15 (M)

3.3K 134 39
                                    














* je me suis perdu aussi























"Ah, sikeyim Lalisa. Evet orası bebeğim. Daha derine al." Ellerimle erkekliğini sıvazlarken, onu ağzımın en derinlerine almaya devam ettim. Yatağın üzerinde ilah gibi uzanmış adamı yalarken bir yandan da kendimi okşuyordum.

Yatakta oturur pozisyona geldim ve ağzımı erkekliğinden çekmeden vücudumu üzerine doğru yükselttim. Bacağımı kafasının kenarından attım ve kadınlığımı kafasının hizasına getirdim. Elleri anında kalçamı bulurken, alttan ona baktım.

"Marifetlerini görelim Jeon." Sinsi sırıtışıma, dilini kadınlığıma değdirerek cevap verdi.

"Seni fena becereceğim kızım." Elleri sertçe kalçamı tokatladığında; ağzımdaki penisinden dolayı boğukça inledim.

Dakikalarca birbirimizi dillerimizle becerirken; ben iki kere boşalmıştım bile. Jungkook, buna pek aldırış etmeyip beni yalamaya devam ederken, elimin altındaki bacakların titrediğini hissettim. Anında ağzımın içindeki penisini emmeyi bırakıp kafamı geri çektim ve sırtımı dikleştirdim.

Sona gelmişti; onu yarım bırakmamdan ötürü biraz sızlanmış ve dişini kadınlığıma geçirmişti. Ben ise buna cevap olarak kalçamı hareket ettirmiştim. Elleriyle belimden destek alıp bacak aramdan çıktığında; ne ara bacağımı omzuna alıp kendini bana hizaladığını anlayamamıştım bile.

"Seni sertçe becereceğimi söylemiştim değil mi?" Onu kafamla onayladığımda dudaklarımı ısırdım. Kadınlığım yanıyordu ve ona deli gibi muhtaçtım. Sertçe içime girdiğinde odaya yüksek sesli bir inleme bıraktım.

Hareketleri asla yavaş değildi. Gerçekten yürümeme engel olacak bir sertlikte içime girerken çığlıklarımı tutmakta zorlanıyordum. Yüzünde hırslı bir ifade vardı. Sanki bana sinirli gibiydi. Bu düşünce kaşlarımı çatmama sebep oldu.

"Bana mı sinirlisin sen?" Nefeslerimin arasında zorlukla konuştuğumda, kadınlığımın içine giren penisindeki gözlerini, gözlerime çevirdi.

"Yeni mi anladın?" Sorduğum soru daha da hızlanmasına sebep olduğunda daha yüksek sesle inledim.

"Evet kızım, altımda aynen böyle inleyeceksin."

"Jungkook!" Sertçe içime girdiğinde adıyla inledim.

"Söyle bebeğim." Üzerime doğru eğildi ve dudaklarını kulağımın altına bastırdı.

"Sadece ben sana dokunmak istiyorum. Sadece benim olmanı istiyorum. Ama sen ısrarla başka adamlara kendini becertiyorsun Lalisa. Neden?" İçimdeki hazla doruklara ulaşacağımı hissettiğimde, ona cevap vermedim ve bacaklarımı beline dolayıp, hareketlerine kalçamı kaldırarak uyum sağladım. Benim sona yaklaştığımı anlayan Jungkook ise hızını yavaşlatmıştı ve beni çileden çıkartacak durumdaydı.

"Sikeyim Jungkook! Neden yavaşlıyorsun?!" Sertçe ona çıkıştığımda durdu. Ben kalçamı hala hareket ettiriyordum; fakat bu boşalmam için yeterli gelmiyordu.

"Sadece ben seni becermek istiyorum. Bunu kabul edene kadar seni rahatlatmayacağım." Hareketlerim durduğunda, bütün şevkim tamamen kaçmıştı. Uzun süre gözlerine baktım. Gözlerinde bana bir bağlılık, bir aşk, en ufak bir duygu kırıntısı aradım. Ama göremedim. Ona histerik bir şekilde güldüğümde, kalçamı indirdim ve içimden çıkmasını sağladım.

"Çıkarken kapıyı kapatırsın. Birini arayıp yarım bıraktığın işi devam ettirmesini isteyeceğim." Gıcık gülüşüm onu daha da sinirlendirmiş olacak ki hırsla ayağa kalktı ve saçını çekiştirdi.

"Sikeyim! Neden anlamıyorsun beni?" Sesi normalden daha yüksek çıktığında ilahi çıplak vücudunu izleyip dudağımı ısırdım. Tanrım, gerçekten muazzamdı.

"Lalisa, kime diyorum ben?" Gözlerimi gözlerine çıkarttım ve boş boş bakmaya başladım.

"Bana aşık olduğuna inanmıyorum." Net cümlem ortaya bir bomba gibi düşerken konuşmasına müsade etmedim.

"Yediğin bokları ve peşimde neden dolandığını öğrenmeme çok az kaldı Jeon. O yüzden bu aşık bakışları yüzünden silip işine devam edebilirsin." Bana şaşkınlıkla bakarken yutkundu.

"Ya da gerçekten birini çağıracağım. Çünkü yarım kalmaktan nefret ederim." Gözlerimin içine bir süre baktıktan sonra yatağa doğru yaklaştı ve dizlerinin üzerine çöktü. Dili anında kadınlığımı bulduğunda saçlarını çekiştirip kafasını kaldırdım.

"Böyle rahatlamak istemiyorum." Gözlerimle penisini gösterdiğimde beni ters çevirdi ve önünde yüz üstü durmamı sağladı. Anında içime girerken sertliğinden ötürü ağlayacak kıvama gelmiştim. Bütün sinirini hareketlerine yansıtırken çıldırmış gibi çığlık atıyor ve zevkten deliye dönüyordum. Aramızdaki gerginlikten dolayı konuşmak istemediğim için, kendimi ona ittiriyor ve daha fazlasını istediğimi belli ediyordum.

Sol elimi kalçama götürüp sıktığımda, elimi kalçamdan çekip sertçe kalçamı tokatladı. Hızını arttırıp daha da sertleştiğinde hırladığını duydum ve benimle beraber içime boşaldı. Hızlıca kadınlığımın içinden çıktı ve üzerini giyinmeye başladı.

Üzerimdeki yorgunlukla onun giyinişini izlerken bakışları kısa bir süre bana döndü.

"Ne biliyorsun?" Tekrar bakışlarını benden çekip etrafta pantolonunu ararken onu izlemeye devam ettim. 

"Ne bilmeme mi tercih edersin?"

"Gerçekten kızım, laf cambazlığını çekemeyeceğim." Pantolonunu bulan bakışları tekrardan bana döndü.

"Ne biliyorsun?" Histerikçe güldüm.

"Bana aşık olmadığını; ama öyle davranman gerektiğini biliyorum. Her şeyi öğrenene kadar hala bana aşıkmış gibi davranabilirsin." Göz kırpıp gülümsediğimde kafasını sağa sola sallanıp mırıldandı.

"Keşke öyle davranıyor olsaydım da, sana aşık olmamış olsaydım."

Ama ne dediğini duyamadım.

























*sen de kayboldum


*sen de kayboldum

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
mouvement | liskookHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin