4

5.6K 591 145
                                    


Kırmızı üç

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

Kırmızı üç.

Bu mesaja gözlerim kanayana kadar bakmıştım. Sanki bir mucize olacak ve Güney Yaman bana cevap verecekmiş gibi kitlenip göz kaslarımı ağrıtmayı başarmıştım. Hazin bir şekilde sonlanan okey oynama maceramızdan geriye sadece bu iki kelimelik mesaj kalmıştı. Ömrümde ilk defa Güney Yaman Dağlı'ya mesaj atacak sebebim ve fırsatım olmuştu ve bunu kumar oynarken yakalamıştım. Ağlasam mı gülsem mi, delirip bütün köyü çiftetelli oynayarak mı gezsem bilemiyordum.

Anıl ve Selvi geri geldiklerinde Güney'in bağrıma saplamış olduğu zehirli oku yok sayarak oyuna başlamıştık. Taşların şıkırtısı başımı ağrıtacakmış hissi verirken ciddi bir surat ifadesiyle odaklanmış vaziyetteydim. Güney benden çok emin olmadığını gösteren tedirgin bakışlarla arada sırada yüzümü süzüyordu. Bakışlarındaki buzlu sular bile şu an yaşadığım sıkıntıya iyi gelmiyor canımın ta içi.

Oyun hızlı hızlı ilerlerken bir yandan da ağabeyim nişanlısının yolda ve gelmek üzere olduğunu söylemişti. Suratının neden beş karış asık olduğunu bilmiyor, Merve'yle aralarındaki kavgaya karışmakla zerre ilgilenmiyordum. Her zamanki gibi incir çekirdeğini doldurmayan mevzularla başımı şişirmeye niyetim yoktu. Bu eli kazanıp adi bir pislik olduğu için taşları birer birer Güney Yaman'ın kafasına atmakla ilgileniyordum daha çok.

Bu mesajı attığımda ellerimin titriyor olduğu gerçeğini fark etmediğini umuyordum. Zaten giderek yükselen sıcaklık ve stres seviyemden dolayı başımdan aşağı kaynar sular dökülmüş gibiydim. Yükselen nem oranı canımıza kast ediyordu ve kendimi buz dolu bir havuza atmadan bu hararetten kurtulmanın yolu yoktu belli ki. Veya Güney'in buz dolu bir havuzdan farkı olmayan turkuaz gözlerine de dalış yapabilirim. Benim için sakıncası yok.

Mesajım telefonunun ekranına düştüğünde Güney Yaman hafifçe eğilmiş, mesajı okumuş ve tek bir mimiğini dahi oynatmadan oyuna geri dönmüştü. Bu sessiz hareketlerini kimse fark etmemişti. Sinsilik konusunda ihtisas yapmış olduğu için ona takdir eden bakışlar atarken sadece kendini beğenmiş bir ifadeyle tek kaşını kaldırmıştı. Kalbim bu hareketiyle beni bayıltacak bir hızda atmaya başlarken oyunun daha başında yelkenleri indirmiş olmama içimden sövüyordum.

Kırmızı üç bana ulaşamadan Merve gecenin karanlığından ya da tam olarak evimin içinden çıkıp gelerek bahçeye teşrif etmiş ve göğsümdeki yarığı öyle taze bir yara olarak bırakmaları konusunda diğerlerini ikna ederek oyunu bozmuştu. Hiç tamamlanamamış bir oyunun daha ilk başında yenilgiyle çarpışmıştım.

"Jüliii!" diyerek boynuma sarıldığında onu incecik kollarından tutup silkelemek istiyordum. Sıraladığı özürleri geçiştirirken Güney Yaman'a da sarılmış ve beni bir uçurumdan başka bir uçuruma sürüklemişti. Ağabeyimin en yakın arkadaşı ve nişanlısı tabii ki iyi anlaşıyor olacaklardı. Bu halkanın dışında kalan tek mahluk bendim.

Rüyalar Gerçek OlsaHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin