/18/

414 36 37
                                    

Medya Berk ve Mehir... yicem bunları çok tatlılar... ♥🎆

Bu kitapta yazdığım en uzun bölüm oldu. Bakalım nasıl oldu beğenecek misiniz? Sizi seviyorum...

~~~~~~~~~~~~~~~~~







5 ay sonra...

Berk: Mehir (09:47)

Berk: Uyuyor musun? (09:47)

Berk: Tek tik olduğuna göre uyuyorsun (09:48)

Berk: Uyu bakalım... (09:48)

Berk: Hala mı uyuyorsun? (12:38)

Berk: Sen bu saat'e kadar uyumazsın ki (12:39)

Berk: Neredesin Mehir? (13:16)

Berk: Cemal'le Nisa da bilmiyor nerede olduğunu (13:17)

Berk: Nereye gittin bari haber verseydin! (13:17)

Berk: Beni meraklandırmak istiyorsun ve beceriyorsun (14:11)

Berk: Aferim! (14:11)




Berk

Beş aydır Merih'le beraber takılıyorduk. Onunla vakit geçiriyorduk. İlk başta utansada sonradan utanmayı bırakmıştı. Çok güzel şeyler yapmıştık.

Cemal'le Nisa da bizimle bazen takılıyordu. Aramız çok iyiydi. Onu sevmek istemiştim ve şimdi seviyordum sanırım. Ona bunu söyleyecektim fakat telefonuna ulaşamıyordum.

Bin tane mesaj atmıştım. Kaç defa aramıştım. Ama cevap vermiyordu. Çıldıracaktım artık.

Şu an tekrar arıyordum fakat açmıyordu yine...

Bir süre sonra tekrar aradım ve bu sefer açtı!

"Mehir! Kızım neredesin sen?! Sabahtan beri arıyorum mesaj atıyorum cevap vermiyorsun! Nereye gittin?! Söyleseydin bir şey demezdim. Cevap vermeyi düşünüyor musun Mehir?!" Bağırmıştım. Çünkü çok sinirlenmiştim.

"B-berk... Ben ç-çok k-kötüyüm..." dediğinde başımdan kaynar sular dökülmüştü. Ağlıyordu... ama neden?

"Mehir tamam güzelim konum at hemen oraya geleceğim sen yeter ki ağlama lütfen..." Konuşurken boğazım düğümlenmişti.

"T-tamam Berk"

5 dakika sonra konumu atmıştı ve konum mezarlığı gösteriyordu. Annesinin yanına mı gitmişti? Bu neden aklıma gelmemişti ki.

Koşarak evden çıkıp mezarlığın yolunu tuttum. Hemen onun yanına gitmeliydim çok ağlıyordu. 1 ay önce aynı şeyi ben yaşamıştım. Babamın ölüm yıl dönümünde... ve o zaman Mehir yanımda olmuştu sıra bendeydi. Onun yanında kesinlikle olmalıydım.

Mezarlığa geldiğim gibi koşarak Mehir'in yanına gittim. Hemen sarıldım. Omzumda ağlamaya başladı tekrar.

"Şşt, tamam güzelim ben buradayım yanındayım sakin ol..."

Yarım saat sonra zorda olsa onu mezarlıktan çıkarttım. Evine doğru yola koyulduk hemen. Mehir'i babasından kurtarıp ona küçük bir ev tutmuştuk beraber. Orada yaşıyordu arada gidiyordum bende.

Apartmana girdiğimizde merdivenleri çıkamayacak gibiydi Mehir. Kucağıma aldım o da bir şey demedi. Evi açıp odasına girdim. Yatağına yatırıp üstünü örtüm. Salona gidip otursam biraz daha kendime gelirim diye kalkacakken Mehir bileğimi tuttu.

"Berk... yanımda yatsan lütfen..." Böyle deyince onu kırmak istemedim ve yanına yattım. Anında göğsüme sokulup sarıldı bende ona sarıldım.

Mehir uyurken ben uyuyamıyordum. Onun için o kadar endişelenmiştim ki bir şey olacak diye korkuyordum.

Yavaş yavaş uyanıyordu. Kafasını kaldırınca beni gördü. "Şey... y-yanımda olduğun i-için teşekkürler," Saçlarına bir öpücük kondurdum.

Yataktan ikimizde doğrulmuştuk. Bağdaş kurup karşılıklı oturmuştuk. Ona bir şeyler söylemem gerekiyordu.
"Mehir... sana bir şeyler diyeceğim lütfen sözümü kesme," Kafasını karışmış gibi duruyordu ama hemen kafasını salladı, bende derin bir nefes aldım.

"Bana ilk mesaj attığında seni gerçekten umursamadım herkese yaptığım gibi. Sadece senden o Hırkamı vermeni bekliyordum. O değerliydi benim için ama artık o hırkam çok sevdiğim kızda olunca artık istemiyorum. Senin sevgin o kadar güzeldi ki bana karşı. Ben umursamaz,  sinirli, sadece kendi acı çektiğini düşünen biriydim. Ama sen gelip hayatıma karışınca böyle olmadığını anladım. 5 ay önce seni eve bıraktığım o gün dedim ki içimden 'bu kızı sevmeliyim, bu kız bunu hak ediyor, canımdan bir parça olmayı hak ediyor' dedim. Ve artık seni seviyorum bunu başardım. Hayatım da çok şey istedim ama başaramadım şimdi ise başardım. Seni çok seviyorum Mehir..."

Mehir duygudan duyguya geçiş yapıyordu. Şaşırmıştı, sevinmişti, ağlamak istiyordu...

Biraz daha yaklaştım. Elimle yüzünü avuçladım. Gözyaşlarını silip öpüyordum. "Ağlama... lütfen," dedim çünkü onun ağlaması içimi acıtıyordu.

"Seni sevdiğimi nasıl anladım biliyor musun? Herkesten kıskanıyordum. Cemal 'den bile. Sana bir şey olacak diye ödüm kopuyordu. Sonra seni görünce içimde kelebekler uçuyordu. Sevdiğimi böyle anladım..." Dediğimde sımsıkı sarıldı bende ona aynı şekilde.

Bir süre sonra tekrar elimle yüzünü avuçladım. Yüzümü iyice yaklaştırdım. Ne yapacağımı anlamış olacak ki gözlerini kapadı bende aynı şekilde kapattım. Dudaklarımız arasında milimsantim ya vardı ya yoktu. Dudaklarımız birbirine değeceği vakit telefon çaldı, umursamadım. Mehir kendini geri çekti ve odadan ayrıldı. Utanmıştı.

Sinirle telefonu elime aldım. Cemal'di.

"Ne var lan beyinsiz?"

"Bir kere de seni aradığım zaman 'nasılsın kardeşim' de be," diye çemkirdi.

"Salak! Neden aradın?" Sinirim yatışmıyordu.

"Mehir'i buldun mu diye soracaktım." Dediğinde çıldırmıştım. Bunun için o anımızı mı bozmuştu bu piç.

"Buldum! O kadar iyi bir vakitte aradın ki aferim amına koyduğum! Siktir git" telefonu yüzüne kapattım.

Mehir'n yanına gittiğimde televizyon izliyordu. Beni görünce yüzü kıpkırmızı olmuştu. Yanına gidip oturdum kendime doğru çektim.

"Seni seviyorum güzelim..."

"S-seni s-seviyorum koca adamım..."
















OY ve YORUM yapmayı UNUTMAYALIM!

Hırka || textingHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin