This is very midsummer madness

970 132 163
                                    

I don't love how you lovebut please don't leave me here alone

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

I don't love how you love
but please don't leave me here alone.

🎨🎨

Garip. Chanyeol hissettiği duyguları tek bir kelimeyle özetlemesi gerekseydi bu kelimeyi kullanırdı. Ders bittiğinde çantasını aldığı gibi kafeteryaya koşar adımlarla ilerlerken heyecanlıydı, sabırsızdı, meraklıydı. Nasıl meraklı olabilirdi ki her şeyi kafasında tasarladığı halde? İşte tam bu yüzden garip kelimesini seçerdi Chanyeol. Söz konusu Remedy olduğunda mantıklı hisler uğramazdı Chanyeol'e, hep garip olanları gönderirlerdi yerlerine.

Kafeteryaya ulaştığında en köşede oturan arkadaşının yanına gidip oturdu ancak yüzüne bile bakmadan çantasından eşyalarını çıkarmaya başladı. Jongin "Sana da merhaba kardeşim." dediğinde Chanyeol kaşlarını çatarak arkadaşına döndü.

"Kardeşim mi?"

"Of, sorma." dedi Jongin oturduğu rahat koltukta arkasına yaslanarak. "Garip bir adamın kitaplarını inceliyoruz, adam herkese kardeşim diyor. Dilime dolandı inanır mısın?"

Chanyeol hafifçe gülerken çantasından son kalemini de çıkarmıştı. Eskiz defterini açarken Jongin'e yönelik konuştu. "Kardeşim o zaman bana büyük bir fincan kahve alır mısın? Diğer dersimin başlamasına bir saat var, ilhamlarımı coşturayım biraz."

"Ayıpsın kardeşim." Jongin yayıldığı koltuktan ayaklanıp kasaya doğru ilerleyecekken duraksadı. "Sütsüz şekersiz?"

"Sütsüz şekersiz." diyerek onayladı Chanyeol arkadaşını.

Chanyeol dün gece yine ilginç bir rüya görmüştü. Yıllar önce kendini oldukça etkileyen ve hala ara ara aklına gelen bir rüyanın ardından sabah kalkıp o rüyayı çizmesiyle başlamıştı her şey. O günden beri Chanyeol ne zaman kendini gerçekten etkileyen ya da hoşuna giden bir rüya görse hemen onu çizerdi ve artık öyle bir alışkanlık olmuştu ki çizme işlemi biraz geciktiğinde telaşa kapılıyordu. Tam olarak o an olduğu gibi.

Güzel bir rüyaydı ve Chanyeol çizmek istiyordu. Çizdiği zaman nasıl görüneceğini görmek istiyordu.

Jongin tam istediği gibi buram buram kahve kokan büyük bir kupayla yanına geldiğinde ince uzun bir masa taslağını bitirmişti bile. Masanın üzerine çizdiği tabak, bardak, mum, yiyecek ve diğer her şeyi beyaz bırakacaktı. Çizimde göze çarpan tek şeyin Remedy olmasını istiyordu çünkü rüyası da tam olarak öyleydi. Üzerindeki siyah kıyafetler ve güzel yüzünün alnına kadar kapanmasına sebep olan siyah saçlarıyla tüm dikkatleri üzerine çekiyordu. Çiziminde renk kullanacağı tek kısım ise Remedy'nin pembe dudakları olacaktı. Pembe dudağa takılmış piercing ucunda bir halkayla siyah gömleğin yakasına kadar uzanacaktı.

"Senin yine ilham perileri garip işler çeviriyor." dedi Jongin, Chanyeol'ün önündeki deftere eğilmiş çizimi incelerken. Yaklaşık yarım saattir vizelerin nasıl canını çıkardığından yakınan çocuğun nihayet konu değiştirmesi Chanyeol'ü rahatlatmıştı.

"Rüyamı çiziyorum aslında." diye itiraf etti Chanyeol. Jongin de dahil olmak üzere hiçbir arkadaşı, ki Chanyeol'ün çok az arkadaşı vardı, bilmiyordu Remedy'yi. Yine de rüyasından bahsetmek sorun olmaz diye düşünmüştü.

"Ben de kullanıyorum bunu." dedi Jongin gözleri parlarken. "Rüyamda gördüğüm şeyleri uyanır uyanmaz not alıyorum. Ne kadar saçma ve anlaşılmazsa o kadar iyi. Sonra o rüyayı tasvir etmeye çalışırken birden ortaya bir şiir çıkıveriyor."

Jongin heyecanla konuşurken Chanyeol kıkırdamadan edemedi. Hocalarından ve sınavlardan yakınıp dursa da okuduğu bölüme aşıktı Jongin. Yazı yazmak için doğmuş olduğunu iddia ediyordu. "Sende bir Salvador Dali havası sezdim." dedi Chanyeol gülerek.

"Yok canım," dedi Jongin duruşunu dikleştirerek. "Bizde de biraz var ama üstat kadar sağlam delirmedik daha."

Chanyeol sağlam bir kahkaha attığında birkaç insan dönüp bakmış olsa da ikisi de umursamamıştı. Her ikisi de dış görünüşleri sayesinde okulda bilinen kişilerdi zaten. Okulun boy ortalamasını sırf ikisi arttırıyordu. Jongin esmer teniyle ve çekici bakışlarıyla, Chanyeol ise sürekli kırmızıya boyadığı saçları ve kalın sesiyle okula yeni gelen her ilk sınıf öğrencisince beğeniliyordu. Fakat her ikisi de pek sosyal insanlar sayılmazdı. Tabii Jongin, Chanyeol'e kıyasla çok daha sosyal biriydi, orası ayrı.

Yaklaşık on beş dakika sonra Chanyeol defterini kaldırıp karşısına koydu ve eserini inceledi. Güzel olmuştu. Remedy'yi çizdiği diğer seferlerde olduğu gibi kendini tatmin eden bir çalışmaydı.

Jongin "Ver bir de ben bakayım kardeşim." derken çoktan arkadaşının elinden defteri almış çizimi inceliyordu.

Chanyeol kırk dakika masaya eğilmenin sonucu ağrıyan belini dinlendirmek için oturduğu yerde gerindikten sonra kahvesinden son yudumunu aldı. Jongin'in yüz ifadesinden habersizdi, kırmızı rengi iyiden iyiye solmuş olan saçlarını eliyle karıştıran oğlan.

Jongin "Kardeşim bir şey soracağım." dediğinde Chanyeol gülmemek için dudağını ısırdı. Jongin acilen bu yazarla olan işlerini bitirmeliydi. "Sen sanki bu adamı daha önce de çizmiştin ya."

Jongin düşünür gibi kıstığı gözleriyle ve kararsız sesiyle söylediğinde Chanyeol içinde panik dalgalarının yükseldiğini hissetti. Jongin'in Remedy'yi tanıyacağı aklının ucundan geçmemişti. Elbette diğer çizimlerinden gördükleri vardı ancak Remedy her seferinde rüyasında farklı bir role büründüğü için her çizimde de farklıydı. Aynı kişi olduğunu anlamak için tüm çizimler dikkatle incelenmeliydi.

Chanyeol panik dolu bir gülümseme eşliğinde "Yok ya," dedi. "Başka birine benzetiyorsundur. Neden aynı kişiyi çizeyim ben?"

"Yok kardeşim, eminim ben." Jongin eskiz defterinin diğer sayfalarını incelemek için çevirmeye başladığında Chanyeol hızlıca yerinden kalkıp defteri kapmaya çalıştı ancak Jongin hamleyi tahmin etmiş ve defteri geri çekmişti. Birkaç hafta önce çizdiği başka bir rüyasının çiziminde durup defteri heyecanla havaya kaldırdı esmer oğlan. "Bak işte, aynı kişi. Biliyordum yemin ederim."

Chanyeol havaya kaldırılmış defteri tekrar tutmaya çalıştığında Jongin bir kez daha hamleyi geri püskürttü ve eski sayfalarda gezinmeye başladı. Bir dolu çizimin aralarında sürekli aynı simaya denk gelip duruyordu. Chanyeol bu kişi kimse onu o kadar çok çizmişti ki. "Chanyeol, kim bu adam?" diye sordu Jongin şaşkınlık dolu sesiyle. Başlarda kampüste denk geldiği birini çizdiğini varsaymıştı ancak çizimler gittikçe daha eski tarihlere uzanıyordu. Kimdi bu sürekli Chanyeol'ün aklına girip duran ama Jongin'in daha önce görmediği kişi?

"Jongin," dedi Chanyeol kararsızlıkla. Nasıl açıklayacaktı şimdi? Durup dururken yalan söylemek istemiyordu ancak açıklaması da o kadar kolay değildi Chanyeol için. Ardından gözüne çarpan saatle hızla ayağa kalktı. "Jongin, derse geç kalıyorum. Daha sonra her şeyi anlatacağım, tamam mı?"

Chanyeol kalemlerini çantasına fırlatıp Jongin'in elindeki defteri de kaptıktan sonra kafeteryanın çıkışına doğru ilerlerken arkasından bağıran Jongin'in sesini işitti. "Daha sonra anlatacaksın ama. Kaçamazsın benden kardeşim."
















*Girişlerdeki çizimler Chanyeol'ün çizimleri. İmza varsa bilerek kesmeyeceğim orijinal sanatçıya ulaşabilesiniz diye.

evet sınav bittiğine göre buraya çılgınlar gibi bölüm atabilirim akjaskfna zaten taslaklarda neredeyse final yaptım bu yüzden bölüm gelmez endişeniz olmasın muah 

remedy [bbh+pcy]Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin