| Oyun | gxg

Ep.5

"Ayşe!" dedi kızıl saçlı olan kız. Gülümseyerek diğer kızın yanına oturdu.

"Selam," Kız ona gülerek baktı. Gözleri parıl parıl sanki gökyüzü gibiydi. Burnu ise minicik.

"Selam," Kızıl olan ona cevap verdiğinde diğer kız daha da gülümedi.

Kızıl olan diğeri kitap okumaya geri döndüğünde kolunu banka yasladı ve onu izlemeye başladı.

Ona deli gibi aşıktı.

Ama bunu ona nasıl söyleyecekti?

Hem diğeri onu "en yakın arkadaş" olarak görürken?

Bunları bir kenara atıp diğerini izlemeye devam etti. Kahkülü hafif sağa sola dağılmıştı. Yanaklarındaki çiller yıldızlar gibi her yere dağılmış, sanki bir sanat eseri gibi duruyordu yüzünde. Gülkurusu dudakları özenle çizilmiş gibiydi.

Tamamen bir sanat eseri gibiydi.

Kızıl olan onu rahatsız etmemek adına sessizce yanında durup kitabını okumasını izledi. Kitap okurken rahatsız edilmekten hoşlanmazdı.

"Dik dik neden bana bakıyorsun?" dedi aniden diğer kız. Kızıl olan biraz korksada neşeyle gülümsedi.

"Kitap okurken yaptığın mimikleri görsen anlardın nedenini." Diğer kızda gülerken arkadan başka alay dolu kahkaha sesleri geldi.

Biri sarışın kısa saçlı diğeri kahverengi kıvırcık saçlı iki kız onlara alay dolu gözlerle bakıyordu.

Gamze ve Elif'ten başkası değildi bu ikili.

Deniz'le dalga geçmeye, gördükleri her fırsatta laf sokmaya bayılırlardı.

Ne de olsa Gamze okulun "popüler kızıydı".

"Bizim eziklerde burdaymış baksanıza!" dedi Gamze alaycı bir ses tonuyla. Sanki onları ezmek istermiş gibiydi. Ki ezmek istiyordu.

"Kızım sen hâlâ utanmadan buraya geliyorsun ya, daha ne diyeyim. Aptal lezbiyen."

Deniz Ayşe'nin yanında sakin kalmak için yumruklarını sıktı.

Son senen Deniz, dayan dedi içinden.

O sırada sağ elinde bir sıcaklık hissetti. Bir el.

Ayşe'nin eli. Ayşe'nin sıcacık eli.

"Deniz, uğraşmaya değmez." Kızıl olan yumuşacık bakışlarla diğerine baktı. Kalbi o kadar hızlı atıyordu ki...

Elini yavaşça geri çekti. Elini çekmezse daha da kötü olacaktı çünkü.

Diğeri tek kaşını kaldırıp sorgular gibi olsa da umursamadı.

"Haklısın, değmezler." Gülümseyip diğerini kendine çekti.

Mis gibi çikolata kokusu burnuna doluşsada kendini tutup ikiliye baktı.

"Sence bu benim umrumda mı? Plastik sarışın?" Sarışın olan dişlerini sıkıp hırlarcasına seslendi.

"Senden nefret ediyorum! Gidiyorum ben!" Ayaklarını vura vura giderken iki kız da kıkır kıkır güldüler.

Sonra bir anda ortam sessizleşince kızıl olan ne yapacağını şaşırdı.

Göğsünün tam üstünde sevdiği kız vardı. Kalp atışları aniden hızlanırken diğerini öbür tarafa iteledi.

"Ne oldu? Saçım mı kötü kokuyor?" dedi diğeri merak dolu gözlerle. Bir yandan da eli saçına gitmişti.

"Hayır, sadece nefes alamadım." Kızıl olan diğerinin saçlarını dağıttı. İkisi birbirine sataşırken zil çaldı ve kızıl olan ayağa kalktı.

"Haydi gidelim." dedi elini uzatarak.

"Gidelim." ve kızıl olanın elini tuttu.

*

Genç kız okul yolunda kulağında kulaklık ilerliyordu.

Bir yandan da Deniz'i düşünüyordu.

Acaba şu an neredeydi?

Bir üniversiteye gidebilmiş miydi?

Onunla olan arkadaşlığı çok farklıydı. Eksik olduğu şey buydu. Onunla konuşmaya, onunla eğlenmeye ihtiyacı vardı.

Peki neden? Arkadaşlığı neden bu kadar eksik hissettiriyor?

Genç kız müziği bile unutmuşken aniden bir el omzuna dokundu.

"Selam!" dedi yumuşak bir ses.

Bu, Deniz'den başkası değildi.