Güzel Anlar

11 2 0
                                    

Kafeden kendimi nasıl dışarı attığımı bilmiyordum. Gözyaşlarım benden bağımsız bir şekilde yanaklarımı ıslatmaya devam ediyordu. Hemen arkamdan Merve de dışarı çıktı. Beni böyle görmeyi beklemediği kesindi. Bana hemen sarıldı ve sakinleşmem için zaman tanıdı. Aslında bugün ki derslerimiz bitmemişti ama beni deniz kıyısına götürmüştü. Denizden gelen o tuzlu meltemi sevdiğimi biliyordu. Sakinleşmem için bana zaman tanırken asla konuşmadı. Adeta birbirimizin sessizliğine gömüldük. Beni ne olursa olsun anlaması ve dinlemesi bazense sessizliğimi çekmesini çok seviyordum. Daha doğrusu onu çok seviyordum.

Birden ona döndüm. "Seni çok seviyorum. İyi ki yanımdasın." dedim. O sadece bana daha sıkı sarılarak cevap verdi. Kısa bir süreliğine de olsa her şeyi unutup uzaklaşmak iyi gelmişti.

Ertesi sabah daha iyiydim. Aslında çokta büyütülecek bir şey yoktu. İki medeni insan gibi oturup konuştuk. Bazen tepkilerimi abartabiliyordum. Bu durum içinde öyle oldu. Güzel bir sabahtı. Oldukça yavaş ve sakin bir şekilde hazırlanmaya başladım.

Kayra

Asya sanki bazı gerçekleri yüzüme adeta tokat gibi çarpmıştı. Gerçekten de Şeyda beni seviyor olabilir miydi? Ya da ben bunu anlayamayacak kadar körleşmiş miydim? Kafamın içinde çok fazla soru vardı ve bunları nasıl cevaplandıracağımı asla bilmiyordum. Düşünmekten kafam patlamak üzereydi.

Hele Asya'nın gitmeden önceki o cesur ama içindeki kız çocuğunun bana" lütfen beni sev" diye yalvaran o güzel bakışlarını hayatım boyunca unutamayacağıma emindim. Asla zümrüt yeşili olmayan o gözlere aşık olmuştum. Fazla çocuksuydu ama yerinde ne kadar ciddi olabildiğini çok iyi gördüm.

Benimle konuşurken oldukça resmiydi. Sanki içinde başka bir Asya vardı. Ve ben bu tarafını ilk defa görüyordum. Tuhaftı biraz ama aynı zamanda ne kadar da güçlü olduğunu gördüm. Yine ve yine ne düşünceğim hakkında hiç fikrim yoktu. Sanırım düşünmek için yeterince vaktim vardı. Mesela bütün gece. Bu gece uyuyabileceğimi sanmıyorum.

Asya

Okula gelirken Merve ile karşılaştık ve okula kadar beraber yürüdük. Yine ilk dersim matematikti. Sabah sabah bütün enerjim gitmişti. Derse falan girmek istemiyordum. Merve bana dönüp.

"Senin maçın yok muydu bugün?" Diye sordu. Hemen ona bakıp.

"Maç bugün müydü ya? Ben tamamen unutmuşum." Beni kafasıyla onayladığında hemen enerjim yerine gelmişti çünkü matematik dersine girmicektim ve voleybol  oynamak beni gayet rahatlatıcaktı.

Merve'yi öpüp koşarak hemen spor salonuna gittim. Takım yavaş yavaş toplanıyordu. Bende hemen giyinmeye başladım. İyi ki dolabımda yedek kıyafetlerim vardı. Yoksa büyük sıkıntı yaşıcaktım. Neyse ki her şeye her zaman hazırlıklıyımdır.

Karşı takım gelmişti ve hazırlanıyorlardı. Biz çoktan sahaya çıkmış, ısınmaya başlamıştık. Salon âdeta inliyordu. Yarı final maçıydı. Alan finale çıkıyordu. Yani baya önemli bir maçtı. Bunu almamız şarttı.

Isınma hareketleri bittikten sonra herkes eşleşti ve topla ısınmaya başladık. Rakiplerimiz iyidi ama biz daha iyidik. Kaptanları olarak kızları çok iyi motive etmiştim. Ve takımımdan gurur duyuyorum. Isınırken hakemler tarafından çağrılıp imza attık. Saha ve top için de seçim yaptık. Seçim şansı bana sunuldu ve tabiki topu seçtim. Avantaj bizdeydi çünkü Funda'nın servisleri çok iyidi ve bu bize büyük avantaj sağlıcaktı.

Tribünlere baktığımda Merve'yi gördüm. Tabiki gelmişti. Hiçbir zaman maçımı kaçırmamıştı. Bana el salladı ve gülümsedi. Bende ona göz kırptım ve gülümsedim. Ne demek isteğimi kesinlikle anlamıştı. Şunu demiştim. "Maç bizde rahat ol." Bunu her maç öncesi yapıyordum. Ve hiç kaybetmedik. Ayrıca bunu yapmak hoşuma gidiyordu. Maç başlamak üzereydi. Kızları iyice yükselttikten sonra bağrışa çağrışa sahaya çıktık. Kendimi harika hissediyordum. Son kez gözlerimi gezdirdiğimde bu sefer Kayra ile göz göze geldim. O siyahın en koyu tonundaki gözlerini bu mesafeden bile seçebiliyordum. Bana güzel bir gülümseme bahşettiği sırada kızlar kolumdan tuttu ve beni çektiler. Mecburen gözlerimiz ayrıldı. Sanki kendimi daha güçlü hissediyordum.

Maç başladı. Çok zor bir takım değillerdi. Ama yinede ilk seti vermiştik. Bu nasıl oldu anlamadım. Neyseki iki ve üçüncü seti de aldık. Maçı kazanmaya sadece bir set kalmıştı. Ama dördüncü seti verdik ve maç iki-iki oldu. Çıldırmak üzereydim. Sakin olmalıyım. Son set bizim olucaktı ve bundan çok emindim. Kızlarla son moladan çıktık ve ortada toplandık. Kızlara "Bu maç bizim ve bu maçı alıcaz." Diye fısıldadım. Ve kızlarla bağırarak birbirimizi alkışlamaya başladık.

Son sayıydı. On üç-on dört öndeydik. Servis karşı takımdan geldi. Topu karşıladık ve pasöre "Bana gel" diye bağırdım. Yükseldim ve bütün gücümle topa vurdum. Ve son sayıyı almıştım. Ama karşı takımdan bir kızın suratına gelmişti top. Sanırım kızın burnunda küçük bir problem vardı. Burnu çatlamıştı. Napabilirdim.  Zaten bilerek yapmadım. Bilerek yapmam imkansız zaten.

Maç bittikten sonra salonda sevinçli kahkahalarımızdan başka bir şey duyulmuyordu. Bu bağrışmalar soyunma odasına kadar devam etti. Hemen içeri girip kendimi bankların üzerine attım. Kızlara "Elinize emeğinize sağlık kızlar" diye bağırdım. Hep bir ağızdan yine gülmeye başladık. Sonra herkes yavaş yavaş gitmeye başladı. Benden önce Funda çıktı ve "Çok iyidin kaptan" dedi. "Sizde çok iyiydiniz kızlar. Bunu hep birlikte başardık." Dedim ve gitti. Kapıya arkamı dönük bir şekilde eşyalarımı toplamaya başladım. Kapı açıldı. Kızlardan biri olcağından kimin geldiğine bakmadım. Tam çantamı alıp çıkacağım sırada arkama döndüm ve Kayra'yı gördüm. Şaşkınlık içinde kalakaldım. Ona dönüp.

"Ne işin var burda?" Dedim. Bana yaklaşarak gülümsedi.

"Sen." Dedi. Bana çok yakındı. Benim nefesim onun nefesine karışıyordu. Kendini ondan uzaklaşmaya zorlayarak bir adım geri attım. Ama bunun önemi yoktu çünkü arkamda kocaman bir duvar vardı. Ve gidebileceğim hiçbir yer yoktu. O ise benim açtığım boşluğu doldurdu ve aramızdaki mesafeyi yine sıfıra indirdi. Tam ağzımı açıp bir şey söyliyeceğim sırada ılık dudaklarını dudaklarımda hissettim. Kendimi koca bir boşlukta hissediyordum. Neden böyle yapıyordu. Ben her şeyi bitirmeye çalışırken birden gelip duvarlarımı yıkıyordu. Bunu yapmasını istemiyordum. Öpücüğüne karşılık vermedim. Daha doğrusu veremedim. Olduğum yerde donup kalmıştım. Ona karşılık vermediğimde yavaşça benden uzaklaştı. Simsiyah gözlerin daha ne kadar kararabileceğini düşünürken benden uzaklaştı ve dönüp gitmeye başladı. Çok ani bir hareketle bileğine uzandım. Ve onu kendime çektim. Resmen gözlerinin parladığını gördüm. Zaman kaybetmek istemezmiş gibi hemen ben onu öptüm bu sefer. Bu sefer şaşırma sırasında ondaydı. Yıllardır bu anı bekliyormuşçasına onu öptüm. Belim elini o kadar büyük bir açlıkla karşıladı. Beni bir daha bırakmaz istemez gibi sıkı sıkı tutuyordu. Öpüşünü derinleştirmişti. İçimde adeta bir kasırga kopuyordu. Kendimi zorla da olsa ondan ayırmıştım. Nefes nefese kalmıştık. Küçük bir kahkaha attım. Bana yine o güzel gülümsemelerinden gönderdi. Kapının açılma sesini duyduk ve ben hemen çantamı alıp onuda arkamdan sürüklüyerek bizi tuvalete soktum. Sessizce içeri girenin dışarı çıkmasını bekliyorduk. Tabi ne kadar sessiz olabilirsek. Çünkü hâlâ nefes nefese sayılırdık. Bu çocuğun bana böyle şeyler hissettirmesinden hem nefret ediyorum hemde bir yandan hoşuma gidiyordu. Hâlâ bekliyorduk.

İçeri giren kızlar tahminimce iki kişiydi ve benim arkamdan atıp tutuyordu.

Kız "Ay iyiki bir maç kazandı kesin yine havalanır yine. Zaten ne bekliyorsun tam bir kaltak ya."

Ben duyduklarım karşısında şok olurken tam kabinden çıkacağım sırada Kayra beni durdurdu. Ne yapıyorsun manâsında kaş göz yaptım. Benden omuzlarımı silkeledim. Ama yinede beni bırakmadı. Kızlar bu sırada çoktan dışarı çıkmışlardı. Hemen bende çıktım ve bağırdım.

"Ne tutuyorsun ya beni? Kızlar ne söyledi arkamdan duymadın mı? Hâlâ beni tutuyorsun git onları tut." Diye bağırdım ve soyunma odasından ona konuşmaya fırsat vermeden kaçarcasına çıktım. Çıktığımda suratımda aptal bir gülümseme vardı. Bunu neden yaptığı hakkında bir fikrim yok ama belki de iyi ki yapmıştı.

Yayımlanan bölümlerin sonuna geldiniz.

⏰ Son güncelleme: May 12, 2020 ⏰

Yeni bölümlerden haberdar olmak için bu hikayeyi Kütüphanenize ekleyin!

Sadece AŞKHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin