3

1.6K 7 2
                                    

Bardan içeri girdiğimizde Devin barın arkasında sigara içerek vampirle konuşuyordu. Devin bizi görür görmez gülen yüzü yavaşça sinirli bir yüze dönüştü. Masanın altından çıkardığı pompalıyı bize doğru doğrulttu. "O bir vampir Devin, hastanede birsürü kişiye zarar vermiş. 2 kişiyi öldürmüş!" diyerek sopanın sivri ucunu vampire doğrulttum.

Devin sakin bir sesle "eğer elinizdekileri bırakmazsanız birinizin kafasında bir delik bırakacağım." Ray direk elindekini bırakırken bacağımı dürterek benim de bırakmamı bekliyordu. Devin'in gözlerine bakarak sopayı yere bıraktım. Bize bir açıklama borçluydu.

Devin ikimizin de yüzüne dikkatle bakıp konuşmaya başladı. "Size karşı dürüst olacağım çünkü eğer bunu herhangi birine anlatırsanız,  kan testi yapmaya gerek bile görmeden
uyuşturucu kullandığınız için rehabilitasyon merkezine gönderirler. Annem vampirdi ve artık insanlara zarar vermemek için kan içmeyi bıraktı. Uzun süren bir çökme sürecinden sonra öldü. Gerard da aynı şeyi yapmayı planlıyordu. Bu yüzden sizden bir yardım istedim şimdi gidin burdan." Tehditkar bir bakışla Ray'in iki adım geriye gitmesini sağladı.

Heyecanlı bir şekilde sordum "yani vampir güçlerin mi var?" Devin gülümseyerek kafasını iki yana salladı. "Vampir gücüm yok ama kafanızın içinden geçen her düşünceyi duyabiliyorum." Yavaşça kafasını kulağıma yaklaştırarak devam etti "kendine itiraf etmekten korktuklarını bile" kendini geri çektiğinde ne dediğini anlamadığımı göstercek bir bakışla ona bakıyordum. Omzumdan tutarak arkamı dönmemi sağladı. İç çekerek dışarıya yürümeye başladım.

Ray'le birlikte arabaya binip birbirimize bakarak gergince gülmeye başladık. Onun evine sürüp orada kaldım.

Sabah erken saatte uyanıp annemi hastaneden aldım. Birlikte eve gidip kahvaltı ettikten sonra okul için evden çıktım. Kaykayımla 10 dakika süren yolcuğuluğumda gözlerim Devin'in dedesinin arabasını arıyordu. Onu sevdiğimi bildiğine göre artık onunla rahat rahat konuşabilirdim. Kapının önünde Ray'le karşılaştık. Kaykayımı kolumun altına koyarken "günaydın" dedim. Aynı şekilde karşılık verince okula doğru yürümeye başladık. Eski motor sesiyle arkama döndüm.

Devin'in dedesinin arabasını görünce sevinçle duraksadım. Arka kapıdan inen vampirle Ray'i dürterek Devin'in yanına gittim. Kulağına fısıldayarak "vampiri okula getiremezsin" dediğimde yüzüme boş bakışlarla bakıp alnımı ittirerek "kendine artık itiraf et şunu" dedi. Hiç umursamadan vampirle okula ilerlediklerinde dern bir iç çektim.

Devin her zaman olduğu gibi kimseye benzemeyen dikkat çekici tarzıyla okula gelmişti. Afrikan-Amerikan melezi olduğu için esmer teni çok güzeldi. Kıvırcık saçlarının havada savruluşunu izlerken derin bir nefes aldım.

Ray "hadi gidelim yapacak bir şey yok" diyerek ilerlememi sağladı

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

Ray "hadi gidelim yapacak bir şey yok" diyerek ilerlememi sağladı. Binanın içine gelince yanımıza gelen bir çocuk "müdür sizi odasına çağırıyor" diyerek uzaklaştı. Ray'le birbirimize bakarak aynı anda "31 ekim" dedik. Her yıl okul adına Cadılar Bayramındaki ses yarışmasına katılırdık ve 3 yıl boyunca devam eden ikinciliğimiz vardı. Solistimiz iyi olmadığı için kaybetmekten yorulmuştuk ve ikimiz de bu yıl yarışmaya katılmak istemiyorduk.

Hantal adımlarla müdürün odasına yürürken Ray bir daha o solistle çalarsa kendini öldüreceğini anlatıyordu. Ray'e gülerek müdürün kapısını çaldım. İçeriye girdiğimizde ayakta müdürle konuşmayı bekleyen Devin ve vampiri görünce gerildim. Müdür bize oturmamız için önündeki koltukları gösterince Ray'le oturduk. Devin boğazını temizleyerek müdüre baktığında müdür konuşması için işaret yaptı.

"Kuzenim Gerard birkaç haftalığına Rusya'dan geldi. Bu süre boyunca burada benimle birlikte okumasını istiyoruz." Dedi Rusya demesini anlıyordum Gerard bembeyazdı ama sanki düne göre rengi biraz daha canlanmış gibi duruyordu. Gözlerimi kısarak Gerard'a baktığımda Devin'in ona makyaj yaptığını anladım çünkü boynundaki bir yeri unutmuştu. Devin bana göz kırpıp Gerard'ın boynundaki boşluğu çaktırmadan kapattı. Müdür Devin'in esmer tenine ve Gerardın solgun beyaz tenine bakarak "kuzeni?" diye sordu. Devin saygılı tavrını korumaya çalışarak "ben melezim" dedi. Müdür gülmesini tutmaya çalışarak su içerken Ray öksürmesinin altında "ırkçı" kelimesini gizledi. İçtiği su boğazına kaçan müdür öksürürken yüzü kıpkırmızı oldu. Kendimi gülmemek için zor tutarken kafamı yere eğip elimi ağzıma koydum. Ayağımla Ray'in bacağını tekmelerken Raymond hiçbir şey söylememiş gibi etrafı izliyordu.

Müdür kırmızı suratıyla Devin'e kafasıyla onay verince Devin gülümseyerek Ray'e baktı. Ray sanki bir şeyler anlatmaya çalışırmış gibi Devin'in suratına baktığında Devin Gerard'ın kulağına bir şeyler söyledi. Gerard kafasını iki yana sallayıp olmaz derken Devin müdüre gülümseyen suratıyla "Gerard'ın mükemmel bir sesi vardır." Dedi. Ray yumruğunu sıkıp 'oley' dercesine sallayıp müdüre döndü. "Bu yıl Cadılar Bayramında Gerard ile çalmak güzel olurdu." Dedi. Olmaz dercesine Ray'i dürterken Ray elimi geçiştirip müdürün cevabını beklemeye başladı.

İçimden bunun olmaması için dua edersen müdür "Gerard isterse neden olmasın." Dedi. Devin'in Gerard'ı dirseklediğini görebiliyordum. Gerard gergin bir şekilde "seve seve" dedi.

Soldan sağa doğru Gerard Frank veee Ray

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

Soldan sağa doğru Gerard Frank veee Ray

Our Lady Of Sorrows +18Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin