Annem tarafından zorla uyandırılıp kiliseye getirilmiştim. Uyku akan gözlerimle rahibi dinlerken birisi omzuma dokununca arkama döndüm. Arkamda yan yana sırayla oturmuş Devin'in dedesi, Devin, Gerard, Ray ve Ray'in babası vardı. Gülümseyerek "günaydın" dedim. Onlarda aynı şekilde cevap verirken Devin'in dedesinin Gerard'ı nasıl sahiplendiğini düşünüyordum. O da bütün bu vampir olayını biliyor muydu?"Hayır, Rusya'da yaşayan kardeşinin torunlarından biri olduğunu sanıyor." Devin'in kulağıma fısıldadığı şeyle kendimi gülmemek için sıkmaya başladım. Ray Devin'in bana dediği şeyi duymuş ve kıkırdamaya başlamıştı onunla birlikte ben, Devin ve Gerard'da kıkırdamaya başlayınca rahip vaazını söylemeyi durdurup bize baktı. Kilisedeki herkes bize bakarken annem bana ayıplar gözlerle baktı. Hepimiz gülmemizi durdurup sessizce beklerken rahip vaazına devam etti.
Kilise çıkışında dördümüz konuşurken yanımıza rahip geldi "merhaba çocuklar" hepimiz onu selamlarken rahip Gerard'a bakarak "sana yardımcı olabilirim" dedi. Devin kaşlarını çatarak Gerard'ı bileğinden tutup arkasına çekti. "Eğer buradan gitmezsen kariyerini bitiririm." Dedi. Bir düşününce bunu yapması çok kolay olurdu. Küçük kasabamızda hiç siyahi yoktu ve bizim gibi küçük kasabaların rahipleri genellikle siyahiler hakkında kötü şeyler söyledikleri öne sürülerek kovulurdu.
Rahip hepimize tuhaf tuhaf bakarak "onun sizinle birlikte olmaması lazım" dedi. Devin sert bir şekilde rahibin önüne geçti. Rahip söylenerek uzaklaşırken Devin'e döndük "Yardımcı olma şekli kalbine kazık sokmaktı."
Gerard gözlerini kocaman açarak göğsünü elleriyle kapattı. Yaptığı hareket çok tatlı olduğu için omzuna kolumu atıp saçlarını karıştırmaya başladım. Birkaç günde zararsız olduğunu kanıtlamıştı ve hayatım boyunca gördüğüm en tatlı şey olabilirdi. Devin yine bana sırıtarak baktığında işaret parmağımla alnını ittirdim. Gülerek geri çekildi.
Annem yanımıza gelip "bu gün yaptığınız hareket çok yanlıştı çocuklar" dedi. Hepimiz kafamızı yere eğip ona hak verdiğimizi göstermek için başımızı sallarken annem Gerard'a bakarak "seni daha önce görmedim, merhaba Frank'in arkadaşı mısın?" Dedi kendi içimden utanacak bir şey yok diye tekrar ederken yanaklarımın kızarmasını engelleyemedim. Annem ve Gerard tanışırken arkamı dönüp küçük bir yürüyüş yapmaya karar verdim.
Koluma giren bir kolla kafamı kaldırıp kimin olduğuna baktım. Devin iyice kiliseden uzaklaştığımıza emin olduktan sonra sigarasını yakıp içmeye başladı. Bana uzatınca kafamı iki yana sallayıp istemediğimi gösterdim. Herkesin benden uzun olması sinirlerimi bozmaya başlamıştı. Devin'e kafamı kaldırarak bakıyordum. Devin gülüp "niye umursuyosun ki" dedi. Kafamı sallayarak hak verdim niye umursuyordum ki.
"Sonunda gay olduğunu ve benden sadece etkilendiğini kabullenmeye başlaman güzel" dedi. "N-ne?" Dedim kendimi kontrol edemeden kekelemiştim. "Biraz daha zamana ihtiyacın var anlıyorum" dedi "ama eğer yardımcı olacaksa o da sana karşı boş sayılmaz" dedi. Gözlerimi kocaman açarak Devin'e baktığımda omuz silkip sigarasını içmeye devam etti. Anlık gelen heyecanla Devin'e sarıldım. Ayrıldığımızda yüzümdeki sırıtışı durdurmaya çalışıyordum. Devin bana sigarasını uzattığında alıp içime çektim.
Birlikte geri dönüp kiliseye yürümeye başladık. "Gerçekten boş değil mi?" Diye sordum cevabı biliyordum ama tekrar duymak istiyordum Devin sırıtarak kafasını salladığında yüzümdeki gülümseme büyüdü. Kilisenin bahçesinde Gerard bir deftere bir şeyler yazarken Ray omzunun üstünden deftere bakıyordu. Ami bir hareketle defter elinden çekip baktım.
Vampirler seni asla incitemeyecek.
Bu ona söylediğim cümleye benziyordu 'sporcular seni asla incitemeyecek' sırıtmama engel olamadan okumaya devam ettim.Eğer beni ele geçirirlerse ve güneş batarsa
Eğer beni ele geçirirlerse bu sivri demiri bana batır
Eğer beni ele geçirirlerse ve güneş batarsa
Eğer beni ele geçirirlerse bu sivri demiri al
O demiri kalbime batır
Eğer güneş doğarsa
Derimizi kemiklerimizden ayıracak
Ve sonra jilet gibi keskin dişleri boynumuzu kesecek
Seni orada gördüm
Biri beni doktora götürsün, biri beni kiliseye götürsün
Bu zehirli deliği pompalayabilecekleri bir yere
Ve ruhunu sır gibi boğazında tutmalısın
Ve eğer gelip beni alırlarsa
Eğer kalbime o sivri demiri batırırsan
Eğer beni ele geçirirlerse ve güneş batarsa
Eğer beni ele geçirirlerse bu sivri demiri al ve
(Haydi!)
Bu sivri demiri alır mısın?
Kalplerimizi sonsuz gece gökyüzü düşünceleriyle dolduracak mı?
Bu sivri demiri alır mısın?
Bu simsiyah hissi yıkayacak mı?
Ve şimdi gece klübü sahneyi hazırladı çiftler halinde geldiler o dedi ki
Ucuz viski gibi kutsal suyu geri vereceğiz, hep oradalar
Biri beni doktora götürsün, ve biri hemşireyi arasın
Ve biri bana güller alsın, ve biri kiliseyi yaksın
Cesetlerle takılıyoruz, ve cenaze arabası sürüyoruz
Ve bu gece biri ruhumu kurtarsın, lütfen ruhumu kurtarın"Gee, bu çok güzel" diyerek ona defteri uzattığımda "teşekkür ederim" diyerek defteri aldı. "Aslında yarışma için bunu kullanabiliriz Devin sürekli punk dinlediği için bunu nasıl söyleyebileceğimi ayarladım." Dedi. Hepimiz kafamızı sallarken "hadi bizim eve gidelim" dedim. "Bu şarkıyı deneriz ve Ray'le nota çıkarırız." Herkes bana katılırken hepimiz annemin arabasına sıkışıp bize gittik.
Ray gitarını almak için evine giderken bende Gerard'ın şarkısını söylemesini dinliyordum. Sesi o kadar güzeldi ve şarkıyı o kadar içten söylüyordu ki dinleyenlerin vampir olduğunu anlayabileceklerini düşündüm bir an. "Please save my soul" diyerek bağırıp şarkıyı bitirdi "biraz kısa olmamış mı?" Diye sordum. Kafasını sallayarak "daha bitmedi ki zaten" dedi. "Şarkıda söylediğin gibi güneş sana zarar vermiyor mu?" Diye sordum. "Taze kan içemediğim için etkilenmiyorum" dedi. Kafamı sallayıp dudaklarımı ısırdım. Hala güçleri geri gelmemişti ve gün geçtikçe zayıflıyor gibiydi. Ona kendi kanımı vermek isterdim.
Ray gitarıyla garaja girdi. Gerard bir kez daha şarkıyı söylerken büyülenmiş gibi onu izliyordum. Gerard şarkısını bitirdiğinde garajın arkasındaki eskimiş bateriden ses geldi. Kafamı kaldırıp baktığımda Devin'in çaldığını gördüm. "Bir baterist aramıyor muydunuz?" Dediğinde Ray sevinçle bana sarıldı.
Tüm gece boyunca notaları ayarladık. Gerard da şarkının geri kalan kısmını tamamladı. İşimi bittiğinde hepimiz yorgun bir şekilde bir şeyler içmek için mutfağa gittik. O sırada aceleyle evden çıkan annem yanımıza gelmişti. Üstünde iş kıyafetleri olduğunu görünce "anne saat gece 2 bugün izin günün nereye gidiyorsun?" Diye sordum annem gergin bir şekilde "sana bahsettiğim hayvan saldırıları çok artmış bu gece 10 ölü ve bir sürü yaralı varmış bana ihtiyaçları var. Bu gece burda kalın ve kapıyı kilitleyin çocuklar" diyerek hepimize kısaca sarılıp evden çıktı.
Alnımı ovalarken Devin konuşmaya başladı "öbür vampirleri durdurmanın bir yolu var mı?" Gerard iç çekerek başıyla onayladı "bir yolu var ama çok riskli" hepimiz soran gözlerle ona bakınca anlatmaya başladı "dolunayda ortaya çıktığımız yerde tam güce sahip bir vampir kendi kanını kutsal ağaca sürmeli" dedi. Tuhaf tuhaf ona bakarken sordum "bunun neresi riskli peki?"
"Dolunayda tüm vampirler o ağacın etrafında toplanır ve benim dediğim şeyi yapmak neredeyse imkansız" Ray kafasını kaşıyarak sordu "kanı sürünce noluyor peki?"
"Geldiğimiz cehenneme geri dönüyoruz"

ŞİMDİ OKUDUĞUN
Our Lady Of Sorrows +18
Ficção AdolescenteOkumak için fan olmanıza gerek yok. Yazım hataları olabilir.