TAKİP

286 28 5
                                    

Gözlerimi bembeyaz odada gezdirdim. Oda iğrenç bir şekilde uğursuzluk kokuyordu. Oldum olası hastanelerden nefret etmiştim. Hasta olmasam bile, buranın kokusu beni hasta ederdi. İlaç kokusu dışında, acı kokardı, endişe kokardı, hasta bedenlerden yayılan korku, çaresizlik kokardı. Bakışlarımı yatağın başında asılı olan seruma çevirdiğimde daha yarısının ile bitmediğini gördüm. Serum takmalarına ne gerek vardı ki? Birazcık dinlensem iyileşirdim zaten. Odanın kapısı açılıp içeriye orta yaşlarda, saçlarının önleri hafif kırlaşmış, beyaz önlüklü, erkek bir doktor girdi.

"Merhaba küçük hanım, kendini nasıl hissediyorsun?" 

Doktor samimi bir şekilde gülümsediğinde aynı şekilde karşılık verdim. 

"Kesinlikle mükemmel hissediyorum, hatta en iyisi siz şu serumu çıkartın, gerek yok çünkü."

Azıcık bir yalandan kim ölmüş değil mi? Ayrıca şu serumun çıkması için herşeyi yapardım.

"Malesef o serum bitmeden hiçbir yere gidemeyiz."

Babamın kızgın sesiyle ona alttan bir bakış attım. Her zaman sinirliydi zaten. Aniden aklıma gelen Bulut ile gözlerimle odayı taradım. Annemin oturduğu koltuğun yanında ayakta dikilmiş, boş bakışlarla yere bakıyordu. Yine ne düşünüyordu acaba? Kafasından geçen şeyleri bilmeyi öylesine isterdim ki...

               ***              ***                         ***                        ***

Annem beni yatağıma yavaşça yatırdığında, içim huzurla doldu. Şu son bir saattir hastanede, adeta işkence çekmiştim. Serum nasıl bir illetse bitmek bilmiyordu. Ama sonunda ateşim düşmüştü. Anlıyacağınız bu işkence az da olsa değmişti. Vallaha ben hastane ortamına bir saat dayanamıyorsam, diğer ağır hastaları düşünemiyordum bile. Allah hepsinin yardımcısı olsun. 

"Kızım, üstünü sıkı sıkıya ört, geceleri hep üstünü açıyorsun, sonra da serumları yiyiyorsun."

"Üff, tamam anne, iyiki bir hastalandım he daha kırk yıl konuşursun."

"Sus kız, anana laf mı yetiştiriyorsun sen? Saat çok geç oldu, bir an önce yatta yarın okulun var."

"Ne okulu anne? Hasta hasta okula mı gideceğim?" Sahi annemim acımasız olduğu tek nokta ev işleri ve okuldu. 

"Bir şeyin yok maşallah."

Bir kaç kere yüzüme sesli bir şekilde, tü, tü, tü diye tükürdükten sonra devam etti. 

"Turp gibisin, derslerinden boşuna geri kalma."

"Of tamam ya."

Annem gittikten sonra yorgunluktan ve uykusuzluktan sızlayan gözlerim, kendiliğinden kapandı. 

             ***               ***                          ***               ****

"Tamam, evet anne aldım suyumu."

"İyi, Ezgi'ye selam söyle, kendinize dikkat edin." 

Annemi başımla onayladıktan sonra kapıyı kapatarak, merdivenleri pata küte indim. Ezgi'nin beni her zaman beklediği yer boştu, sanırım geç kalmıştı. Binalarının önüne geldiğimde zile bastım. Neriman teyza cama çıkarak bana seslendi.

"Asmin kızım, Ezgi bugün hasta okula gelemeyecek."

Ne ara hastalanmıştı ki? Ah tabi hastalanır, salak kız buz gibi havalarda, incecik kıyafetlerle geziyordu.

"Tamam Neriman teyze, geçmiş olsun dileklerimi iletirsin."

"Tabiki Asmincim, hadi Allah zihin açıklığı versin."

KARA ARSLAN (Askıda)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin