Sabah şırıl şırıl yağan yağmurda dışarıda olduğun yetmezmiş gibi birde şemsiyen kırılmıştı..
Elinde ki poşeti kafana tutarak sığınabileceğin bir yer arıyordun.
Sonunda bir kütüphane buldun ve biraz orada dinlendin. Aniden masanın üzerinde duran kitap ilgini çekti. daha öncede gördüğüne emindin.tam elini kitaba doğru uzattın ki biri kolunu tuttu.Doyoung /o benim kitabım.
Sen/özür dilerim... Biraz inceleyebilir miyim?
Doyoung/hayır!
Sen/sadece bir kaç dakika.. Lütfen!
(derin bir iç geçirdi ve)
Doyoung /sadece bir kaç dakika.
Kitabı iyice inceledin. Üvey babanın sana sürekli okuduğu kitap olduğunu farkettin. İlginç olan yanı ise.. Bu kitabın hiç yayınlanmamış olması gerekirdi.
Üvey baban bu kitabı ölmeden önce sana hediye etti ve başka bir benzeri olmadığını söylemişti.kitabın som sayfalarını özel 3 anını yazman için boş bırakmıştı..
Kitabı uzun zamandır arıyordun.çünkü annen kitabı senden saklamıştı.
Ama nasıl olurda bu çocukta olabilirdi.Sen/afedersin.. Acaba bu kitabı nereden aldın?
Doyoung / amcamın hediyesi. Aslında amcam üvey kızı için yazmış. Ama annesi kitabı görmek istemediği için Bana gönderdi. O kızı arıyorum..
Sen /o kızı bulduğunda ne yapacaksın?
Doyoung / kitabı ona geri vereceğim. Çünkü bu kitaptaki her anı onun için yazılmış. Ona ait.
Gözlerin dolmuş bir vaziyette ellerini uzattın.
Sen/kitabın sahibi benim
Doyoung şaşkın bir yüz ifadesi ile sana bakıyordu..
Oturup uzunca konuştunuz. Doyoung kitabın son 3 anısını yazman için sana yardım edeceğini söylemişti.bir kaç gün sonra doyoung ile kütüphanede buluşup eski anıları okuyordunuz. Ve birden doyoung 'un seni izlediğini farkettin.bakışlarını onun üzerine koyup bir süre sende ona baktın. Sonra ikinizde utanıp kafanızı farklı yönlere Çevirdiniz. Doyoung kahve almaya gideceğini söyledi ve sende kendini toplamaya çalışıyordun. Akşam olmadan doyoung seni eve bıraktı.tam eve gidecekken Doyoung'a seslenip yemeğe kalmasını istedin.sanki dünden razıymış gibi kabul etti ve birlikte mutfağa girdiniz. Ama tekrar doyoung ile mutfağa girmeyeceğine emindin çünkü her yeri dağıtmış ve yüzü gözü un ve kakao olmuştu. Ona bakıp kahkaha atarken bir kase unu başına döktü. Sonra ufak çaplı bir mutfak savaşından sonra ikinizde gülmekten yerlere yatmıştınız.Doyoung/ bu gidişle aç kalacağız
Sen/senin yüzünden çünkü
Doyoung /yemek yapabildiğini sanıyordum.
Sen / yapabiliyorum zaten
Doyoung seni göz ucuyla süzdükten sonra başını göstererek
Doyoung / bu tarifin adı nedir kafada yumurta mı? Un gözü falan mı?
Sen/doyoung beceriksizliği canım o
Bir süre tatlı tatlı atıştıktan sonra doyoung sipariş verdi ve mutfağı toparlamaya karar verdiniz. Doyoung un ayağı Takıldı ve senin üzerine düştü. Kafanı mermere vuracağın sırada elini kafana koydu..
Hızla kalkıp doyoung 'un eline baktın. Morarmış ve şişmeye başlamıştı. Hemen krem getirip sürmeye başladın. O sırada doyoung seni inceliyordu. Sonra diğer elini çenene koyup kafanı kaldırdı.
Ona baktığında sana gülümsediğini gördün. Bu şey seni etkiliyordu.Doyoung / biliyor musun?
Belkide anıyı yazmanın vakti geldi..Sen/oh anı?
Doyoung aniden sana sarıldı. Ellerinin belini sarması tüm vücudunu titretiyor gibiydi
Gözlerinin içine bakıp bir kaç saniye sadece seni izledi. Hipnotize olmuş gibiydin. Onunla geçirdiğin zaman kısa olsa bile özel anılara dönüşüyordu.
Eliyle saçını kulağının arkasına koydu ve eğilip fısıldadı..
3 anı da sadece bizim için..Kitaba yazacağın anıları artık iyi biliyordun.
😊