Hyosu: Mark ve sen neden bu kadar yakınsınız? Yoksa sen onu ?
Sen: hayır tabiiki! Sadece yakın arkadaşız UZUN ZAMANDIR!
hyosu: o zaman mark ın teklifini kabul edebilirim şimdi gidiyorum
Sen: n-ne bekle! Ne teklifi bu?!
Hyosu çoktan gitmişti ve sen kendi saçlarını yolup eve gidene kadar
"ne teklifi bu" diye tepiniyordun
Kapının önünde mark sana seslendi
Mark : höey!
Sen: a! Mark!
Mark : ne konuşuyorsun yine kendi kendine?
Sen:hiiiç bilirsin beni öyle boş şeyler
Mark : yarın erken çıkacağım beni bekleme
Sen:ee! Neden ki? Nereye gideceksin?
Mark : hyosuyu almaya gideceğim
Sen:hayır anlamıyorum hala ayakları yok mu bu kızın gayette tek başına gidebilir okula
Mark :Sende yalnız gidebilirsin
Sen:konu ben değilim
Mark :haberin yok sanırım biz çıkıyoruz
Sen:hah?
Mark : neden şaşırıyorsun ki benim sevgilim olamaz mı?
Sen:bu güne kadar hiç olmadı ama!
Mark :artık var ama!
Sen:iyi tbrk edrm
Mark : yine karnından konuşuyorsun her sinirlendiğinde bunu yaparsın
Sen:sinirli falan değilim gidiyorum ben!
Mark : yarın beni bekleme
Sen: zaten bende yarın başkasıyla buluşacaktım
Mark : kim başkası?
Sen:sevgilimle buluşacağım!
Mark :benim neden haberim yok
Sen:olması gerekmiyor
Mark :İYİ!
Mark ile eviniz karşılıklıydı ikinizde aynı anda eve girip kapıları çarptınız
Ama şuan başına büyük bir iş açmıştın
Kendi kendine söylenmeye başladın
"of nereden çıktı bu sevgili işi of offffffff hemen birini bulmam lazım aa bekle geçen hafta bana çıkma teklifi eden o çocuk neydi adı.... hah!
Lee Seok-min!
Çokta havalı biri. tayfasının adı seventeen di sanırım. olur bu ama çocuğu çok kötü reddettim yaa
-Flash-
Seok min: ah kafam
Sen: sana kaç defa dedim saçımla oynama diye