beş,

469 40 17
                                    

Kafamı duvara yaslayıp elimdeki şişeden bir yudum daha aldım ve ilgisizce çevremde eğlenen insanları izledim. Dans etmek hiçbir zaman benim olayım olmamıştı, ne kadar sarhoş olursam olayım dans edemezdim.

Fakat Çağıl yine de şansını denedi. "Gelsene, aşırı güzel." Nefes nefese kalmasına rağmen bu kadar canlı konuşması beni gülümsetmişti, fakat kafamı iki yana salladım.

"Sevmediğimi biliyorsun."

Çakırkeyif olduğu için mal mal sırıtarak etrafa baktığı gözlerini bana çevirdi ve dudaklarını büzdü. "Bir kere de kendini soyutlama!"

Elimle gitmesini belirten bir işaret yapıp sevimsizce gülümsedim. "Hadi git yanımdan."

Gözlerini devirdi. "Gerizekalı." Onu aldırmayıp çevremi izlemeye devam ettim. Benim gibi masada oturan insan sayısı bir elin parmağını geçmezdi, saatler ilerledikçe sarhoş olup kendisini dans edenlerin arasına atan insan sayısı artıyordu.

Sanırım sadece ben eğlenmeyi unutmuştum.

Şişenin dibinde kalan birayı da içip boş şişeyi masaya bıraktım ve gittikçe daralan alanda kendimi serinletmeyi amaçlayarak lavabolara yürüdüm. Bizim okulda okuyan birkaç öğrenci ara sıra burada çalıyorlardı, bu yüzden çoğu tanıdık kişiyi bu mekanda görebilirdiniz.

Zorlukla lavaboya ulaşabildiğimde hiç makyajımı düşünmeden musluğu açtım ve yüzüme soğuk su vurdum. Ellerimi enseme de bastırıp biraz olsun canlanabildiğimde aynadaki yansımama baktım, ardından arkamdaki kabinde oluşan hareketliliğe. "İğrençsiniz." Yüzümü buruşturup kenardan peçete almak için sensöre elimi uzattım ve bir parça peçeteyle önce ellerimi, sonra gözümün altına biraz dağılan rimelimi sildim.

Peçete aldığımda sensörlü makineden gelen gürültüyle bir anda kabindeki sesler kesildiğinde gözlerimi devirmeden edemedim. Madem yakalanmaktan korkuyordunuz, neden bir barın kabininde bu işi yapmaya karar verirdiniz ki?

Tam kapıyı açıp gitmek üzereyken kabin açıldı, bir anlığına aynaya baktığımda çıkan kişinin Umay, arkasında duran kişinin de Arda olduğunu gördüm. Boğazım düğümlenirken hiç düşünmeden kendimi dışarı attım ve hızlı adımlarla tekrar masaya döndüm.

"Sen iyi misin?" Reha'nın endişeli sesini duydum. "Rengin atmış."

"Ben eve geçiyorum, Çağıl'la sen ilgilenirsin." Diye mırıldandım sorusunu es geçerek. Cevabını beklemeden çantamı alıp oradan ayrıldım. Barın birkaç metre ötesinde bekleyen taksilerden birine binip adresi verirken ağlamamak için kendimi tutuyordum.

Onun gibi bencil birisi gözyaşlarımı haketmiyordu.

Selfish[yarı texting]Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin