16 (M)

3K 147 28
                                    

Bodrum'da tatildeyim ve şuan güneşlenirken uyumak yerine yeni bölüm yazıyorum.
Lütfen biraz karşılığını göreyim :(













* qui êtes vous














Delicesine yağmur yağıyordu. Kafeden çıkıp eve gelmiş; Jiwon ile biraz vakit geçirmiştim. Şimdi ise bu sağanak yağmurda, altımdaki deri şort ve deri postallarım; üzerimdeki büstiyer ve kendimi yağmurdan korumak için giydiğim yağmurlukla beraber o ara sokağa gidiyordum.

Hayatımın bu monotonluğu beni bunaltsa da en azından sevdiğim bir şeyi yaptığımdan dolayı mutluydum. Tabii ki bir şirkette profesyonel bir şekilde dans etmek isterdim. Ama bir kere bu işe bulaşmıştım. Üstümdeki patronlar beni bırakmadığı sürece buradan gidemezdim.

Arsız kişiliğim ve ben ara sokağa girdiğimiz de, bugün her zamankinden daha iyi olmam gerektiğinin farkındaydım. Şeytanla bir anlaşma yapmıştım. Eğer istediğimi almak istiyorsam şeytana güzel bir gösteri sunmalıydım.

Jeon Jungkook ile en son görüşmemin üzerinden tam bir hafta geçmişti. Onun gibi zengin, yakışıklı ve ünlü bir adamın, ara sokaktaki bir kadınla işi olmayacağının farkındaydım. Benimle tek derdi bedenim olabilirdi. Ama Jungkook bir şeyleri gizleme konusunda o kadar kötü bir oyuncuydu ki, benden bir şey istediğini fark etmiştim. Belki de bir maşa olarak kullanılıyordu. Emin değildim; fakat öğrenecektim.

Adımlarım sokağın sonundaki duvarın dibinde durdu. Spot ışıkları sokağı doldururken yağmurluğumun şapkasını hafifçe araladım ve karşımdaki rakibime baktım. Kim Lina karşımda bütün asaletiyle dururken, gülümsedim. Karşıma zor bir rakibin çıkacağını biliyordum. Senelerdir bu sokakta dans ediyordum ve şeytanla hiç böyle bir anlaşma yapmamıştım. Onlar da karşıma Lina'yı çıkararak hem bu anlaşmayı kazanmak istiyorlardı; hem de bir daha böyle bir şeye kalkışmamı engellemeye çalışıyorlardı.

Ama ben Lalisa Monoban'dım. Ve Kim Lina bugün dans hayatının ilk malubiyetini alacaktı.

Yağmur şiddetini arttırırken üzerimdeki yağmurluğu hızla çıkarttım. Yeni boyadığım siyah saçlarım anında sırılsıklam olurken; karşımdaki kadına sırıttım. Tamamen random ve free style olacak bu karşılaşmanın ilk müziğini bekledim. Ellerim karıncalanıyordu. Vücudum soğuktan ya da kazandığım da öğreneceğim şeylerden dolayı titriyordu.

Kulaklarımı dolduran Beyonce'nin sesiyle kendime geldim. Lina, Yonce parçasının melodisine uygun bir şekilde adımlarını ortaya atarken; etrafında dönmeye başladım. Müzikleri tahmin etmem gerekiyordu. Müzikleri tahmin edersem hareketleri birkaç saniye önce düşünerek yapabilirdim. O zaman bu bir free style gibi değil, çalışılmış bir kareogeafi olarak gözükürdü; ve ben kazanırdım.

Lina hareketlerini ustalıkla sunarken insanlar onun adını bağırıyordu. Bundan sonraki parçanın ne olacağını biliyordum; ve Tanrı bu gece ilk defa benim yanımda olmalıydı ki çok iyi bir parçaya denk gelecektim. Gelmek zorundaydım. Parçanın melodisine uygun bir şekilde Lina'yı alkışlarken sıranın bana gelmesine çok az kalmıştı.

Melodi kulaklarımı doldurmaya devam ederken; tam Lina'nın karşısına geçtim. Sol elimi ince belime koydum. Sağ elim yanımdan sarkarken yağmur beni sırılsıklam ediyordu. O sıra da Partition parçasının melodisi kulağıma dolarken, dudaklarım kıvrıldı. Tanrım ilk defa bir şeyden bu kadar çok emin olmuştum.

Sağ elimi bacaklarımdan göğsüme doğru sürterek hareket ettirdiğimde hafifçe kalçamı kıvırmaya başladım. Kendimi tamamen müziğe doğru kaptırdığımda bakışlarımı soluma çevirdim. Ve onu gördüm.

mouvement | liskookHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin