Şanlıurfa’da Rasim Akay işinden çıkmış 5 yaşındaki oğlu Cem ve 30 yaşındaki eşi Dilek Akay ile birlikte yaşadığı yuvasına doğru hareket etti. Baba Akay, yakında sünnetini yapmayı düşündüğü küçük oğlu için görkemli bir düğün planlıyordu. Çok heyecanlıydı. Mutluluktan adeta ayakları yere basmıyordu. Organizasyon için yapmayı düşündüğü bazı tasarılarını ise eşi Dilek Akay ile paylaşmak için biran önce yuvasına ulaşmaya çalışıyordu. Rasim Akay, apartmanın önüne geldiğinde, asansörü dahi kullanmayarak konutunun bulunduğu ikinci kata merdivenlerden koşarak çıktı. Oturduğu dairenin kapısının açık olduğunu gördüğünde önce şaşırdı sonra ise kapının dikkatsizlikten açık bırakıldığını düşündü. Durumu fırsata çevirmeye çalışan baba Rasim, sessizce içeri girerek eşi ve küçük oğluna sürpriz yapmak istedi. Parmaklarının ucunda içeri giren baba, salona adım atıp ailesini şaşırtmaya çalıştığı an, adeta donup kaldı. Yaşamı boyunca bir daha unutamayacağı bir manzara ile karşılaşmıştı. Canından çok sevdiği oğlu ile eşi kanlar içinde yerde yatıyordu. Seslenmeye çalışmışsa da sesi çıkmamıştı.
Kendini zor da olsa apartman boşluğuna atmış orada öylece kala kalmıştı. Dakikalarca apartman boşluğunda oturan talihsiz baba Rasim Akay, apartman sakinlerinin olağandışı bir şey olduğunu hissetmeleri ile fark edildi. Ters giden bir şeylerin olduğunu hisseden komşular daireye girdikleri gibi geri çıkmışlardı. Korkunç manzara karşısında fenalık geçiriyorlardı. Süratle polis aranarak yardım istendiğinde ambulans ve polis kısa süre içinde olay yerine ulaştı. Daire kontrolü altına alınarak, uzman polislerin dışında herhangi bir kişinin girmemesi için emniyet altına alındı. Olay yeri inceleme polisleri, kriminal dedektifler ile cinayet masası dedektifleri gelerek çalışmalarına başladı.
İLK ŞÜPHELİ OYDU
Polislere göre ilk şüpheli eşini ve çocuğunu kaybeden Rasim Akay’dı. Polisin uzun sorgu sürecinde gözaltında kaldı. Daha sonra ise bırakıldı. Perişan baba, aklını oynatmış gibiydi. Şuuru bozulmuş, dengesiz davranışlarda bulunuyordu. Tıbbi yardım alması gerekiyordu. Bu nedenle diğer aile fertlerinin yardımı ile bir hastaneye yatırılarak de müşahede altına alındı.
KAN GÖLÜNDE DELİL ARAMASI
Dairede salonun adeta altı üstüne gelmişti. Belli ki, katil iki kişiyi öldürürken bir boğuşma yaşanmıştı. Polis bu hengamede tüm delil olabilecek materyalleri titiz bir şekilde toplamaya başladı. Tamamen kana bulaşmış halı ve zemin üzerindeki ayakkabı izleri belirlenerek kopyalandı. Parmak izi tespitleri yapıldı. Banyoda bulunan kanlı bir havlu alınarak delil torbasına kondu. Havlu önemli bir delil olabilirdi. Çünkü boğuşma sırasında katilin kollarında maktullerin tırnaklarıyla yaralar açılmış ve ellerini lavaboda yıkadıktan sonra bu havluyla silmiş olabilirdi. Ama daha sonra bu detay boş çıkacaktı. Çünkü kriminal laboratuvardan gelen haberde maktulün tırnaklarında yabancı bir kişiye ait bulaşık bulunamamıştı.
Polis soruşturmasının ilk tespitlerine göre ailenin bir düşmanı yoktu. Tabii ki bu diğer aile ve akraba bireylerinin sorgulanmayacağı anlamına gelmiyordu. İlk belirlemelere göre hunharca öldürülen genç kadının altın kolyesi, bilezikleri ve yüzükleri alınmıştı.HIRSIZLIK VAKASI MIYDI?
Olay bir hırsızlık vakası olarak görülüyordu. Anne Dilek Akay ile küçük Cem’in boğazı keskin bir bıçakla acımasızca kesilmişti. Böyle vahşi bir cinayeti kim ya da kimler işlemiş olabilirdi ki?
Polis tüm Akay ailesi ve akraba bireylerini sorguladı. Ama bir netice alamadı. Polis soruşturma kapsamında elde ettiği tüm delilleri ve izleri tekrar tekrar inceledi. Daha önceden delil olarak alınan ancak herhangi bir bulguya ulaşılamayan bir havluda, kriminal polis, küçük bir kan lekesi buldu. Belki de katilin kolundaki yaralardan bir leke havluya bulaşmıştı. Adli Tıp’dan gelen raporda bu doğrultudaydı. Ama Lekeye ait DNA, polisin gönderdiği diğer şüphelilere ait örneklerle eşleşmemişti. Katil hala bulunamamıştı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
CİNAYET
رعبfaili mechul cinayetler. nefes kesen takipler ve planlanmış ölümler. av mı ? avcı mı? okurken yaşayacaksınız olayları ..