6-Osman🦴🦴

272 108 181
                                    

Yeni bölümle karşınızdayım. Okumadan önce yıldıza ✨ basmayı unutmayın😊

~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~

70 dakikalık dersin bitiminde kendimi burda kafeterya da bulmuştum. Derstekiler aklıma geldikçe gülesim geliyordu.

Ders bitiminim son 10 dakikası cezalarımın kraliçesi konuşma sözlüsü yapmıştı. Sınıfın en zevzek öğrencisi olan Batuhan'ı kaldırdığında osman'nın kemiklerini saymasını istemişti.

Osman Latince de kemik adam demek. Oss-kemik
Man-adam demek. Batuhan kemiklerin Latincesini sayarken el bileğiyle ayak bileğinin yerini karıştırınca cezalarımın kraliçesi onunla dalga geçmesi ve bütün amfiye rezil olması bu derse damga vurmuştu.

Kahvemi yudumlarken telefonu elime alıp İnternetimi açtığımda watsaptan bildirimler gelmeye başlamıştı.
Mesajlara baktığımda gruptakilerin sınıfta yaşanan olayı konuştuğunun bildirimlerinin geldiğini, karanın ve bilinmeyenden gelen mesajlar olduğunu gördüm.

İlk önce Karan'nın mesajıni açtım.

Karan: 10 dakikalık bi işim var dersin bitince kantinde bekle beraber geri dönelim Günçicek

Günçicek: Dersim bitti şuanda kafeteryadayım. İşin bitince kafeterya da buluşuruz.

Mesajı Karan'a attıktan sonra bilinmeyenden gelen mesaja baktım.

Gündüzgece: Dersin nasıldı Günçiceğim.

Gündüzgece: Derste yoruldun mu kahve içiyorsun¿?

Gündüzgece: Hey Günçicek cevap versene

Gündüzgece: Ne oldu da sen gülüyorsun?

Gündüzgece: Çevrimci oldun niye mesaji görmüyorsun!

Gündüzgece: Şükür bana sıra geldi demek😏

Günçicek: Selam dersim biraz yoğun geçti ve sen benim güldüğümü nerden görüyorsun.

Bilinmeyene mesaj yazdığımda Karan'nın işinin bitip buraya geldiğine dair mesaj gelmişti.

Gündüzgece: Dediğimi hatırlıyorum ben her yerdeyim, senin olduğun her yerde.
-Yorgun olduğunda kahve içtiğini çayı çok sevmesende içtiğinde 3 küp şeker attığına kadar biliyorum ÇİÇEĞİM

Günçicek: Biliyor olabilirsin bunları herkes biliyor yani arkadaş çevrem.

Gündüzgece: Demek istediğin şey arkadaşlarından öğrenmedim. Kendi gözlemlerimse dayalı olarak söylüyorum.
-İleri de bildiğim başka şeyleri söyleyebilirim.
-Şimdi derse girmem gerekiyor.
-Görüşürüz Günçiceğim.

Günçicek: Peki dediğin gibi olsun, görüşürüz.

Son birkaç yudumluk kahvem kaldığında Karan'nın kafeteryaya giriş yapıp hiç bir yere bakmadan bana doğru gelmesi beni birazcık utandırmıştı.

Karan'dan
Günçiceğe 10 dakikalık işim olduğunu yazıp, her zaman ki Günçiceğe sabahtan beri bilinmeden mesaj attığım telefonumu elime aldım.

Çevrim içi olup mesajı görmemesi kaşlarımı çatmama neden oldu. Saniyeler sonra kendi telefonuma bildirim gelmesiyle elime geri aldım.
Günçiceğim: Dersim bitti şuanda kafeteryadayım. İşin bitince kafeterya da buluşuruz. Yazmıştı.

İlk bana mesaj atması gerilen kaşlarımın düzelmesini sağladı. Bu sefer de Günçiceğe bilinmeyenden yazdığım telefona bildirim geldi.

Günçicek: Selam dersim biraz yoğun geçti ve sen benim güldüğümü nerden görüyorsun. Gelen mesajı okuduğum da çaprazima düşen masaya baktım. Sanki merak etmiş gibi bi hali vardı. Parmaklarımı ekranın üstünde gezdirip mesajı yanıtladım.

Gündüzgece: Dediğimi hatırlıyorum ben her yerdeyim, senin olduğun her yerde.

-Yorgun olduğunda kahve içtiğini çayı çok sevmesende içtiğinde 3 küp şeker attığına kadar biliyorum ÇİÇEĞİM

Mesajı atıp Günçiceğe baktığımda bu sefer kaşlarının çatıldığını ve hırsla ekrana biseyler yazdığını gördüm. Saniyeler içinde yazdığı mesaj gelmişti.

Günçicek: Biliyor olabilirsin bunları herkes biliyor yani arkadaş çevrem.

İçimden senin arkandan kuyu kazanlar mı biliyor demek gelse de vazgeçip mesajı yazıp yolladım.

Gündüzgece: Demek istediğin şey arkadaşlarından öğrenmedim. Kendi gözlemlerimse dayalı olarak söylüyorum.

-İleri de bildiğim başka şeyleri söyleyebilirim.

-Şimdi derse girmem gerekiyor.

-Görüşürüz Günçiceğim.

Şimdi bilinmeyenden çıkıp gerçek kimliğime dönüp Günçicek'le eve gitme zamanıydı. Telefonları cebime koyacağım zaman Günçiceğin görüşürüz yazısı ekranda belirdi. Mesajı görüp kapı tarafına gittim ve kafeteryaya giriş yaptım.

Kapıdan girmemle Günçicekle göz göze gelmiştim. Sanki beni görünce utanmış bi hali vardı. Gözlerini benden kaçırdığında utanmış olduğunu anladım.

Ne zaman utansa ya yanakları kızarırdı, yada gözlerini kaçırırdı.

-İşlerim bitti artık eve gidebiliriz,dediğimde kafasını sallayarak masadan çantasını aldığı gibi kapıya doğru yürüdü.

O önde ben arkada çıkışa giderken bu halleri hoşuma gitsede yakın zamanda benim yanımdan ayrilmamasını söylemem gerekecekti.

Sonuçta etrafında çok akbaba vardı.

Evet yeni bölüm daha 😅

Bu arada gerçekten el kemiğini ve ayak kemiğini yanlış söylenmesi gerçek hayatta yaşandı😂

𝓖𝓔𝓒𝓔🌃                                   𝓣𝓔𝓧𝓣𝓘̇𝓝𝓖                   Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin