Merhabalaar! Bir sonraki bölümümüzün final olduğunu ve Ada'nın hikayesi Şeker, Çikolata ve Şeytani Olan Her Şey'in açıldığını hatırlatıp kaçıyorum canikolarım. Keyifli okumalar.^^
Ariana Grande&Justin Bieber - Stuck with U
Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
"Sakin ol!" dedim göğüs dekolteme doğru konuşuyor olduğumu umursamadan. Kalbim kaburgalarımı kırıp dışarıya çıkmak ister gibi dövünüyordu. "Adamı ilk defa göreceksin sanki." Aynadaki yansımama bakıp nude tonlarındaki rujumun dağılmamış olmasından dolayı memnuniyet duyarak dalgalar halinde omuzlarıma ve sırtıma dökülen saçlarımı düzelttim. "Bu kadar da arsız olunmaz ki canım." Sanki kalbimi utandırıp susmasına sebep olabilecekmiş gibi cıklayıp yan dönerek elbisemin duruşunu kontrol ettim. Asansörde tek başıma olmasaydım da dışarıdan kendi kendine konuşan bir deli gibi gözüküyor olmayı umursamayacağımı biliyordum.
Yüksek topuklarımın üzerinde beklerken bir kez daha aynadan yüzüme dikkatle baktım. Koyu renk kirpiklerimin kıvrılışını, beyaz tenimi soluk göstermeyen şeftali tonlarındaki makyajımı inceleyip memnun kalarak titreyen ellerimi tutması için bir an önce Güney'in yanına gitme isteğiyle kıvranarak kapının açılmasını bekledim.
Zemin kat yazısını görüp derin bir nefes aldım ve açılan kapıdan kendi topuk tıkırtılarım kulağımda çınlarken çıktım. Bahçeyi geçip serin havaya şükrederek, yoksa ateş alacağım çok barizdi, dışarı çıktım. Güney'i karşımda arabanın dışında beklerken gördüğümde; rüzgâr tekrar uzayan saçlarını gözlerinin önüne düşürürken, beni görür görmez yüzüne yayılan tatlı gülüş yüzüne yayılırken, kravatsız ve birkaç düğmesini açık bıraktığı beyaz gömleğinin üzerindeki siyah ceketle olan uyumu gözlerini parlatırken yani, kalbime hak vermeden edememiştim. Bu adam için patlayarak yerlere saçılsa, kan kussa ve havai fişekler gibi gökyüzünde ışıldasa kimse onu suçlayamazdı. Çok özür dilerim canım ama sen de benim halimden anla biraz. Ölüyoruz burada.
Topuklularımın yardımıyla uzanıp boynuna sarıldığımda kollarıyla beni sıkıca sarıp burnunu açıkta kalan omzuma gömmüştü. Dizlerimden bütün güç çekilirken kollarının arasında bayılacağımdan korkmaya başlamıştım. Henüz iki gün önce görüştüğümüzü hatırlatma gereği duymadan beni bağrına basmasına müsaade ettim. Erkeksi kokusu burnuma dolarken, bütün yaz yüzmenin hakkını veren kasları beni içinden çıkmak istemeyeceğim bir kafesin içine almıştı. Kendimi bildim bileli şu çırpınan kuş kadar yüreğimin bir evi olmasa mıydı yani?
"Sen beni çok özlemişsin galiba." Kendimi tutamayıp söylediğim bu cümle gülmesine sebep olurken dudakları omzuma değip ayaklarımı tamamen yerden kesmeye ant içmiş olduğunu kanıtlamak istemişti. Dudaklarına eşlik eden mırıltısı kollarımın arasında keyifle mırıldayan koca bir kaplan varmış gibi hissetmeme sebep olmuştu. Heyecandan kalbim çıkarken sevgiden tüylerinin arasına parmaklarımı gömmek istiyordum.
