Coupable° kookmin

°Eski dost°

"Bayım lütfen şunu söylemeyi kesin artık"

'Neyi? Beni herkesin içinde öptüğünü mü?'

"Tanrııım"

Sinirle elini başına vurmuş ve önden girmişti bahçeye. Bu saate kadar çocuk gibi sürekli heyecanlı heyecanlı anlatıyordu olayı siyah saçlı olan. Asla böyle bir şey beklemiyordu küçüğünden. E haliyle şaşırmış ve heyecanlanmıştı. Önden hızlı hızlı giden sevgilisine yetişmiş ve kolunu omuzuna atıp çekmişti göğsüne doğru.

'Üzgünüm bebeğim, ama çok seksiydin ne yapayım'

Sinirle dudaklarını büzen küçüğüne saniyelik bir öpücük vermiş ve kapıyı açmıştı. Bu sırada küçük olan tüm bu olayların üzerine bir bardak su içmeye karar vermiş ve mutfağa doğru adımlamıştı. Karanlık odanın ışığını açtığı gibi görünen silûetle bir çığlık bırakmıştı. Sesi duyan siyah saçlı odadan alayla bağırmıştı.

'Ne oldu küçük? Yine bir örümcek mi gördün?'

Küçük olan üzerinde ki şoku atlatmış ve umursamazca bağırmıştı içeride ki adama.

"Hayır hayır, sadece yoongi hyungmuş."

Buzdolabına ilerlemiş ve bir bardak su doldurmuştu kendine. Bu sırada siyah saçlı olan küçüğünün dediği şeyi algılamaya çalışıyordu. Gri saçlı bardağı dudaklarına götürmüş ve büyük büyük yudumlar almaya başlamıştı. Sonra mutfakta ki hyunguyla göz göze gelmiş ve ağızında ki tüm suyu ileri püskürtmüştü. Hayretle bağırmış ve öksürmeye başlamıştı.

"YOONGİ HYUNG MU!?"

Gürültüye karşı kulaklarını tıkamış ve yüzünü ekşitmişti kahvrenegi saçlı adam. Ne vardı bu kadar şaşırılacak. İçeri bir hışımla jeongguk girmiş ve kalakalmıştı olduğu yerde. Garip bir sessizliğin ardından jeongguk kendine gelen ilk kişi olmuş ve sinirle bağırmıştı karşısında kendilerini izleyen yardımcısına.

'Ulan piç, evde sigara mı içtin lan!?'

"Üzgünüm efendim, sizi beklerken farkına varmamışım."

Ortamın garipliğine karşı küçük olan sinirle küçük bir çığlık atmış ve tüm gözleri kendine toplamıştı.

"Tanrı aşkına burda neler oluyor?  Öldü sanıp ağlayıp yas tuttuğumuz adam gece yarısı ışıkları kapalı mutfakta birden karşımıza çıkıyor, ve benim sevgilim o adama evde sigara içtiği için fırça atıyor."

Jeongguk ve yardımcısı aynı anda konuşmuş..

"Ağladınız mı?"

'Sevgilim mi?'

İki adama da birden göz devirmiş ve salona doğru yürümeye başlamıştı. Diğer ikisi de peşinden gelmiş ve karşılıklı koltuklara oturmuşlardı.

"Bana burda neler olduğunu anlatın, çabuk." (Çoçk adm sinrli)

Yoongi ve jeongguk birbirine bakmış ve yoongi esneyerek konuşmuştu.

"Yarın anlatsam? Şuan çok yorgunum Jim"

"Pekala hyung, hadi git ve dinlen. Kahvaltıdan sonra konuşacağız."

Belli belirsiz kafasını sallamış ve üst katta ki odasına doğru ilerlemişti savsak adımlarla. Jeongguk ayağa kalkmış ve sevgilisinin elinden tutup onu da kaldırmıştı.

'Biz de yatalım sevgilim'

Son kelimeyi bastırarak söylemiş ve şımarık bir gülüşle kucağına almıştı küçüğünü. Üst kata çıkmış ve odalarına girmişlerdi. Siyah saçlı olan gardolabı açmış ve kendi için rahat birşeyler çıkarmış, fakat arkasını döndüğünde kendisine sorarcasına bakan küçük ile durmuştu.