der diye bekledim ama gelmedi.

"Uyandı"
Dedi Lisa, hepsi başıma toplandı ama ben konuşmuyordum. Konuşmakta istemiyorum.

Ayağa kalktım kolumda ki seruma baktım ve bitmemiş olan serumu çekerek kolumdan çıkarttım.
"Ne yapıyorsun ?!"
Dedi Jin hyung ona boş boş baktım.

"Abi kendine gel, böyle yapman hiçbirşey ifade etmez"
Dedi Jungkook, boş bakan gözlerimi Jin hyung'dan çekip konuşan Jungkook'a döndüm.

"Hayat senin için ne kadar güzel değil mi Jungkook ?..karın yanında ve onun takıntılı bir psikopatı yok onu kaçırıp öldürmeye çalışmıyor..."
Dediğimde kafasını eğdi.

"...Lisa ölse böyle sakin kalabilir misin ? Şuan hiçbiriniz beni anlayamazsınız çünkü sevdiğiniz kadınlar yanınızda benim boğazımda bir yumru var ne yaparsam gitmiyor. Dokunsan ağlayacak gibiyim kızıma ne diyeceğimi düşündükçe daha kötü oluyorum..."

"...onun karşısına çıkıp annen öldü diyemem. Söylemesemde Soo bin annesinin yokluğunu fark edecek kadar zeki bir kız!"
Dedim

Hepsi sessiz kaldı.
"Hâlâ Rose'nin öldüğünü kabullenemiyorum"
Dedi Yoongi hyung
"Annem öldü mü ?!"
Kapıdan gelen sesle oraya döndüm.

Gözleri dolu bir Soo bin vardı. Kafasını hayır anlamında sallayarak koşmaya başladı. Kalktım ve arkasından koşmaya başladım,

Bahçeye çıkıp ağacın yanına oturdu ve ağlamaya başladı. Gidip yanına çöktüm
"Soo bin"
Bana dönüp sarıldı.
"Baba annem melek mi oldu ?"
Dedi

•L-O-V-E•Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin