0.7

2.4K 178 200
                                    

Multimedia: Rüzgar  Tekiner

Textrover: Evet, sen haklısın. Hemde çok haklısın.

Textrover: Red edilmekten kaçan korkağın tekiyim.

Aryagns: Beni tanıdığını sanıyordum.

Textrover: Yarı yarıya.

Aryagns: O kadar bile tanıyor olsaydın, insanları sebepsiz red edebilen biri olmadığımı bilirdin.

Textrover: Sebep olmadığını nerden biliyorsun?

Aryagns: Sebebi her neyse, bana söyle ki buna ben karar vereyim?

Textrover: Bunu, karşına çıkmaya hazır hissettiğimde söylememe izin versen olmaz mı?

Textrover: Sadece biraz daha seninle konuşmak, konuştukça tanımak, tanıdıkça sana daha çok aşık olmak istiyorum.

Aryagns: Normalde böyle bir mesaj almam, alacak olsam da direk engellerim. Ama bunu sana yapmak istemiyorum. Nedenini kendimde bilmiyorum.

Textrover yazıyor...

Ellerimin arasında sıktığım telefonun ekranını kapatarak, derin nefesler almaya başladım.

Sahi, neden onu engellemek ve bu saçmalığa son vermek istemiyordum ki? Ya da neden onu görmek ve ona yardımcı olmak istiyordum? Ya da neden sürekli ondan mesaj geldi mi diye telefonu kontrol etmek zorunda kalıyordum?

NEDEN?

Aslında bu gizemli anonim, hiçbir anlamı olmayan monotonlaşmış hayatıma bir hareketlilik katmayı başarmış ve kafa dengim olmayı kısmen başarmıştı. Yoksa onu engelleyemememin sebebi bu muydu?

Ellerimin arasındaki telefonun bildirim sesi ile cevapsız kalan sorularımı dağıttım aklımdan ve ekranı açarak, konuşma panelimize girdim.

Textrover: Çünkü sende hayatında güzel ve yeni değişiklikler istiyorsun. Aynı benim gibi. O yüzden artık kim olduğumu bırakıp, beni böyle tanımaya çalışsan olmaz mı?

Aryagns: Pekala dediğin gibi olsun.

Textrover: Öyleyse anlaştık. Okul çıkışı yazacağım ben sana. :)

Görüldü (✔️✔️)

Mesajına görüldü atarak, kalktım oturduğum banktan ve okul bahçesinden çıkarak okula adımladım. Çok çabuk geçen öğle arasında sonraki dersim olan müzik kulübüne gitmek için öncelikle sınıfa uğramam gerekiyordu.

Yabancı öğrenciler ile dolan sınıfıma girdiğimde, cam kenarında kalan soldan ikinci sırama ilerledim ve oturan öğrencinin omzuna nazikçe dokunarak kaldırdım. O kalkar kalkmaz, çantamdan bir ajanda ve mürekkep kalem aldıktan sonra ahır gibi kokan sınıftan ayrıldım.

En üst katta olan müzik sınıfına geldiğimde, öğretmen gelmeden çalıştırılması yasak olduğu halde çalıştırılan mikrofon ile sesinin iyi olduğunu düşünen Ayça'nın söylemeye başladığı berbat şarkı ile yüzümü buruşturdum. Sevdiğim şarkıdan nasıl soğunulur, oynat bakalım.

Oldum olası bu müzik kulübünde en arka sıraya oturur ve ajandam'a karalama yapar dururdum. Aslında müzik kulübü yerine, resim kulübüne gitmiş olsaydım daha az sıkılır ve daha az ajanda harcardım.

RÜZGARYA | Yarı Texting    •TAMAMLANDI•Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin