30 / Final

5.1K 503 313
                                    

Zeynep Bastık - Her Mevsim Yazım

Lanetlerin, öfke dolu ağabeyimin ve bir dizi talihsiz üzerinden atladığımızdan beri Güney'le hayatımın hiçbir döneminde tatmadığım bir huzurun parçası olmuştum

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

Lanetlerin, öfke dolu ağabeyimin ve bir dizi talihsiz üzerinden atladığımızdan beri Güney'le hayatımın hiçbir döneminde tatmadığım bir huzurun parçası olmuştum. Kayıp bir uzvumu bulmuş gibiydim. Aşkının tamamlayıcılığı öyle çok doldurmuştu ki içimi kimsenin sarsamayacağı bir temel atmıştı kalbime. Bütün dünya küsse, sırtını dönse, üstüme yürüse Güney Yaman'ın bir bakışı bütün yaralarıma merhem sürmeye muktedir olurdu biliyordum. Bir kere kolunun altına aldığında bütün fırtınalardan sığ çıkabileceğimi bildiğim gibi.

Günler, haftalara dönerken böylelikle geçen zamanın hiç farkına varmamıştım. Güney beni ailesiyle yemek yemeye ilk davet ettiğinde ve illegal buluşmaların önüne geçmek istediğini söylediğinde kalbim ağzıma gelmişti. Ona o tarz buluşmaların hiçbir zaman önüne geçemeyeceğini söylerken bunu çaktırmamaya çalışıyordum. Yine de kızaran yanaklarım beni ele verirken onun dikkatli bakışları her şeyi yakalamakta olduğu için kendimi çok saklayamamıştım. Neyse ki korkularım boşa çıkmış, heyecanım çabucak geçmişti.

Annesiyle değişik bir koalisyon oluştururken Güney'i ve babası Alihan'ı karşımıza alıp kahkahalarla gülene kadar uğraşmayı huy edinmiştik. Bir keresinde Güney'i ergenken çalmayı bıraktığı çelloyu çalması için o kadar zorlamıştık ki adam bizi bir araya getirdiği için pişmanlık duymaya başladığına emindim. Normalde onu yapmak istemeyeceği bir şey için zorlamazdım ama bu enstrümanı o zamanki kız arkadaşının hoşuna gitmediği için bıraktığını bildiğimden geç kalmış bir intikamın peşinden koşuyordum. Yıllar önce bir kenara kaldırılan çellonun nerede olduğunu bulamamışlardı da Güney Yaman rahat bir nefes almıştı.

Ailesiyle bir araya gelen Güney'in huysuzluğu tavan yapsa da babasıyla şakalaşırken veya annesiyle uğraşırken ne kadar mutlu olduğunu görebiliyordum. Göz göze geldiğimiz her seferinde üstüme saçtığı yıldız tozlarından nasibimi alırken ona bana böyle bakmamasını söyleyemiyordum. Zorlukla yutkunurken yanmaya başlayan yanaklarımın hatırına bakışlarımı kaçırıyordum.

Bu buluşmaları arada sırada tekrarlayıp Dağlı ailesinin bir parçası gibi hissetmeye o kadar alışmıştım ki bunun yokluğuyla sınanmayı düşünemiyordum bile. Onları daha önce de tanıyordum ama bu sıradan bir komşuluk ilişkisinden uzağa gitmiyordu. Şimdi yanlarında Güney'in sevgilisi olarak çok farklıydı. Bambaşka bir sevgi ve ilginin odağındaydım. Bunun için de oldukça minnettardım.

Diğer yandan ağabeyim bu duruma giderek alışsa da huysuzluk yapmayı tam olarak bırakmış değildi. Ayrılık acısını içine kapanarak yaşamaya karar vermediği zamanlarda Güney'le beraber eskisi gibi takılmaya başlamışlardı. Hatta bizi yan yana görmekten çok gücenmediği günleri de görmeye başlamıştık. İnsanlık için küçük, bizim için devasa bir adımdı. Zira Güney Yaman giderek sinirleniyor ve ağabeyimi silkelemek için büyük bir istek duyuyordu. Böyle çocuklar gibi kaçışa kaçışa yaşamak zorunda olmadığımız konusunda homurdanıp duruyordu. Ben de gözlerinden öpüp bunun geçici olduğuna onu ikna etmeye çalışıyordum. Neyse ki ikna edilmesi kolay bir adamdı da işimi çok zorlaştırmıyordu.

Rüyalar Gerçek OlsaHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin