°Gökyüzü melekleri°

787 64 97
                                    

★Final★

Genç adam siyah kravatını özenle bağlamış ve açılan kapıya çevirmişti bakışlarını. Pembe saçlı minyon kız içeri girmiş ve kendisine doğru ilerlemişti. Yüzünde şevkat dolu bir tebessüm gözlerinde ise anlayış vardı. Tam yanına gelmiş ve elini geniş omuzlara yerleştirmişti. Destek verircesine sıkmış ve yumuşak bir sesle konuşmuştu.

"Hadi bakalım delikanlı, sevgilin seni bekliyor"

Genç adam buruk bir tebessüm göndermiş ve kafa sallamıştı. Pembe saçlı kız ise son bir kez gülümsemiş ve aşağıya inmişti tekrar. Camı açmış ve derin bir nefes çekmişti içine. Sanki dünyada ki tüm oksijeni içine çekse bile yetmiyormuş gibiydi. Boğazında ki o yumruğu gideremiyor gibiydi. Usulca esen rüzgârın üzerine camı kapatmış ve son kez bakmıştı aynada ki dağılmış yansımasına. Kurumuş dudaklarında küçük bir tebessüm hayat bulmuştu. Daha fazla oyalanmadan odasından çıkmış ve aşağıya giden merdivenleri tek tek inmişti. Sonunda kendisini bekleyen insanların yanına varmış ve usulca aralarından geçmişti. Herkes yüzünde ki acıma ifadesiyle izliyordu genç adamı. Üzülüyorlardı ona. Kimseye bakmadan ilerlemiş ve en öne geçmişti. Kafasını kaldırıpta bakmak istemiyordu. Bir meleğin küle dönüşünü izlemek istemiyordu. Kanatlarının cayır cayır yanışını izlemek istemiyordu. En yakın arkadaşı gelmiş ve omuzunu sıkmıştı güç vermek istercesine. Başını ondan tarafa doğru çevirmiş ve gülümsemişti kahverengi saçlı adama. İkisi de biliyordu..
Ölüm tebessümüydü bu.
Ondan sonrası çok hızlı gelişmişti, genç adam için ölüm yavaşlığın da olsa bile..
Tanrı eşliğin de yakılmıştı bir melek.
Kanatlarının külü verilmişti sevdiği adama.
Sevgilisi birkez yanmıştı fakat..
Binlerce kez yandı genç adam.
Kimse farketmedi..

°

"Siz onun melek olduğunu söylemezmiydiniz? Bakın şimdi gerçek bir melek oldu."

Kahverengi saçlı arkadaşına onaylar anlamda kafa sallamış ve gözlerini daldığı yere odaklamıştı tekrardan.

"Sizinle kalayım bugün, ne dersiniz?"

Konuşmaya bile mecali kalmamıştı. Sadece bakmış ve kafasını sallamıştı iki yana. Yanlız kalmaya ihtiyacı vardı. Arkadaşı ne dediğini anlamış ve gözlerinde ki hüzünle kafasını sallamıştı.
Ardından kapıyı kapatmış ve büyük bir enkaz bırakmıştı o evde.
Genç adam önce derin bir nefes almış ardından gülümsemişti. Hemde tam sevgilisinin istediği gibi.
Tavşan dişleri görünene kadar..
Ardından yüzünü karanlık bulutlar gölgelemiş ve bir anda bağıra bağıra ağlamaya başlamıştı. Delirdiğini hissediyordu.
Aklını kaçırıyor gibiydi yavaş yavaş. Nereye baksa, onu görüyordu. Baktığı her yerde anılar vardı.
Pasta yaptıkları, sorduğu sorularla kafasını şişirmesi, kucağında taşıması, ebelemece oynamaları, sevişmeleri, ilk öpüşmeleri..
Saçlarını çekiştiriyor ve yoluyordu hiç acımadan.
Bu acı hiç geçmeyecek gibiydi. Hızla oturduğu yerden kalkmış ve yukarıya çıkmıştı serii adımlarla. Leylak kokan odaya girmiş ve yüzüne çarpan kokuyla birkez daha yaşarmıştı gözleri. Kokuyu titrek bir nefesle içine çekmiş ve gözbebeklerine kadar titremişti.
Yavaş adımlarla herşeyin başlangıcına..
Balkona çıkmıştı.
İlk kez tutulmayı izledikleri,
Birbirlerine açıldıkları ve
İlk öpüşmelerinin olduğu balkona..
Kararmış gökyüzüne bakmış ve çiseleyen yağmur damlalarının tenini ıslatmasına izin vermişti.
Yağmur kokusuna karışmış leylak kokusunu derince solumuş ve yeryüzünde olan son konuşmasını fısıldamıştı gökyüzüne bakarak. Bunlar binlerce kez ölmüş ve az sonra yeryüzünden silinecek olan adamın son sözleriydi..

Coupable° kookminHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin