2.3

1.3K 111 100
                                    

Perdelerin arasından sızan gün ışığının parlaklığı ve sıcaklığını yüzümde hissetmem ile tüm geceyi rüya görmeden geçirdiğim için yavaşça araladım gözlerimi. Karanlığa alışan gözlerim, ışığı hissettiği gibi kamaşırken geri kapattım gözlerimi ve yumruk yaptığım ellerim ile ovuşturdum.

Tek kişilik yatağımda, kendi ağırlığımdan başka bir ağırlığın daha var olduğunu, dirseğimin başka bir bedene çarpması ile anlamıştım. Kafamı usulca yanımda yatan bedene çevirdiğimde yatan kişinin Rüzgar olduğunu gördüm. Kıpırdandığım için olmalı ki uyuyan Rüzgar, uyurken önce kaşlarını çattı ardından homurdanarak yavaşça gözlerini kısarak araladı.

Dün gece onun omuzunda uyuyakaldığım için beni buraya kadar getirmiş olmalı ama neden burada yatma gereği duymuştu ki?

"Günaydın," dediğimde önce dudaklarının kenarı kıvrıldı, ardından kısık gözlerini daha da araladı.

"Günaydın, iyi uyudun mu?" diyerek, dirseklerini yatağa yaslayıp hafif doğruldu.

"Evet, ya sen?" dedim, tepemde bana bakan Rüzgar'a bakarak.

"İlk defa sevgilim ile aynı yatakta uyuyup sabahladığım için iyi uyudum," dediğinde ikimizde kıkırdadık. Çünkü bu benim içinde bir ilkti.

Rüzgar benden önce davranarak yataktan kalktı ve dağılan saçlarını eliyle daha da dağıttı. Onu süzerken bende yatakta oturur pozisyona geldiğim sırada Rüzgar'ın tüm geceyi pantolon ve tişört ile yatması dikkatimi çekmişti.

"Öyle yatmak zor olmadı mı?" diye bir soru yönelttiğimde, gözleri üzerimde dolaşmaya başladı.

"Bende sana tam aynı şeyi soracaktım,"

Üstümdekileri görmek için pikeyi bedenimden hafif araladığım da etek kısmının hafif yukarı sıyrıldığını ve dün geceki kırmızı elbisemle uyuduğumu görünce, gözlerimi kapatıp derin bir nefes alarak dudaklarımı ısırmaya başladım. Ardından etek kısmını düzelterek pikeyi geri örttüm üstüme ve utangaç bakışlarımı ona çevirdim.

"Uyandırsaydın keşke," diye mırıldandım.

"Uyandın zaten," dedi ve yanıma gelerek yatağın kenarına oturdu.

"Nasıl?"

"Hatırlamıyor musun?"

"Tövbe bismillah, neyi hatırlamıyorum?" derken gözlerim yuvalarından ayrılacak kadar irileşmişti.

Rüzgar karşımda tüm ciddiyeti ile dururken birden bu cümlem yüzünden kendini tutamadı ve gülmeye başladı.

"Ya gülmesene, söyle söyle. Noldu?" diyerek hafif vurdum omuzuna.

Kendini biraz olsun sakinleştirdikten sonra alt dudağını ıslattı ve bir süre baktı öylece yüzüme.

"Yattık," derken dudaklarını ısırmaya başladı.

"Evet burada uyumuşuz bunu biliyorum zaten," dedim ve kaşlarımı çattım.

"Öyle değil. Sen ve ben diyorum, yattık diyorum, hani..."

"Çüş, Rüzgar. Cidden çüş!" diyerek ittim onu alnına koyduğum işaret parmağım ile.

İma ettiği şeyi biliyordum ve ben ne bunu yapacak bir kızdım, ne de buna inanacak.

"İnanmıyor musun, cidden?" dedi ve havadaki kaşlarını indirip, dudağını sarkıttı.

"Rüzgar, bir de ciddi ciddi soruyor musun?" dedim ve kafamı iki yana salladım.

RÜZGARYA | Yarı Texting    •TAMAMLANDI•Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin