Y.F.''1.BÖLÜM''

2.3K 185 159
                                    

Hayat..

Kimine güllük gülistanlık kimine acı ve dikenli...

Aslında biz böyle desekte herkesin büyük küçük acıları , kurtulamaya çalıştıkları dertleri vardır. Yaşama tutunmak için savaşan kül olmuş yürekler.

İnsanlar bencildir. Bu yüzden birbirlerini anlamazlar ve kendilerini anlamalarını da beklemezler.

Allah herkese kaldırabileceği kadar dert verir, sabır edersen de dermanıyla şenlendirir. Eğer bunu unutursan da , içinde yeşillenen umutlar teker teker kurur..

Doğuştan gelen sessizliğiyle küskündü hayata , sessiz sesi olan annesi için barışmıştı acımasız hayatla. Çok çabalamıştı sessiz feryatlarını duyurmak için ama artık olmayan sesiyle konuşmuyordu bile.

Ferya...

Sessizliğin güzellik bulmuş hali. O ve onun gibi ' engelli ' diye tabir edilen ancak taşıdıkları en güzel hediye ile hayata başlayan kişilerden biri. Ne kadar zorluk çekse de sessiz sesi olan annesi gülümsetiyordu hayata onu, şimdi ise toprağa sessiz feryatlarını dinletiyordu..

MELEK NAZEN

27.03.1975

27.03.2018

Bir kez daha okşadı mezar taşını. Tekrar öptü annesinin kokusunu arar gibi toprağı..

Adı gibi melek annesi , dizlerinde avuttuğu kızını toprağıyla avutuyordu. Amansız bi hastalıkla, günden güne eriyişine içinde umutla yaşayıp toprağa gömüşü ile sonlanmıştı.

Annesi ; derdine derman , sessizliğine ses ve yüzünden eksik etmediği gülüşü olmuştu. Beş yaşındayken hayatın acılarından bi haber , gecesini gündüzüne katan annesi öğretmişti işaret dilini. Nasıl da çabalamıştı küçük parmaklarıyla , sırf annesinin emekleri boşuna gitmesin o hep gülsün diye.

Eskimeyen anılarına acı gülümsemesine , gözünden akan yaşları eşlik etti..

Geceleri onu ısıtmak için kendi kıyafetlerini yakmıştı annesi şimdi ise o annesinin toprağını ısıtmaya çalışıyordu, hiç ısınmayacak toprağı..

Nasıl bi acıydı bu ? Nasıl bi yangıydı?

İki yıldır her akşam üstü sessizliğinde geliyordu annesinin kucağına. Döktüğü yaşları ve yalnızlığıyla da vedasını edip eve geri dönüyordu.

Bugünki veda zamanı da gelmişti, durmadan akan yaşlarını bir bir sildi. Pisliklerin barındığı , annesinin her bi izi olan eve doğru ilerlemeye başladı.

Pislikler diyordu çünkü sözde babası olan namussuz herif daha annesinin kırkı çıkmadan bi pavyon kadınını getirmiş ' senin anan bu bundan sonra ' demiş yaptığı şerefsizlikleri de yapmaya devam etmişti ve ediyordu. Pavyon kadını Selda ise psikopatın tekiydi . Sürekli içen , kollarını kesen ve masum, sessiz Ferya'ya göz diken insan namını hak etmeyen kahpenin biriydi. Ki babası Talat'ın da ondan kalır yanı yoktu.

Olmayan sessizliği gibi adımları da sessizdi Ferya'nın. Hem düşünüyor hem de kafası yerde adımlarını izliyordu. Genç kadın düşünceleri ile boğuşurken girdiği mahallesine göz ucuyla bakıp , cehennemine adımlamaya devam etti. Cehennemi diyordu sahi öyleydi. Ne kolundan tutup yardım edebilecek kimsesi ne de bağrına basıp sahiplenecek akrabası vardı.

Kimsesiz ve sessizdi.Tabi, onları kucaklayan bir de yalnızlığını unutmamak gerekirdi..

Sessiz iç çekişleri ile geldiği yıkıntı gece konduya baktı. Bu harabe yerin tek güzel yanı ise annesinin bıraktığı izlerdi. Uçup giden , zihninde kazılı izler.

YOKLUĞUN FERYA'DI / ARA VERİLDİ Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin