'Daha ne var tanrı aşkına?'
"Hadii, çok acıktım zaten."
'Sen her zaman açsın bebeğim'
"Pardon birşey mi dediniz? Duyamadım da.."
'Hayır hayır, merak ediyorum hadi acele edelim'
Sarı saçlı olan hafifçe gülümsemiş ve elini tuttuğu sevgilisini çekiştirmeye başlamıştı. Üst katta kurabiyelerini yemiş, bol bol sohbet etmiş ve geçmiş anılarını yâd etmişlerdi. Ardından küçük sevgilisi son bir sürprizinin daha olduğunu söylemiş ve aşağı kata indirmişti siyah saçlı olanı. Salon olduğunu düşündüğü odaya küçüğünün arkasından girmiş ve bir kez daha eşsiz bir atmosferin içine düşmüştü. Odanın tam ortasında duran büyük boy, uzun bir masa ve üstünde çeşit çeşit yemeğin olduğu tabaklar vardı. Karşılıklı iki tarafta da mumlar, olmazsa olmaz kadeh bardakları ve kırmızı şarap ortamı romantik bir hale getirmiş, arka fon da çalan kısık sesli klasik müzik ise son rütûşları koymuştu. Kusursuz masada dolaştırdığı gözlerini küçük sevgilisine çevirmiş ve inanamıyormuşcasına gülümsemişti.
"Pekâlâ bu sizin hayaliniz değil ama benim hayalimdi"
Cümlesinin ardından eliyle ağızını kapatmış ve şirin bir kıkırtı bırakmıştı. Siyah saçlı adam küçüğünün ağızını kapattığı elini kendi elleri arasına almış ve minik bir öpücük bırakmıştı.
'Sen güzel olan herşeyin kendisisin. Nasıl olur da böyle biri benim gibi birinin karşısına çıkabilir..?'
"Burda saatlerce sizin güzelliğinizden bahsetmek isterdim ama çok açım. Yemekten sonra ultra romantik bir konuşma yapacağım, söz veririm!"
Sevimlice konuşan sevgilisinin yanaklarını öpmüş ve kafasını sallamıştı. Ardından ikisi de karşılıklı sandalyelere oturmuş ve yemeye başlamışlardı.
'Tüm bunları sen mi yaptın bebeğim?'
Küçük olan ağızında ki lokmayı yutmuş ve başını sallamıştı.
"Evet, size görünmeden yapacağım diye çok uğraştım doğrusu."
'Sen muazzam bir adamsın, bunca şeyi o küçük ellerinle nasıl yapabildin..?'
"Severek yaptım, o yüzden çok yorulmadım da, endişe etmeyin."
Bir süre sonra yemeklerini bitirmiş ve karınlarını doyurmuşlardı.
'Buraları temizlemeyecek miyiz?'
"Hayır, yarın sabah bir bayan gelip halledecek. Biz balkona çıkalım şimdi olur mu?"
Jeongguk başını onaylar nitelikte sallamış ve sevgilisinin, elini tutup onu ilerletmesine izin vermişti. Tekrardan balkona girmiş ve yerde ki yumuşak yastıklara oturmuşlardı. Fakat bir süre sonra sarı saçlı çocuk ayağa kalkmış ve siyah saçlı olanın dikkatini çekmişti.
"Şey.. oraya oturabilir miyim?"
Siyah saçlı olan utangaç sevgilisine kafasını sallamış ve kucağına yerleştirmişti. Küçük sevgilisi kucağına oturmuş ve ayaklarını beline sarmıştı genç adamın. Ardından mayışmış bir sesle fısıldamıştı.
"Dünyanın en rahat yeri burası."
Jeongguk sevgilisinin saçlarına birer öpücük bırakmış ve başını yaslamıştı küçüğünün omuzlarına.
'Ee, hadi dinleyelim şu ultra romantik konuşmanı.'
Muzipçe konuşmuş ve hemen ardından gülümsemişti.
Sarı saçlı genç ise boğazını temizlemiş ve jeongguk'un kalbini titretecek cümlelerle konuşmaya başlamıştı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Coupable° kookmin
RomanceEfsaneye göre iki melek birbirine aşık olursa eğer.. Birinden biri ruhunu iblise satmış, kalbini ise meleğine vermiş demektir. Ve ben.. Tanrının gönderdiği o meleğe aşık oldum. Hemde ruhumu verecek kadar çok..