Y.F.''2.BÖLÜM''

1.7K 190 156
                                    

HUZURLU OKUMALAR...

'YOKLUK'...

Bir kez daha okudu genç adam her sokak başında yazan yazıyı. Kendi sokaklarında yazan , kendi yazısını.

Tırnaklarıyla kazıya kazıya kurmuştu. Her bir evi , her bir yolu. Çok küçüktü ama dostları ve kader ortaklarıyla kurmuştu yokluğu..

Hayat elbet kolay değildi. Kurtbey'de 8 yaşındayken anlamıştı bunu. Babası annesini öldürmüştü canice , küçük Kurtbey ise sadece sessizce izlemişti çünkü kimse duymamış yardım bile etmemişti küçüktü işte ne yapabilirdi ki minik bi sübyan ve hiç kimse de bağırışlarını, ağlayışlarını duymamıştı, tıpkı annesine sarılıp uyandırmaya çalıştığında onu duymadığı gibi. O da derin bi sessizliğe gömülmüş , ayakta kalmaya çalışmıştı.

O andan sonra bi el silah sesi daha duyulmuştu koca evde. Babası yine acımadan bütün anları gören oğlunun gözünün önünde katletmişti kendini ve karısını. Kurtbey ise üzerine sıçrayan kanlar ile bi annesine bi babasına bakmıştı o gün sessizliğe ve sertliğe bürünmüştü, duygusuzluğun her anında bi adım gerisinde olmasına sebep olmuştu cani babası , gözleri asla açılmayan güzel kokulu annesi..

Genç adamı polisler yetimhaneye yerleştirmişler orada büyümesini sağlamışlardı. Ve yetimhane de gördüğü iğrenç şeylerden sonra edindiği küçük dostlarıyla kaçmıştı. Issız, bomboş sokaklara.

Can yoldaşları , küçük dostları. Kaçtıklarında Kurtbey 18 yaşındaydı. Kurtbey'den bile acımasız ve soğuk olan Arat 16 yaşındaydı. Grubun şaklabanı ve en küçükleri Uras 14 yaşındaydı. Kendi ayakları üzerinde durmayı başaran , birbirlerine ölümüne sahip çıkan kişilere bir de Barış eklenmişti. 13 yaşında annesi ile kaldığı sokakta , tek düzgün ev de onların yaşadığı ve başka kimsesinin yaşamadığı harabe yer de oturuyorlardı.

Genç çocuklar bu ıssız sokağa , Hatice Hanım'ın sıcak yuvasına sığınmışlardı. Yüreği güzel Hatice hanım da seve seve kucak açmıştı yaralı yavrulara. Yokluk onları da vurmuştu. Ama yine de yılmamış , yardımsever iş adamlarına kadar gidip bu sokağı yokluk çekenlerin ocağına çevirmişlerdi. İş adamlarından biri ve çok sevilen ALPTUĞ GÜMÜŞHAN çocuklara istekle yardım etmiş sessiz sokağı , yokluk çeken yardım sahipleri ile kavuşturmuştu. İş adamı olarak anılsa da o zamanlar 18 yaşında yeraltı krallığının başındaydı Alptuğ. Ve yardım isteyen kendi gibi yaralı kardeşlerine can-ı gönülden elinden geldiği kadarıyla yardımcı olmuştu. Sonrası ise ' Yokluk ' bir sokaktan öte kocaman bi aile olmuş , her bir yaralı birbirlerinin yaralarını sarmıştı.

Genç adam hayatını tekrar göz önünden geçirdiğinde , yaşamın ne kadar zorlu olduğunu ayakta da dimdik durunca bu zorluğun zorla kırıldığını anlamıştı..

'' Ya abi kalk işte ya . Lan Barış sende bir şey de be .'' Kurtbey elindeki sigaradan ciğerine kadar çektikten sonra bir saattir Arat'ı gezmeye götürmeye çalışan Uras'a ters bakışlarını gönderdi.

'' Şimdi eli ayağını kırdıttıracan . Siktir git işte puştluk yapmaya ben gelmem olum. '' Bütün sertliğiyle konuşan Arat daha ne kadar sabır çeker onu düşünüyordu.

'' Yeminle yavşamıycam. Hadi lan nolurr.''

Ne kadar kızarsa kızsın kıyamadığı için kafasını sallayan Arat ile sevinmeye hazırlanan Uras'ı sözleriyle durdurmuştu.

'' Şerefsizlik yok . Beni orda katil etme. Şimdi kalk.''

'' Sen varya abilerin hasısın bu bey bey de otursun ulusun. Soğukların davarı.''

YOKLUĞUN FERYA'DI / ARA VERİLDİ Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin