KARA ARSLAN

949 30 16
                                    

"Asmin bu elbise nasıl? " diye sordu en iyi arkadaşım Ezgi.Gösterdiği her elbise güzel ve aynı modeldeydi,birini alıp buradan derhal çıkmamız gerekiyordu.Ama en iyi arkadaş görevimi yerine getirmek için sabırla elbiselere yorum yapıyordum.Artık ayakkalarımda derman kalmamıştı.

"Hadi ama Ezgi bu elbiseyi daha on beş dakika önce göstermiştin. " dedim,gene diğer elbiselere benzeyen ve üstüne üstelik ikinci defa gösterdiği elbiseye bakarak.

" Ama ne yapabilirim hepsi birbirinden güzel ve benim kuzenimin düğünün de çok güzel olmam lazım!"Zaten güzel bir kızdı,neden daha fazlasını istiyordu ki?Güzel bir yüz,güzel bir fizik.Eh,şükretmesini bilmiyor bu kız.

"Hadi,hadi boş konuşup vakit kaybetmeyelim.Şimdi ki durak ayakkabı mağazası!" Kolumu tuttuğu gibi,artık havasızlığından nefes alamadığım kalabalık mağazadan beni çıkardı.Cadde boyunca düz yürüdüğümde,yan yana sıralanmış birkaç ayakkabıcı vardı.Vitrinlere şöyle bir göz gezdirdi.En şahşahalı olana girdiğinde,hiç şaşırmamıştım.

" Buyrun efendim " dedi,yaka kartında adı yazan,orta yaşlı satış elemanı.Ezgi,tekrar ayakkabılarda göz gezdirirken cevap verdi.

"Topuklu ayakkabı bakıyoruz." Satış elemanı,bizi eliyle yönlendirdiğinde,bir sürü topuklu ayakkabının sıralandığı stanta doğru yürüdük.Ezgi,hemen siyah lugan ayakkabıyı eline aldı.

"Bu nasıl,Asmin?" diye sordu bir gözü hala diğer ayakkabılarda.

"İyimiş.Hem şık hem sade." diye yorum yaptım.Bir an önce alışveriş illetinden kurtulmam gerekti.Artık sıkılmıştım.Ben bir şeyler bakmayınca alışveriş gayet sıkıcı geliyordu bana.

"Alıyorum." dedi,emin bir sesle.Başımı sallayıp,onunla birlikte kasaya doğru yürüdüm.Sıra olmaması,benim için bir lütuftu.Parayı ödeyip,eline poşetini alan Ezgi'yle birlikte mağazadan sonunda çıkabildik.

"Benimle,alışverişe geldiğin için bir kahveyi hakettin." dedi gülerek.Tabi,aklın sıra şebeklik yapıp,bir dahaki alışverişte gene beni çağıracaktı.

"Sadece kahve içmem,tatlıda isterim."dedim munzur bir sesle.

"Hay hay,güzellik." Cadde boyunca sıralanmış,herhangi bir kafeden içeri girdik.İçerisinin sıcaklığı tamda istediğim gibiydi.Krem ve kahverenginin muhteşem uyumu bu sıcak kafeyi daha da güzelleştiriyordu.Kalabalıktı ama en arka tarafta boş iki kişilik bir masa bulabilik.Ben montumu sandalyenin arkasına asıp,yerime kurulduğumda garson kızda siparişleri almaya gelmişti.Küt sarı saçlı ve yeşil gözlü garsona gülümsedim.

"İki türk kahvesi ve iki tiramusu alabilir miyiz?" dedim kibar sesimle.

"Tabi." dedi kız elindeki,sipariş defterine not alırken.Ezgi'nin açılan ağzı ile hiddetli bir nefes çektim içime.

"Bak şimdi,evde krem rengi ço güzel bir elbisem var.Madem elbise bulamadık onu giyerim.Sende saçımı ve makyajımı yaparsın ve ben o şeytan kuzenler-

"Sen zaten,şeytan kuzenlerinden daha güzelsin.Neden bu kadar kasıyorsun.Güzeldin,benim birkaç desteğimle daha da güzel olursun?" Belki,bir umut içindeki heyecan yatırşır diye.

"Haklısın,ben zaten güzelim.Evet,canımı sıkmama gerek."diye kendini yatıştırdı.Aramazıdaki masa el verdiğince ona uzanıp,omzunu sıktım.Arkadaş,güzel şeydi.En azından sana destek veren biri vardı.

"Teşekkür ederim,Asmin.Yanımda olduğun için." o dolmuş gözleriyle,beni ağlatmaya mı çalışıyordu bu kız?

"Tamam,sen zırlamadan önce susalım." Dudaklarına sahte bir fermuar çeken arkadaşıma,tatmin olmuş gülüşümü sundum.

Siparişleri beklerken,sessizliğe gömüldük.Arka tarafta kopan kahkaha tufanıyla,merakıma yenik düşüp başıma kopan gürültünün,nereden geldiğini hissetmişcesine o tarafa doğru döndüm.Tanıdık beden,tanıdık yüz sırtımdan aşağı bir soğuk bir dalga yaydı.

KARA ARSLAN (Askıda)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin