31 (M)

2.7K 99 21
                                    







ACAYİP SMUT HER YERİ SMUT OLAN BİR BÖLÜMLE GELDİM.

OYLARI VE YORUMLARI GÖRELİMMMM















*j'aime faire l'amour avec toi
























Saç kurutma makinesiyle saçlarımı kurularken kapının zilinin çaldığını duydum. Jiwon'un boğuk sesi kulaklarıma dolduğunda, biriyle konuştuğunu ve kısa süre sonra kapıyı kapattığını işittim.

"Abla! Jungkook hyung sana bir paket göndermiş!" Banyonun kapısının arkasından bağıran kardeşimin söyledikleri heyecanlanmamı sağlarken, hızlıca saç kurutma makinesini kapattım ve banyodan çıktım.

"Kim getirdi?"

"Tae hyung getirdi. Üstelik onu ayak işlerinde kullandırdığı için Jungkook hyunga sövüp duruyordu." Yüzünü buruşturarak konuşan Jiwon'un bu tatlı haline kahkaha attım.

"Gerçekten! Çok yaratıcı küfürlere sahip!" Birlikte tekrardan kahkaha attığımızda tekrar çalan kapının sesiyle kendime geldim ve dış kapıya adımladım.

"Sikeceğim ama ecdadını Kook! Neyim ben senin kuryen mi? Şirkette bunu yapabilecek binlerce adam var. Lalisa'ya şikayet edeceğim seni! Ayrılsın senden!" Söylene söylene telefonda konuşan arkadaşımın bu gergin hali kıkırdamama sebep olmuştu. Taehyung sinirle telefonu kapattığında ona gülen beni gördüğünde kaşlarını daha da çattı.

"Gülme sen de be yelloz!" Beni ittirerek içeri geçtiğinde ona bağırdım.

"Ayakkabılarını çıkart be!" Ona çığırmama yüzünü buruşturup ayakkabılarını bir kenara fırlattı.

"Jiwon! Çantanı hazırla hadi gidiyoruz." Jiwon heyecanla televizyonun karşısındaki oturduğu koltuktan kalktı ve zıplaya zıplaya odasına gitmeye başladı.

"Nereye götürüyorsun Jiwon'u?" Kaşlarım çatık bir şekilde Taehyung'a bakarken yanıma geldi ve alnımın ortasına bir fiske attı.

"Bu gece eve gelmeyecekmişsin Jungkook dedi. Ben de çocuk evde tek kalmasın diye yurda götürüyorum." Onu kafamla onayladım ve koltuğun üzerindeki paketlere yöneldim.

"Açsana şu paketi. Elbiseye ben de bakayım merak ettim." Parmağıyla işaret ettiği paketi elime aldım. Üzerindeki Gucci logosu kaşlarımın kalkmasına sebep olmuştu.

"Piçe bak. O nerden bilir Gucci'yi." Yanımdaki ruh hastası arkadaşıma kafamı sen iflah olmazsın dercesine sallarken paketi açtım. İçinden ince ipek bir kumaşı olan, parlak, zümrüt Gucci yeşili bir elbise çıktı. Elbiseyi yavaşça havaya kaldırdım. Boyu dizlerimin altında bitecek şekildeydi. Hiçbir abartısı yoktu. En büyük olayı göğsündeki derin dekolteydi.

"Güzel seçmiş pezevenk." Taehyung yanımda kendi kendine söylenirken, bir yandan da ayakkabı kutusunu açıyordu.

"Umarım kırmızı seçmiştir." Kutuyu açtığında gördüğü renkle yüzünde saçma bir gülümseme oluşmuştu.

"Aferin öğretebilmişim bir şeyler." Kırmızı ince bantlı Alexander Birman markalı ayakkabı bana göz kırparken, yüzümde saçma bir gülümseme vardı.

"Eh biz çıkalım o zaman. Sen de bir yirmi dakika içinde hazır ol istersen. Çünkü Jungkook seni almaya gelecekmiş." Onu kafamla onaylarken Jiwon'un kafasından öptüm ve el salladım. Evden çıktıklarında diğer paketlere yöneldim. Bir paketin içinden sadece dantelli kırmızı bir tanga çıkarken, diğer küçük pakette kırmızı mat bir ruj vardı. Odaya gitmeye üşendiğim için üzerimdeki şortu ve askılıyı hızlıca çıkarttım. Kırmızı tangayı hızlıca bacaklarımın arasından geçirdim. Elbiseyi elime aldım ve kumaşını elimle okşadım. İpek yeşil elbise tenimle buluştuğunda bana verdiği hissiyat muazzamdı. Elbisenin üzerimdeki duruşunu görmeden önce ayağıma ince bantlı topuklu ayakkabıları geçirdim.

mouvement | liskookHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin