Bugün yeni bir gündü. Yeni arkadaş ve yağmurlu bir hava! Bu ikisi bugün beni heyecanlandırıyordu. Sınıfa girer girmez neşeli bir sesle, "Günaydın, Nerissa." Diyen Kate'e dönerek karşılık verdim. "Günaydın, Kate." Gülümsememe engel olamıyordum. Kendimi sınıfta biraz daha rahat hissediyordum.Kate heyecanla bir anda dibimde biterek ellerimi tuttu. Tutar tutmaz gözleri endişe ve şaşkınlıkla kocaman açılarak, "Tanrım! Nerissa donuyorsun!" Diyerek beni duvar kenarındaki kalorifere yaklaştırdı.
Aslında üşümüyordum vücudum soğuğa tolerans gösteriyordu ama aynı şeyi sıcaklık için söyleyemezdim. Yine de bozuntuya vermeyerek parmaklarımla hırkamın kol ağzını uzatarak ellerimi korumaya alıp sıcaklığa yaklaştırdım. "Teşekkürler."
"Rica ederim." Diyip çıplak avucunu kalorifere bastırdı. "Aslında çok şanslısın." Dedi bana bakarak. Bir şey anlamamış gibi baktığımdan olsa gerek dışarıya bakarak lafını sürdürdü. "Geldiğinden beri hava çok güzeldi ama ne yazık ki kasabamızın asıl havası bu. Yağmurlu ve soğuktur."
Şimdi demek istediğini anlayarak bende aynı şekilde dışarıya odaklandım. "Evet, babam bu kasabaya taşınmadan önce bizi bilgilendirmişti. İşi gereği bu tür şeyleri araştırır. Sanırım tek şansım bundan ibaretti."
İkimizde bir süre sessiz bir şekilde dışarıyı izledik. Cama çarpan yağmur damlaları huzur veriyor, zihnimi boşaltmama yardımcı oluyordu. Yağmurun bile dindiremediği ağır parfüm kokusu burnuma akın ettiğinde Kate'in aksine Amber'in yaklaştığını anlamış ve kendimi olacaklara hazırlamaya başlamıştım.
Arkadaşlarıyla içeri gülüşerek girerken onu camın yansımasından izliyordum. Kate ve beni yan yana görünce yüzü gülmeyi bırakmış, yerine bundan memnun olmayan bir ifade almıştı. "Kate." Diye seslenerek Kate'in yerinden zıplamasına neden olmuştu. Montunu, yanımıza gelip beni görmezden gelip Kate'in üzerine attı. "Çok ıslak. Bir sonraki tenefüse kadar kurut onu." Dedi arkasını dönerken.
Kate ne yapacağını şaşırmış bir şekilde bir bana birde elindeki monta bakıyordu sanki yapacağı hamleden emin değilmiş gibiydi. Derin bir nefes aldı ve montu uzatarak, "Olmaz, Amber." Dedi cılız bir sesle.
Amber arkasına dönerek ne duyduğundan emin değilmiş gibi, "Efendim duyamadım." Dedi bize bir adım daha yaklaşarak.
"D-daha fazla ayak işini yapmak istemiyorum..." Amber montu almayınca montu nazikçe yanındaki masaya koydu. "Seninle bu şekilde bir arkadaşlığımız olmasını hiç istememiştim."
Amber'in beyaz teni renkten renge girerken elini kaldırdı. "Bu ne cürret!" Elini Kate'in suratına doğru indirmesiyle araya girerek tokadı ben yedim. Hissetmedim bile ama eminim ki yanağım kızarmıştı.
Sınıf sessizleşmiş tokadın sesiyle hepsi bizi izlemeye başlamıştı. Kate arkamda korkudan yüzüne siper ettiği kollarını indirerek bir bana bir Amber'a bakıyordu. "Nerissa..."
Amber sinirden köpürerek, "Çekil önümden, seni şıllık!" Diye bağırdı omzumdan tutup kenara itmeye çalışırken.
Bileğinden tutup onu geriye doğru ittirerek yanındaki sıraya çarpmasını izledim. "Hayır." Dedim sert bir sesle. "Kate'in seçimlerini bir kez olsun dinle ve daha fazla ileri gitme. Hareketlerinin kimseye yardımı olmuyor!"
Normalde Amber'ın dibinden ayrılmayan iki kız hızla yanına koşup bir şeyi olup olmadığı konusunda endişeyle ona bakarken Amber ikisinide kenara iterek dibimde bitmişti. Arkadan insanlar hunharca kavga etmemiz için tezahürat yaparken Kate şaşkınlıkla koluma yapışmış, "Nerissa, lütfen benim için daha fazla ileri gitme. Lütfen yanağına bir bakayım." Diyerek beni geri çekmeye çalışıyordu ama geri adım atmaya niyetim yoktu. Bu olayı burada sonlandıracak ve Kate'in daha fazla incinmesine izin vermeyeceğim.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Elemental Vampirler
VampirNerissa bir vampirdi, bunu biliyordu ama yeterince bilmiyordu. Ne kendisini ne diğer vampirleri ne de ailesini. Bu dünyanın ne içindeydi ne dışında. Ama artık her şey değişti. Yeni bir şehir hayatını tahmin edilemez bir şekilde nasıl değiştirebilird...