ஐஐஐ"Bir dakika bile bu evde durmayacağım!"
Annemin bağırışı odamın çaprazındaki odalarında duyuluyordu. Yatağımın ucunda, elimi çeneme yaslamış halde yatıyor ve merakla önümdeki kitabı okuyordum, onları duymazdan gelmeye çalıştım. Klasik kavgalardan biri olmalıydı. Ve her klasik kavga gibi bana bok gibi hissettirmeliydi. Genelde bok gibi hissettirir, biter ve sabah güzel bir aile kahvaltısına uyanılırdı. Annem olmadan.
Umursamadan, gözlerimi nerede kaldığımı unuttuğum satırlara yönlendirdim ve defalarca kez okuduğum ama asla zihnime işlemeyen satırları tekrar okudum. Gereksiz bir çabaydı çünkü babamın bağırışı, satırları tekrar anlamsız kıldı.
"Sen mi durmayacaksın? Jennie olmasa bu evde tek bir saniye bile geçirmem ben!"
Sinirle kitabımı kapattım ve odanın bir köşesine fırlattım.
Bağırışları hâlâ boğuk bir şekilde tüm evde yankılanırken yatağımın baş ucuna geçtim ve yastığımı dikleştirip yaslandım.
Dizlerimi kendime çekip, ellerimle kulaklarımı örttüm ve gözlerimi sıkıca yumdum.
"Ben olmasam bir gün bile bakamazsın sen Jennie'e!"
Duyduklarımla kulağımdaki ellerimi daha çok bastırdım. Kavgalarında en sevmediğim şey buydu, annemin kendini kandıran sözleri. Ama kendine iyi avukatlık ediyordu, olayın dışında biri olsam inanırdım ona.
Sıkıca yumduğum gözlerimi yakarak, yanaklarımı es geçen ve yatağımdaki çarşafı ıslatıp orada kısa süreli bir iz bırakan gözyaşlarım yokmuş gibi yapmayı denedim.
Odama doğru gelen adım seslerini umursamayarak, ellerimi kulaklarıma bastırabildiğim kadar çok bastırdım. Umursadığımda bir şey geçmiyordu elime, beni görüp kavgalarını erteliyorlardı ve ertesi gün ediyorlardı.
Gözyaşlarım bazen yatağa, bazense kendime çektiğim çıplak dizlerime damlarken sertçe kapım açıldı.
Gözlerimi açmamaya ve sesleri duymamaya yemin etmiş, etrafımda olan biteni inkar ediyordum.
Kendimi kandırmam, annemin karamelle karışık kokusunun burnuma dolması ve beni kolumdan sertçe çekmesiyle son buldu.
"Kızımı alıp gidiyorum ben burdan!" Ki bu mümkün değildi.
Beni sertçe kolumdan çektiğinde yataktan tökezleyerek kalktım. Dudaklarımdan bir hıçkırık kaçmasına rağmen ellerimi kulaklarımdan çekmedim ve gözlerimi açmadım. Ne gözlerimi açıyor, ne de onları düzgün duyabiliyordum, sadece karamel ve alkol karışımı kokuya hakimdim.
Annem bir yandan kolumu sertçe kavramış, bir yandan da valizimi yatağımın köşesine koymuş tek elle açmaya çalışıyordu. Ama hareketleri o kadar dengesizdi, o kadar kendinden habersizdi ki...
Babam, kolumu sıkan ellerden beni kurtarıp göğsüne çektiğinde, alkol ve karamel karışımı hoş kokudan sonra onun erkek parfümü kokan bedenine, ellerimi kulaklarımdan çekip hızlıca sarıldım.
Saçlarımı öptü ve bana sıkıca sarılmasına rağmen, hâlâ çakır keyif tavırla valizimi toplayan bedene bağırdı. "Çık evimden!"
ŞİMDİ OKUDUĞUN
summertime sadness || jenlisa
Fanfiction"Dünyanın en pahalı şarabı bile bana dudaklarından daha güzel bir tad veremez" Kitap ismini, Lana Del Rey'in "Summertime Sandness" adlı şarkısından almıştır.