25

2K 110 34
                                    



Final yaklaşıyooooorrr.
Aşırı +18 bir bölüm oldu, şimdiden uyarayım dedim.
Oy ve yorum vermeyi unutmayın!!
Neredeyse 2K olmuşuz çok mutluyumm.
#lalisamonoban hashtaginde de birinci sıradayııız!!!
Sizi seviyorummmmm






























*ta peau sur ma peau





















Kendimi hızlıca attığım en üst kattaki koridorda yürürken heyecanımı bastıramıyordum. Yeni yeni hissetmeye başlayan kalbimin, Jeon Jungkook'a olan ilgisinin farkındaydım. O, ben ondan saklandığımda bile benden vazgeçmemişti. Onu yüzlerce defa hayal kırıklığına uğratmama rağmen, beni sevmekten vazgeçmemişti. Ben de onun ve minik kardeşim için değişimi kabul etmiştim.

Erkekler tuvaletinin önüne geldiğimde hızlıca kapıyı açıp kapattım. Anahtarın kapının üzerinde olması tamamen şansımızdan kaynaklı olmalıydı ki, kapıyı hızlıca kitledim. Jungkook'a doğru döndüğümde yüzünü göremeden iri bedeni ve teninin hoş kokusu etrafımı sarmıştı.

Kolları sıkıca vücuduma dolanmış, burnunu boynuma gömmüştü. Derin derin nefesler alarak kokumu içine çekiyordu. Bana bu kadar düşkün olması içimi titretirken, hareket edebildiğim kadarıyla elimi beline koydum. Ona karşılık vermemden dolayı belki de şaşırmış olmalı ki, hafifçe geri çekilip gözlerimin içine baktı.

"Seni çok özledim." Buğulu sesi kulaklarımı doldurdu. Vücudumu tutuşu gevşedi fakat beni bırakmadı. Sağ elini kolumun altından belime yerleştirdi. Ben de sol elimle koluna tutundum. Sol eliyle saçlarımı geriye itti. Gözlerindeki şevhetle karışık olan özlem kanımı kaynatıyordu.

Ya da altı aydır onu düşündüğün için seks yapmadığından yanıyorsundur.

İçimdeki sürtüğün sesi daha baskın gelirken yutkundum. Ona bir şey söyleyecek gücü kendimde bulamıyordum.

"Neredeydin? Seni her delikte aradım. Ama o kadar iyi saklanmışsın ki seni bulama-"

Hareket eden dudakları görüş açıma girdikçe nefesim kesiliyordu. Damarlarımda kaynayan kan, elimin altındaki sıcak teni beni baştan çıkarmaya yetiyordu. Siyah saçları alnından iki yana dökülmüştü. Kollarına yeni dövmeler eklemişti. Biraz zayıflamıştı, fakat yüzü hala canlıydı. O bana sorularını sıralamaya devam ederken, daha fazla dayanamayacağımı anlayıp parmak uçlarımda yükseldim. Kollarımı sıkıca boynuna dolarken sert bir şekilde dudaklarımı dudaklarına yapıştırdım.

Bu atağımı beklemiyor olacak ki, birkaç adım geriye sendeledi. Ama sonra kendini hemen toparlayıp kollarıyla sıkıca vücudumu sardı ve beni havaya kaldırdı. Bacaklarımı hızla beline doladım. Beni lavabonun üzerine oturttu. Dudaklarımız hırsla birbirini öperken, çıldırmış gibi birbirimizi elliyorduk. Elleri kalçamı sıktığında kafamı geriye çekip seslice inledim.

"Bu gece bana gel. Her şeyi konuşacağız." Zorlukla nefes nefese konuştum. Bakışlarımız birbirine değdiğinde ikimizde yutkunduk.

"Ama şimdi bütün özlemini göster ve seviş benimle."

Cümlem onu atağa geçirdiğinde üzerimdekilerden hızla kurtulmaya başladı. Beni lavabodan indirdi ve çıplak göğüslerime öpücükler bıraktı. Bacaklarımdaki jeani yavaşça aşağı indirdi. Dizlerinin üzerinde bana aşağıdan bakarken o kadar baştan çıkarıcı görünüyordu ki, dayanamayıp saçlarını çekiştirdim; ve tam o an da dili külodumun üzerinden vajinama değdi.

"Ah!"

Sesli inlemem bütün tuvaleti doldurduğunda hızlıca külodumu da indirdi. Normalde benimle uğraşacağını biliyordum. Fakat o da dayanamıyor olmalıydı. Dil darbeleri seriydi. Ben kendimden geçercesine inliyordum. O ise işini ustalıkla yapıyordu. Artık dayanamayıp ağzının içine sarsılarak boşaldığımda, bütün sıvımı emdi.

Hızlıca ayağa kalkıp kendi üzerindekilerden kurtuldu. Beni tekrar lavabonun üzerine oturtup, ayakkabılarımla beraber pantolonumu tamamen çıkarttı. Bacaklarım iki yandayken karşıdan beni arsızca izliyor ve dişleriyle dudaklarına işkence ediyordu.

"O kadar eşsizsin ki..." Bakışları ıslak vajinama dokundu.

"Seni öyle bir becereceğim ki Lisa." Arsız ve seksi ses tonuyla konuşması ıslanmam için yetmişti. Kendi üstündeki fazlalıklarından kurtulup bacak arama girdi. Bacaklarımı iki yandan tutup açtı. Sırtımı geriye aynaya doğru yasladım ve sertçe onu içimde hissettim.

Hareketleri hızlıydı. Canımı yakmak umrunda bile değil gibiydi. Bakışları bakışlarımdayken sağ elimi kaldırıp parmaklarımı ağzıma götürdüm. Adem elmasın hareketlenmesi beni güldürürken, ıslak parmaklarımı kadınlığımın hassas çıkıntısına götürüp kendimi okşamaya başladım.

Gözlerini gözlerimden çekti ve birleşme noktamıza kitlendi. Onun bu vahşi hali, kadınlığımın içindeki erkekliği ve kendimi okşayışım bana fazla gelmeye başlamıştı. Tekrardan boşalacağımı hissettiğimde bacaklarım sarsıldı. Haykırarak boşaldığımda, Jungkook ani bir atakla içimden çıktı ve beni havaya kaldırıp ters çevirdi. Kalçamı kaldırıp dışarı çıkmasını sağladı ve tekrardan içime girdi.

Hareketlerinin düzensizleşmesi ve hızlanması sona yaklaştığının bir işaretiydi. İkimizde deliler gibi inliyorduk. Tenlerimizin çarpma sesi boş duvarlarda yankılanıyordu.

"Şimdi bunu kısa keseceğim güzelim." Kısık ve kesik kesik gelen sesini kulağımın hemen arkasında duyduğumda irkildim.

"Akşama bunu telafi edeceğim. Ama şimdi geliyorum."

Seslice ve adımı haykırarak içime boşaldığında, bende dayanamayarak üçüncü orgazmımı onunla beraber yaşadım.

Yorulduğu için kafasını omzuma yasladı. Derince aldığı nefesi terlemiş saçlarıma vuruyordu. Dudakları naifçe omzuma değdi.

"Seni seviyorum Lalisa.."

Duygu yüklü ses tonu gülümsememe sebep oldu. Çünkü artık bu cümlesine verecek bir cevabım vardı. Ve bu adam bu cevabı fazlasıyla hak ediyordu.

"Ben de seni Jungkook."























*tenin tenimde

*tenin tenimde

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
mouvement | liskookHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin