summertime sandness extra

880 102 50
                                    

Size gecenin soğuğunda, sıcaktan bahsedilmiş bir bölüm hediye ediyorum Summertime Sandness'in güzel kitlesi.

Özlüyorum bu kitabı

Medyadaki şarkıyı dinleyerek yazdım öneririm hepinize

....

New York'un sıcak ve nemli gecelerinden birinde kana bulanmış kıyafetlerimle, girişinde durduğum mezarlığa baktım.

Az önce dövüldüğüm için burnumdan ve dudağımdan akan kan, kızarmış gözüm ve yırtık kıyafetlerim umrumda değil.

Canımın yandığını hissetmiyorum, deli gibi üşüyorum sadece.

Bir gece ondan ayrı kalmaktan kaçınırken bir yıldır göremiyor olmanın özlemiyle deli gibi üşüyorum.

Hava ise bu durumuma epey zıt. New York en sıcak gecelerinden birinde.

Onun için aldığım, eskimiş şampanyalardan biri elimde, dikiliyorum mezarlığın girişinde.

Sırtımda eskimiş yırtık pırtık bir çanta var. Onunla buluştuğumda hep karıştırdığı ve hatıra olarak bir şeyler aldığı çantalardan biri. 

Bedenim titriyor, yüzümü ısıtan tek şey burnumdan dudağımın kenarına uzanan sıcak kan.

Saat 04.00.

O iki dakikanın geçmesini, ayın en tepede dikilmesini ve sokak lambalarının yapaylığına inat bütün geceyi aydınlatmasını bekliyorum.

04.02.

Seni öldürdüğüm saat. O iki dakikada kim bilir neler hissettin, nelerle yüzleştin, ne kararlar aldın... Oraya gelirken nasıl da eminsindir seni orada beklediğimden, nasıl korka korka atmışsındır her adımını.

Elimdeki şampanya şişesi, uzun süre evin bir köşesinde durmaktan tozlanmış halde.

Şampanyanla ve bayılmak üzere olan vücudumla geçiriyorum iki dakikayı. 

Özlemle geçen koskoca bir yılın ardından yanına gelmeye cesaret edebiliyorum.

Her gece öldüğüm bir sene.

Ve uzun uzun geçerken öldüğüm iki dakika.

04.01.

Giriyorum mezarlığa, hiç bir ışık tarafından aydınlatılmayan karanlık mezarlığı aydınlatan tek şey ay ışığı. Annen cenazene gelmedi, yüksek dozdan hastanedeymiş. Baban seni buraya gömmeyecekti, yaşananları hiç bir zaman öğrenemediler ama baban kendi şehrine gömülmeni istiyordu işte. Büyükannen vazgeçirdi onu, senin burada çok arkadaşın olduğunu ve ziyaret etmek isteyebileceklerini söylemiş. Zavallı kadın, New York'un eğlenceli arasında kimsenin görmediği ve ziyaret etmediği karnalık mezarlardan bir haber tabii.

İncinmiş kemiklerimle yalpalayarak yürüyorum sana giden yolu.

Her bir hareket edişimde sızlayan kemiklerime aldırış etmeden yürüyorum sana giden yolu, tutmayan parmaklarıma ağır gelen şampanya şişesiyle.

04.02.

Karşında duruyorum.

Adım gibi bildiğim ama asla gelmediğim yolu aştım ve duruyorum karşında.

Gözlerimden düşen bir damla yüzümdeki kurumuş kanı ıslatıyor ve aşağı süzülen su, yüzümde uzun kırmızı bir leke oluşturuyor.

Deli gibi üşüyorum karşında, sana olan özlemimle en sıcak günde donuyorum.

summertime sadness || jenlisaHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin